English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It'll be easy

It'll be easy translate Turkish

367 parallel translation
It'll be easy to forget all we've been through.
Yaşadıklarımızı unutmak kolay olur.
I disconnected these wires just to show you how absurdly easy it would be for anyone, far less ingenious and far less resourceful than Giles Conover to do the same thing.
Tek amacım bunun herhangi biri için ne kadar kolay olacağını göstermekti. Kaldı ki, Giles Conover bu işi yapmak için çok daha akıllı ve çok daha becerikli biri.
It'll be easy. We'll write it together.
Kolay olacak, birlikte yazacağız.
It ain't always easy when you're poor, but it'll be a blessing to you.
Fakirseniz her zaman kolay değildir. Ama bu size bir lütuf olacak.
Now, take it easy, you'll be all right.
Sakin ol, bir şeyin kalmayacak.
When you have that, it's easy to figure out where he'll be.
Bunu yapınca, nerede olacağını bilmek kolaydır.
- Maybe it'll be an easy operation then.
- O zaman kolay operasyon olabilir.
It won't be easy, I know, but we'll make it.
Kolay olmayacak, biliyorum, ama başaracağız.
- You take it easy, I'll be back.
- Sen rahat ol, hemen döneceğim.
- It'll be easy.
- Kolay olacak.
Well, we'll wait, but it won't be easy.
Bekleyeceğiz, ama bu kolay olmayacak.
Whoa! It'll be easy after we make the bend in the river.
Nehrin kıvrımını geçtikten sonrası kolay olacak.
"and I'll be taking it easy like old Tom."
"ben de yaşlı Tom gibi işi hafiften alacağım."
Now, it'll be easy.
Şimdi hallederiz.
Think how easy it'll be sliding down the other side.
Karşı yakaya kayarak inmenin ne kadar kolay olacağını bir düşünsene.
Just take it easy and you'll be all right.
Sakin olursan sorun çıkmaz.
It'll be easy enough to hide one of them in your own house.
Kendi evinde bunlardan birini saklamak yeterince kolay olmalı.
- It'll be easy.
- Kolay.
If that were the case, it would be easy : Don't ask permission and we'll go slip out unseen.
Eğer sorun oysa, çözümü çok kolay, izin isteme gizlice çıkıp gidelim.
If she's sweet on you like you claim, it'll be easy.
Söylediğin gibi sana âşıksa bu kolay olur.
It'll be just as easy as riding a stuffed horse.
Doldurulmuş ata binmek kadar kolay olacak.
Now, take it easy, and I know you'll be absolutely wonderful, darling.
Rahat ol, tatlım. Harika oynayacağından şüphem yok.
We'll have to find a nanny for him. It won't be easy either.
Onun için bir dadı bulmamız gerekecek.
then it'll be easy... one evening.
kolay olacak. Bir akşam?
- It'll be easy now.
- Daha kolay olacak.
It'll be easy to convince them.
İnsanları ikna etmek kolay olacak.
And it'll be easy to tack on that rape business.
Ve bu işi tecavüzle ilişkilendirmek olay olacak.
Yes, but once you're out there on the water, it'll be so easy.
Denize açıldığınız zaman çok kolay olacak.
We'll call this Operation Apple Pie. Not because it's going to be easy, but because we're going to slice this island into three big pieces.
Buna Elmalı Turta operasyonu diyeceğiz, kolay olacağından değil ama bu adayı üç büyük parçaya ayıracağımız için.
It'll be as easy as cutting'butter.
Tereyağını kesmek kadar kolay olacak.
Ohashi's only a scholar, so it'll be easy, but Kojima's the Yashu clan's best swordsman.
Ohashi yalnızca bir öğrenci. Ama Kojima'nın Yashu Gurubunun en iyi kılıççısı. Öldürülmesi zor olacak.
Seems a little anticlimactic, but at least it'll be easy.
Uğraşmaya değmez gibi görünüyor, ama en azından kolay olacak.
Together it'll be easy.
Birlikte, daha kolay olacaktır.
It'll be easy.
Zorluk yok.
From now on, it'll be just as easy as parking a car.
Bu dakikadan sonra araba parketmek kadar kolay olacak.
You'll be surprised how easy it is to like us once you begin.
Bir kez başlayınca ne kadar kolay olduğuna şaşıracaksın.
- Mike, please! Take it easy, baby, I'll be back.
Rahat ol bebeğim, döneceğim.
Who has beautiful wives can kiss my wife because it'll be easy to get even.
Karısı güzel olanlar karımı öpebilirler ödeşmesi kolay olur çünkü.
You're to take it easy, he'll be back tomorrow.
Dinlenecekmişsin. Yarın tekrar uğrayacakmış.
It'll be easy, she says, every Guard owes allegiance to him.
"Kolay olacak" diyor, "her muhafız Sejanus'a sadakat borçlu".
It won't be easy, but I'll find someone.
Kolay olmayacak ama, birini bulacağım.
That's why it'll be so easy.
Bu nedenler işler daha kolay olacak.
If there is good will, it'll be easy to learn the technique fast.
Eğer iyi niyet varsa yöntemler daha çabuk öğrenilir.
It'll be easy.
Kolay olacak
It'll all be over with. It is real easy.
- Yapman gereken çok kolay.
It'll be easy.
Kolay olacak.
- It'll be easy here.
Yazık. - Burada işleri rahat olur.
Don't take it easy. Say something you'll regret, maybe we'll be grounded.
Dikkatli olmana gerek yok koçum, ağzına geleni söyle, belki de düşer ölürüz.
That way, it'll be easy to get at.
Alması kolay olur.
Look, take it easy. I'll be there in 10 minutes, honey.
Sakin ol canım. 10 dakika sonra orada olacağım.
It may not be easy for you to hear this now, but someday you'll...
Şu anda bunu duymak senin için kolay olmayabilir ama, bir gün birini...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]