It's a joke translate Turkish
2,191 parallel translation
It's written in Russian It's a joke
Rusça da yazılmış. Bu bir şaka.
It's a joke. It's a joke!
Şakaydı... şakaydı!
- So it's all a joke, the whole thing.
- Yani hepsi, bir yalan mıydı.
- It's not a joke.
- Şaka değil.
Wrong... it's me who has become a joke... for days I've been spying on my friends... I've been lying to them...
Asıl bana şaka yapılıyor... günlerdir arkadaşlarımı ispiyonliyorum... onlara yalan söyledim...
If you want to move someone to do something, you have to connect to it you can not throw in the face, with an explanation, or a joke about it, have to reach them in some way
Eğer birilerini bir yerden bir yere götürmek istiyorsanız, onlarla bir şekilde iletişim kurmalısınız. Bu suratlarına tokat gibi yapıştırmakla da olur, açıklama yaparak da, şaka yolu ile de.. Bir şekilde onlara ulaşmalısınız.
I know, it sounds like a joke. But, it's a goddamn curse.
Biliyorum, şaka gibi geliyor ama kahrolası bir lanet gibi.
- It's a joke. I-I know. I get it.
Tanrım, neden yeni haberim oluyor bundan?
It's a joke.
Bu bir şaka.
Honey, it's not a joke.
Tatlım, bu şaka değil.
There's a lawyer joke there somewhere. I just can't think of it.
Bu işte bir avukat şakası var ama aklıma gelmiyor.
Ah, it's a joke.
Bu bir şaka.
- It's a bit of a joke, really.
. - Hayır, değil. Bu gerçek.
If it's all right with everyone, I'd like to begin this morning's rounds with a joke.
Eğer kimse için sakıncası yoksa, bu sabahki vizitlere bir espri ile başlamak istiyorum.
I was hoping it was a sick joke, but... now... after reading this journal and... all this death... it's me.
Hepsinin kötü bir şaka olmasını umuyordum ama şimdi bu günlüğü okuduktan ve tüm bu ölümlerden sonra... Sorun benim.
- It's not a joke, shiva.
- Bu şaka falan değil, Shiva.
It's not a joke. I am sorry.
Şaka falan değil.
The kid knows it's a joke.
Çocuk bunun şaka olduğunu biliyor.
It's not a joke, Jeff.
Bu, şaka değil Jeff.
- It's a joke.
- Şaka yaptım.
That is why we are here to tell you it's not a joke.
Bu yüzden bunun bir şaka olmadığını anlatmak için buradayız.
It's a joke that we've got to go to a dinner party rather than a sex party.
Seks partisi yerine yemeğe gitmemiz zaten başlı başına bir şaka.
Lighten up. It's a joke.
Rahatla biraz, sadece bir şaka.
It's a... this is a joke, right?
Bu bir... bu bir şaka, değil mi?
- Well, don't... because it's a joke!
- İnanma çünkü şaka yaptık!
Do you think it's a joke?
Sence bu bir şaka mı?
Think it's a joke?
Düşün, şaka mı?
It's not a joke.
Artık şaka falan yok
To be honest with you, it's just a glorified panda joke.
Dürüst olmam gerekirse bu aslında kaliteli bir panda şakasıydı.
And me and my brother laugh like it's the funniest joke that's ever been said, because at the time there's a good chance it was.
Abim ve ben sanki duyduğumuz en komik şeymiş gibi gülmeye başladık. Çünkü zamanlaması harikaydı.
- I thought it was a joke at first but I checked and she's on our DVDs!
- İlk başta bunun bir şaka olduğunu sandım Ama sonra evdeki DvDlere baktım!
It's a joke.
Bir tür şaka.
Re. He will not forget. It's a joke!
Kocanız mıydı, yoksa Ocean Park Trucking şirketi miydi?
I guess it must be your idea of a joke.
Sanırım bu sizin espri anlayışınız.
I'm thinking it's psychosomatic'cause I've tried coffee, fiber, laxatives and something my housekeeper said was a suppository, but I now suspect was a practical joke.
Bunun psikosomatik olduğunu düşünüyorum çünkü kahve lif, müshil ve ev işlerimi yapan kadının fitil dediği bir şey - bunun bir eşek şakası olduğundan şüpheliyim - dahil her şeyi denedim.
No, it's not a joke.
Şaka maka değil.
- It's a little joke.
Küçük bir şakaydı.
It's a joke, yeah.
Şaka yapıyordum.
Okay, it's not a joke to me, either.
Tamam, bence de komik değildi.
It's a joke.
Şaka yaptım.
It's a joke.
Şaka yapıyorum.
Um, I don't think... I - - uh... Oh, it's a joke!
Bence... bu bir şaka!
Tell him it's a joke, george.
Bunun bir şaka olduğunu söyle, George.
It's not a joke.
Bu bir şaka değil.
It's not a joke. No way.
Olamaz.
It's not a joke.
Şaka değil.
It's a... it was a joke.
Şa... Şakaydı.
Wait. Oh, El, if this is a joke, it's cruel by even your standards.
Bu bir şakaysa, senin standartların için bile eşek şakası.
- It's a joke.
- Şaka.
It's not a very funny joke, really.
Aslında pek komik bir fıkra değil.
It's a joke, Bale. God.
- Olur mu öyle şey...
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's a girl 287
it's always there 23
it's a pleasure to meet you 246
it's all in your head 59
it's about fucking time 24
it's a date 249
it's all good 878
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's a girl 287
it's always there 23
it's a pleasure to meet you 246
it's all in your head 59
it's about fucking time 24
it's a date 249
it's all good 878
it's a trap 359
it's all gone 158
it's all my fault 457
it's all over 506
it's all yours 403
it's a shame 312
it's all bullshit 56
it's all fine 67
it's all the same to me 49
it's awful 405
it's all gone 158
it's all my fault 457
it's all over 506
it's all yours 403
it's a shame 312
it's all bullshit 56
it's all fine 67
it's all the same to me 49
it's awful 405
it's all lies 56
it's all there 302
it's all about you 62
it's all clear 95
it's all 182
it's amazing 1037
it's all over the place 28
it's alright 989
it's a 1775
it's awesome 371
it's all there 302
it's all about you 62
it's all clear 95
it's all 182
it's amazing 1037
it's all over the place 28
it's alright 989
it's a 1775
it's awesome 371