English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It'll be nice

It'll be nice translate Turkish

435 parallel translation
It'll be nice for your little brother too.
Bu, küçük kardeşin için de iyi olur.
It'll be very nice living with the children for a while.
Bir süreliğine çocuklarla yaşamak çok hoş olacak.
And it'll be very nice to have at least one friend in this place.
Burada en azından bir arkadaşım olması iyi olur.
- It'll be nice to see him.
- Onu görmek iyi olacak.
It'll be nice in the country.
Şehir dışına çıkmak iyi olur.
I just had a nice cold shower. When you have the plumbing fixed it'll be in good shape.
Soğuk bir duş aldım ve vakit geçirmeden buraya geldim.
Anyway, it'll be nice to get out of this house.
Evden uzaklaşmak da güzel olacak zaten.
Well it'll be nice to get home to Baker Street, hey Holmes?
Eve Baker Street'e dönmek güzel olacak, hey Holmes?
It'll be nice seeing your sweetheart, won't it?
Seni aşık görmek ne güzel, değil mi?
- It'll be nice for Susan.
- Susan için iyi olacak bu.
Just keep thinking how nice it'll be to see'em again.
Onları tekrar göreceğini aklından çıkaramamak nasıl hoş bir şey.
I mean, it's nice, but you shouldn't do it. I'll be back.
Demek istediğim iyi bir şey fakat bunu yapmamalısın.
But if we don't, it'll be nice to get away.
Ama ölmezsek, sıvışmak için güzel olacak.
It's a nice nickname, but for me you'll always be Maria.
Bu, güzel bir takma isim, ama benim için her zaman Maria olacaksın.
It'll be real nice.
Çok güzel olacak.
No. Besides, they'll be cutting ice there this winter. Now wouldn't it be a nice thing if they were cutting blocks of ice -
Ayrıca kış gelince orada buz keseceğim.
Besides, it's awfully late, so if you'll keep quiet about all this, we'll put Harry back in the morning, nice and clean, and no one will be any the wiser.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
Now, I'm gonna give you a nice little shot, and before you know it, you'll be back across the Channel.
Size bir ilaç vereceğim. Farkına bile varmadan Kanal'ı geçmiş olursunuz.
If ever I fall in love, it'll be with a guy who goes out at 9 : 00 to a nice, safe office... and comes back at 6 : 00.
Benim âşık olacağım kişi saat dokuzda evden çıkıp güvenli ofisine gider. Saat altıda da evine gelir.
It'll be nice having you here.
Burada olman çok iyi olacak.
It'll be nice!
Çok güzel olacak!
It'll be a nice, intimate little chat, just between you and me.
Sadece seninle benim aramda, güzel, samimi bir sohbet olacak.
It'll all be taken care of, nice and tidy.
Doğru düzgün bir şekilde ilgilenilecek.
It'll be nice to have company.
Eşlik edecek birinin olması iyi olacak.
It'll be nice weather for a while?
Bir süre böyle güzel olacak herhalde?
IT'S NOT A BIG PART, BUT I THINK IT'LL BE A NICE SHOWCASE FOR YOU.
Büyük bir rol değil ama bence kendini göstermen için iyi bir şans.
Now we've cuddled nice and said all our goodbyes, but I'll say it again. We'd be fools not to face it.
Şimdi kucaklaşalım ve bir an önce vedalaşalım,... tekrarlıyorum, bunun aksi davranmak bencillik olur.
It'll be nice to have them back.
Geri gelmeleri güzel olacak.
I'll admit it's nice to be needed, really needed.
Kabul ediyorum, insana ihtiyaç duyulması çok hoş.
It'll be nice to roll round in the grass at my age.
Benim yaşımda biri için çayır çimende dolaşmak çok hoş olacak.
It'll be nice and cool.
Hava güzel ve serin olacak.
It would be wise to treat me nice.
Burada seni koruması akıllıca olurdu.
Before I forget, like you said, it'll be a nice, warm evening.
Unutmadan, sizin de söylediğiniz gibi... Güzel, hoş bir akşam olacak.
Yeah, it'll be a nice quiet town after you leave, Cole.
Evet, sen gidince burası sessiz bir yer olacak Cole.
It'll be very nice.
Bu çok güzel olur.
- It's a nice set, I'll be frank.
- Güzel bir set doğrusu.
It'll be nice and cool in Dolores in a couple of weeks.
Birkaç hafta sonra Dolores'e gitmek gayet iyi olur.
It'll be nice for both of us, yes.
İkimiz için de güzel olacak, evet.
You'll see, it'll be a nice cruise.
Göreceksin, ikisi için de, güzel bir deniz seyahati olacak, aşkım.
- Wow, it'll be nice at the Cape.
- Cape çok iyi gelecek.
Believe me, Stefan, you'll find it greatly to your advantage to be nice to me.
İnan bana Stefan, Bana iyi davranman sizin büyük ölçüde yararınıza olacak.
Emile said it'll be a nice day.
Emile güzel bir gün olacağını söyledi.
But it'll be nice to have a young boy around again.
Ama etrafta bir delikanlının olması hoş olacak.
It'll be nice.
Güzel olacak.
It's something you'll get used to A mental mind fuck can be nice
Bu alışmanız gereken bir şey. Beyin yıkama hoş olabilir.
OH, IT'LL--IT'LL BE SO NICE. HANDS, PLEASE.
Richard ve Matthew için çok güzel şehir kartları yapıp, masaya kırmızı mumlardan koyabilirim.
I'm taking it from the bottom of the barrel so it'll be nice and cool.
Fıçının en dibinden alıyorum ki buz gibi soğuk olsun.
It'll be nice. You'll meet Mother and Father.
Annemle ve babamla tanışman harika olacak.
No, but we've been over it many times and since we'll be making free-flight jumps, it might be nice for you to know where you're going.
Hayır, ama üzerinden çok geçtik ve paraşütle atlayacağımıza göre nereye gittiğinizi bilmek sizin için iyi olabilir
It'll be nice. No it won't, I want to be with you.
Hayır, ben senle olmak istiyorum.
It'll be a nice place to rest.
Orada güzelce dinlenebilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]