English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It'll be too soon

It'll be too soon translate Turkish

56 parallel translation
If we never meet again, it's too soon And I'll make a bet you'll be changing your tune
Bir daha görüşemezsek yakında senin havanı değiştireceğim
It's too soon, but I have a feeling that she'll be with us by the festival.
Daha çok erken, ama festivalde bizimle olacağı içime doğuyor.
Soon, it'll be too late for you.
Birazdan fırsatını kaybedeceksin.
- Soon it'll be too late.
- Yakında çok geç olacak.
If you don't allow me to bring Dr. McCoy down here, it'll soon be too late to do anything for her.
Dr. McCoy'u ışınlamama izin verin, yoksa onun için geç olacak.
I tell you, Ben, if I don't ever see another chicken again... as long as I live, it'll be too soon.
Ben, bak sana söylüyorum çok yakında tavuk görmekten kurtulacağım.
Well, if I never see Long Pine again, it'll be too soon.
Pekala, sanırım Long Pine bir daha, hiç göremeyeceğim.
If I never got shot in that leg again, it'll be too soon.
Bir daha bu bacağımdan vurulmak istemiyorum.
She's practicing Peppermint Patty's P.E. Program she's in shape She's in shape get in shape Pretty soon it'll be too late
Peppermint Patty'nin Beden Eğitimi Programı'na çalışıyor. O formda, o formda, o formda. Hey, Linus, forma gir.
YOU KNOW, IF I DON'T SET FOOT IN ANOTHER HOTEL LOUNGE TILL THE DAY I DIE, IT'LL BE TOO SOON.
Biliyorsun, Eğer ölmeden başka bir otel'e ayak basmazsam çok erken olacak.
I will therefore confine myself to saying simply, "Sod off", and if I ever meet you again, it'll be twenty billion years too soon.
Bu yüzden basitçe şöyle bir ifade kullanmak istiyorum : "Yokol", ve bir daha karşıma çıkarsan, yirmi milyar yıl sonrası bile bunun için çok erken olacaktır.
Soon it'll be too late!
Yakında çok geç olacak.
- If I never see you again, it'll be too soon. - Oh!
Seni ahirette görmek bile erken kaçar.
When you leave, it'll be far too soon.
Sonunda balayına doymamış olacaksınız.
If I never see another couple from Massachusetts, it'll be too soon.
Bir daha çok uzun bir süre, Massachusetts'den bir çift görmek istemiyorum.
This has been the worst month of my life and if I never see you again it'll be too soon.
David, bu hayatımın en kötü ayıydı ve seni bir daha görmemek üzere.
Pretty soon this water will be too deep for him to run in. But it'll be just deep enough for us.
- Biraz sonra su kaçamayacağı kadar derinleşecek ama biz hareket edebileceğiz
- It'll be too soon!
- İki olsun.
After this trip, if I never eat another thing that breathes through gills again, it'll be too soon.
Bu yolculuktan sonra, çok yakında, deniz kokan bir şey asla yemeyeceğim.
If I never see another chocolate bar again, it'll be too soon.
Bir daha çukulata çikolata göremezsem, yakinda görürsün.
Soon you'll be too old for the ladies'room, so enjoy it now.
Yakında kadınlar tuvaletine giremeyecek kadar büyüyeceksin. Bu yüzden şimdi tadını çıkar.
Even if things go well, it's still a little too soon to... to know if there'll be a wedding.
Her ne kadar şu anda aramız iyi olsa da bir evlilik olup olmayacağını anlamak için henüz erken, anlıyor musun?
And if I ever see you two again... it'll be too soon.
Ve siz ikinizle de... arayı açmayalım derim.
Said it was too soon to tell whether or not he'll be back 100 %.
Yüzde 100 dönebileceğini söylemek için çok erkenmiş daha.
And the police are on their way, too, so you'll soon be out of it.
Polis de oraya gidiyormuş, ondan kurtulacaksın.
"B," it is way too soon for either one of you to lawyer up, and "c," if you and joe get a divorce, I'll be stuck doing manly chores for you every weekend.
