It'll translate Turkish
189,803 parallel translation
Okay, DeLuca, turn that morphine up as high as it'll go, please.
Pekala DeLuca, artık morfini en hızlı şekilde vermeye başlayabilirsin.
Don't worry. We'll take care of it.
Merak etme, hastalarınla biz ilgileniriz.
It's like our... our version of Santa, but instead of not getting gifts if you don't behave, you'll be torn apart alive.
Bu bizim noel baba versiyonumuz gibi, It's like our... our version of Santa,... fakat hediye almamak yerine, eğer düzgün davranmazsan canlı canlı parçalara ayrılırsın.
I'll touch it and just let it go.
Dokunacağım ve hemen bırakacağım.
Think she'll like it?
Sence sevecek mi?
- I'll be, um... be safe here, and it's close to my home, so, um, after this is over, I could go back to, um, normal.
- Ben... burada güvende olurum,... evimize yakın, ayrıca bu iş bittikten sonra normale dönebilirim.
- Look for a map. We'll find the closest public building, and we'll make a run for it.
En yakın kamu binasını bulacağız ve oraya gitmeye çalışacağız.
It'll take as long as it takes.
Alabildiğince sürecek.
If we can get into a car, even if it isn't working, at least it'll be safer than staying here.
Eğer arabaya binebilirsek, çalışmasa bile en azından buradan daha güvenlidir.
- We'll smoke on it, figure it out.
- Ot içip düşününce buluruz.
- We'll figure it out.
- Çözeriz olayı.
We can't name it now because they'll sue us.
Adını söyleyemeyiz çünkü dava açarlar.
- And it'll work.
İşe yarar.
I'll figure it out.
Bir yolunu bulurum.
You'll never get away with it, Sullivan.
Bununla baş edemezsin, Sullivan.
I'll have the guys look into it.
Hayır. Çocuklara araştırmalarını söylerim.
It'll look like he took the money and skipped town, just like he did today.
Demek bugün yaptığı gibi parayı alıp kaçtı.
It'll all make sense tomorrow.
Yarın daha çok anlam kazanacak.
You... they'll find it.
Sen... onlar onu bulacaklar.
Just tell me what it'll take.
Sadece ne yapmam gerektiğini söyle.
I promise it's the last thing I'll ever ask.
İsteyeceğim son şey olacak söz veriyorum.
And it'll be a chance to show everyone in the village the truth... that you're not a slave to that dagger.
Ve bu köydeki herkese o hançerin kölesi olmadığın... gerçeğini kanıtlaman için bir fırsat olur.
It'll drain the magic out of any spell, including the town line.
Bütün büyülerdeki sihri kurutacağım... kasaba sınırı da dahil.
All right, I'll check it out.
Pekala, kontrol edeceğim.
I'll give it a shot.
Bir şans vereceğim.
Then we'll kill one every hour till we find it.
O halde bulana kadar her saat birini öldürürüz.
He'll tell you where to find it.
Sana nerede bulacağını söyleyecek.
We'll know it when we see it.
Görünce anlarız.
Yeah. You'll like it.
Evet, beğeneceksin.
But I'll do it.
Ama ben yapacağım.
I'll meditate on it.
Bunu düşüneceğim.
It'll only last as long as your skin's wet. Party trick, really. You first.
Önce sen.
I'll get it.
Alacağım.
It'll have to wait.
Bu beklemek zorunda.
I'll give you 300 bucks if you let me zap you with it.
Sana bunula vurmama izin verirsen 300 dolar veririm.
- They'll do it.
- Onlar yapar.
That'll do it.
Bu işe yarar.
It'll just be a minute, sweetie.
Birkaç dakikaya biter tatlım.
You got it. Just, uh, give me ten minutes and we'll light this place up.
Bana on dakika ver sonra burayı ayağa kaldıralım.
I'll figure it out, okay.
Çaresine bakacağım tamam mı!
Yeah, well, she'll get over it.
Zamanla üstesinden gelir.
Don't worry, we'll take care of it, okay?
Dert etme, biz icabına bakarız.
I'll get it.
Ben bakarım.
Don't worry, I'll tell Omicron it was an accident.
Merak etme, Omicron'a kazara olduğunu söyleyeceğim.
Fine. All right. We'll see how easy it is for them to box us out once we go out there and win the whole damn tournament!
Bakalım tüm bu lanet turnuvayı kazandığımızda da, bizi bu kadar kolay görmezden gelebilecekler mi!
They'll get through it.
Üstesinden geleceklerdir.
And you think you'll get away with it?
Bana! Bundan sıyrılabileceğini mi sanıyorsun?
Listen... if I don't make it... tell Molly... if she keeps hanging out with that snotty girl Erica, she'll end up with a lower-back tattoo and a life full of regret. That sounds rather like a conversation for mother and daughter.
Dinle, ölürsem Molly'ye söyle o sümüklü Erica kızla takılırsa sırt dövmesi yaptırıp pişmanlık dolu bir hayat geçirecek.
Okay, we'll find it after we find the last piece.
Onu son parçayı elde ettikten sonra bulacağız.
Danny, do you remember this morning when you said I've been "edgy" for the last two months, and if I don't calm down, I'll never make it through the next 11?
Danny, bu sabah bana son iki aydır "sinirli" olduğumu söyledin ya. Sakin olmazsam önümüzdeki 11 ay geçmez demiştin.
And I'll do it again.
Yine yaparım.
it'll pass 151
it'll be alright 64
it'll be okay 411
it'll be our secret 35
it'll be over before you know it 17
it'll be 123
it'll be over soon 59
it'll be worth it 51
it'll be ok 114
it'll be fun 600
it'll be alright 64
it'll be okay 411
it'll be our secret 35
it'll be over before you know it 17
it'll be 123
it'll be over soon 59
it'll be worth it 51
it'll be ok 114
it'll be fun 600