Isnt translate Turkish
150 parallel translation
- New, isnt it?
- Bu yeni, değil mi?
Though, between you and me, it isnt worth much.
Aramızda kalsın ama fazla da değeri yok zaten.
1 suppose 1 was a little difficult, but, well, losing someaneyou've grown to lave isnt...
Ben... Galiba zor durumdaydım, fakat... - Aşık olduğun adamı kaybetmek kolay...
This isnt the end.
Bu son olmayacak.
She isnt coming yet, Toto.
Henüz gelmiyor, Toto.
Someplace where there isnt any trouble.
Hiçbir derdin olmadığı bir yer.
No, it isnt!
Hayır!
And it isnt long, my pretty. It isntt long!
Uzun sürmeyecek, sevimli kız!
And its that if I ever go looking for my heartss desire again I wont look any further than my own back yard because if it isnt there I never really lost it to begin with.
Ve bir daha, en çok istediğim şeyi aramaya kalkarsam kendi arka bahçemden öteye bakmayacağım. Çünkü orada değilse onu zaten kaybetmedim demektir.
I know it isnt right but Im gonna miss the way you used to holler for help before you found your courage.
Doğru değil, biliyorum ama cesaretini bulmadan önceki imdat çağrılarını özleyeceğim.
It's the well-meaning amateurs, you should call them who do the fighting when the war comes. Isnt it?
Savaş çıktığında savaşanlar da bu iyi niyetli amatörler zaten.
- Nothing wrong, isnt it?
- Hasta falan değilsin ya?
Trial, boy. There isnt anything else to be done.
Yapılacak başka bir şey yok.
Some odds, isnt it, 700-1?
İhtimale bakın, 700'de 1.
Nice, isnt'it?
Ne güzel işte?
Isnt this exactly what youve been dreaming about?
Tamda hayal ettiğiniz gibi değil mi?
- It isnt too bad, Ruth.
- Çok kötü değil mi, Ruth?
- It is colourful, isnt it, Ruth?
- Hayat dolu, değil mi Ruth?
With someone who isnt too green
Fazla toy olmayan biriyle
- Isnt she lovely, Pete?
- Güzel değil mi, Pete?
- It isnt your fault.
- Senin hatan yok.
In case it isnt, take off the cookies and the soft drinks.
Yetmezse, kurabiye ve alkolsüz içeceği almazsın.
- Mr. Wallace, she isnt on the list.
- Bay Wallace, bayan listede yok.
- Its warm, isnt it?
- Sıcak, değil mi?
Now, isnt that nice?
Güzel olmadı mı?
If it isnt, may I be struck dead on this spot.
Doğru değilse şuracıkta öleyim.
Isnt that a shame.
Yazık değil mi?
Isnt it wonderful, Ruth?
Harika değil mi, Ruth?
Isnt it wonderful, Wreck?
Harika değil mi, Wreck?
- Shes beautiful, isnt she?
- Güzel, değil mi?
Isnt that sweet?
Ne kadar hoş, değil mi?
A woman isnt as young as she was, so they look for a reason.
Bir kadın eskisi kadar genç değilse bir neden ararlar.
If it isnt this boat, its girls.
Bu tekne değilse, sorun kızlar.
- This is really your family, isnt it?
- Bunlar gerçekten ailen, değil mi?
- Isnt it great?
- Harika değil mi?
- Isnt damp air bad for instruments?
- Nemli hava aletler için kötü değil mi?
Somehow this isnt how I imagined the big reconciliation.
- Merhaba! Büyük barışmayı bu şekilde hayal etmemiştim.
- Money isnt that important.
- Paraya ihtiyacım var. - Para o kadar önemli değil.
How come it isnt to you?
Benim için önemli. Senin için niye değil?
Im sure she isnt cool and she really understands.
Harika olmadığından ve gerçekten anladığından eminim.
Ross, its still the boat, isnt it?
Ross, sorun hala tekne, değil mi?
That's a warior's virtue, isnt it?
Bu bir savaşçı ilkesi, değil mi?
Isnt'this it?
"YILDIZ PANSİYON"
Still, its nice with a peep of sun in November, isnt it, Herr Rosenberg?
Ama yine de Kasımda güneş görmek çok güzel. Öyle değil mi, Bay Rosenberg?
It isnt even in the phone book.
Telefon rehberinde bile adı yok.
- You sure this gas isnt leaking?
- Gazın açık olmadığından emin misin?
Comic, isnt it, Abel?
Komik, değil mi Abel?
That's a warrior's virtue, isnt it?
Bu bir savaşçı ilkesi, değil mi?
Oh, isnt that...?
Oh, bu şey değil mi?
Oh, isnt he darling?
Oh, çok tatlı değil mi?
Isnt it?
Değil mi?