İkincisi, ikiniz için de dava açmak için çok erken. ve üçüncüsü, sen ve Joe boşanırsanız, her hafta sonu senin için erkek işleri yapmak zorunda kalacağım.
If I never see her again, it'll be too soon.
Onunla bir daha asla görüşmeyeceğim.
And if I never see you again, it'll be too soon.
Seni bir daha hiç görmezsem, o bile çok kısa bir süre olur.
Soon it'll be too late.
Yakında çok geç olabilir.
She'll be back one day soon, and she left us enough money to provide for you and for us all - enough for us to set up a shop, Maggy, and she says you shall work in it too if you like, in a smart white apron.
Yakında bir gün geri gelecek ve sana ve hepimize yetecek para bıraktı - bir dükkan açmamıza yetecek kadar, Maggy ve sen istersen o da çalışacakmış, öyle diyor, güzel bir önlüğün içinde.
If I never see another hedge fund asshole, it'll be too soon.
- Elbise yeni mi? - Evet. - Çok güzel.
If I never see these woods again, it'll be too soon.
Bu lanet yeri bir daha görmek istemiyorum.
I think it's safe to say that if we never watch a man with a bag on his head have sex with two women with plastic boobs, it'll be too soon.
Hadi Cole. Bence en güvenlisi, izlemediğini söylemek. Plastik göğüslü iki kadın ile sex yaptım.
Winston, if I never see that woman again, it'll be too soon.
Winston, eğer o kadını bir daha görmezsem bu çok erken olacak.
I twisted my bad leg and walked on it too soon, it'll be fine in a day or two.
Kötü ayağımı burkmuştum ve bir süre öyle yürüdüm.
And if I never hear his name again, It'll be too soon.
Ve bir daha onun ismini duymayacaksam bu yakında olsun.
If the next time I see you or this shithole is a hundred years from now, it'll be too goddamn soon.
Bir daha seni de o bok çukurunu da yıllar sonra bile görsem yine de hiç bırakmamışım gibi gelir.
We're both going away to uni soon, and it'll be too hard to keep it going long-distance.
İkimiz de yakında üniversiteye başlıyoruz. Ve uzun mesafeden yürütmemiz çok zor olacak.
I may've had too much to drink, but it'll be dawn soon, and... If you want, you can come back to my room.
Çok fazla içmiş olabilirim ama birazdan gün ağaracak yani istersen odama gelebilirsin.
It'll soon be too late.
Geç oluyor.
If we don't get a record out soon, it'll be too late.
Eğer kayıt çıkaramazsak. Çok geç olacak.
Master, if we don't move soon, it'll be too late.
Usta, yakında hareket etmezsek çok geç olacak.
Pretty soon, fall will be here. It'll be too rough a trip.
Yakında sonbahar gelir ve yola çıkmak için hava çok sert olur.
If I never see another shovel again, it'll be too soon.
Eğer uzun bir süredir kürek görmemişsem, çok yakında göreceğim demektir.
If I never see another Asgardian again, it'll be too soon.
Bir daha asla başka bir Asgardlı görmek istemiyorum.
It's like if you never see another torn perineum again, it'll be too soon.
Bu sanki bir daha torn perineum görmemişsen, çok yakında olacağı gibi.
Yeah, but it's not gonna take too long, so I'll be able to come back real soon and help you.
Evet ama fazla sürmez. Yani çok geçmeden gelip sana yardım edebilirim.
I've had it up to here with cadavers- - to be honest, if I never see another dead body again, it'll be too soon.
Kadavralar canıma tak etti, dürüst olmak gerekirse tekrar başka bir ceset hiç görmezsem, çok erken bitecek.
It'll soon be over for me, too
Çok yakında benim için de her şey bitecek.
For my part, if I never fuck another blonde again, it'll be too soon.
Bana kalırsa, çok yakında başka bir sarışını daha becereceğim.
But say too much too soon, and it'll be they who stop us forever.
Ama çok çok yakında, demek ve sonsuza kadar bizi durdurmak onlar olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]