Isn't that obvious translate Turkish
99 parallel translation
That's obvious, isn't it?
Bu gün gibi ortada, değil mi?
I said, "That's the most obvious explanation, isn't it?"
"Bu gayet açık, değil mi?" dedim.
- That's rather obvious, isn't it?
- Bu oldukça açık, değil mi?
- That's obvious, isn't it?
- Belli olmuyor mu?
That's obvious, isn't it?
Bu çok açık, değil mi?
That is rather obvious, isn't it?
Çok açık, değil mi?
Isn't that rather obvious?
Gayet açık değil mi?
Isn't it obvious that you will be regarded as the principal suspect?
Farkında değil misiniz siz bu davada ana ve en mantıklı şüpheli olacaksınız?
Isn't that obvious?
Bu bariz değil mi? Şunun suratına bir bakın?
- Isn't that obvious?
- Bu yeterince açık değil mi?
Isn't that obvious?
Belli olmuyor mu?
We're going through your private papers, sir, isn't that obvious?
- Belgelerinize bakıyoruz.
Isn't that too obvious?
Çok akıllısın!
Isn't that obvious that I want to stay alone with you? I'll tell you a secret. I like you.
Bu açık değil mi ki, seninle yanlız kalmak istiyorum? Sana bir sır vereceğim.
I wanted to visit Tegel, my prison, where I spent four years of my life. That's obvious, isn't it?
Bu çok belli, değil mi?
Isn't it obvious after tonight that we have something special?
Bu akşamdan sonra, aramızda özel bir şeyler olduğu belli değil mi?
Comrade Strahinjic, isn`t it obvious to you, that is actually a mass murderer, a psychopat.
yoldaş Strahinjic, aslında bu bir katil, psikopat olduğu senin içinde açık değil mi? bütün kanıtlar bunu gösteriyor.
Well, that's obvious, isn't it?
Bu çok açık, öyle değil mi?
Isn't that obvious?
Bu belli, değil mi?
Isn't it obvious now that you two need some distance?
İkinizin de biraz uzak durmanız gerektiği aşikâr değil mi?
Isn't it obvious to you that you and me are as comfortable together as a couple of old shoes?
Sana da öyle gelmiyor mu, sen ve ben... birlikteyken eski bir çift ayakkabı kadar... rahat ve birbirimize uygun değil miyiz?
If you're so focused on looking for some specific message that isn't there... you're going to overlook the obvious signatures.
Eğer burada olmayan özel bir mesajı aramaya bu kadar yoğunlaşırsan, açıkça görünen izleri gözden kaçıracaksın.
Well that's pretty obvious, isn't it?
Zaten bunu belli ettin, değil mi?
Isn't that obvious?
Bu açık değil mi?
I mean, isn't that obvious by now?
Artık çok açık değil mi?
Isn't it obvious, sweet Rygel, that we are no longer cleansed?
Görmüyor musun, tatlı Rygel, artık temiz olmadığımızı?
Isn't that obvious after today?
Bugünden sonrası açık değil mi?
Isn't that obvious?
Bariz değil mi?
Isn't that obvious?
Açık değil mi?
I was. Isn't that obvious?
Öyleydim zaten.
- What do you think he meant by that? - Isn't it obvious?
- Bunu diyerek neyi kastetti dersiniz?
But isn't it obvious that God has blessed America?
Ama Tanrı'nın zaten Amerika'yı koruyor olduğu bariz değil mi?
That's a... That's a bit obvious, isn't it?
Bu, çok belirgin bir şey, değil mi?
Isn't it obvious that somebody killed her neighbor, and she walked in when it was happening?
Birisinin onun komşusunu öldürdüğü ve onun da olay sırasında içeri girdiği açık değil mi?
Isn't that obvious by now?
Bu artık belli değil mi?
Isn't that obvious?
Belli değil mi?
Well, isn't that obvious?
Gayet açık, değil mi?
I think that's pretty obvious, isn't it?
Sanırım çok açık görünüyor di mi?
Obviously, the difference isn't obvious but very subtle so that it is only perceptible upon close examination.
Aslında fark tam olarak belli değil o kadar ustalıkla yapılmış ki yalnızca detaylı bir gözlem yapılarak fark ediliyor.
Isn't that obvious?
Yeterince açık değil mi?
I thinks it's obvious that this country needs to redirect its resources and attention inward in respect to Global terrorism, but this isn't the way to do it.
Bence bu ülke, kaynaklarını ve tercihlerini gözden geçirmeli küresel terörizme dikkatini göstermeli, ama bunu yapma yolu böyle olmamalı.
Isn't that obvious? !
Belli değil mi?
That's obvious, isn't it?
- Bu çok belli, değil mi?
Isn't that obvious?
Her şey ortada değil mi?
Isn't that obvious?
Anlaşılmıyor mu?
Isn't it obvious that families are to help each other?
Teşekkür ederim.
Isn't that obvious to you?
Görmüyor musun?
Isn't that obvious?
Belli olmuyor mu? Ed.
I mean, isn't it obvious that she did it?
Hayır mı? Yani, onun yaptığı ortada değil mi?
Isn't it obvious that this is a bus?
Bunun bir otobüs olduğu belli değil mi?
Isn't that obvious?
Bu belli değil mi?
isn't that the point 36
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that nice 131
isn't that beautiful 37
isn't that great 227
isn't that cute 44
isn't that lovely 31
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that nice 131
isn't that beautiful 37
isn't that great 227
isn't that cute 44
isn't that lovely 31