English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's a pleasure

It's a pleasure translate Turkish

2,734 parallel translation
As always, it's been a pleasure.
Sürpriz Liz.
- It's a pleasure to meet you.
Sizinle tanışmak bir zevk. Bu zevk...
It's a pleasure.
Sizinle tanışmak benim için bir zevk.
It's a pleasure to meet you.
Tanıştığıma sevindim.
It's a pleasure to meet you.
Seninle tanışmak bir zevk.
It's just kind of a guilty pleasure to hear it about... certain girls.
Sadece bazı kızlar hakkında bunları duymak zevk veriyor.
It's been a pleasure to be adopted by the lp family and be your brother
Bu lp tarafından kabul edilecek bir zevk oldu aile ve kardeşi olmak
It's a pleasure doing business, George.
Seninle iş yapmak büyük zevkti George.
Well, Marie, it's a pleasure to finally meet you.
Marie, seninle en sonunda tanışabilmek bir zevk.
It's an honor and a pleasure to be working with both of you.
Biraz önce baktım. Her ikinizle çalışmak benim için bir onur ve zevktir.
It's a real pleasure to meet you, Dr. Deacon.
Sizinle tanışmak benim için gerçek bir zevk, Doktor Deacon.
it's gonna be a pleasure. Mpd!
Bak bu zevk için olacak.
It's a pleasure to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
It's a pleasure.
Büyük şeref.
And if it is your pleasure to remarry, I order that you shall have 7,000 pounds a year as long as you live for your service, as well as your jewels and ornaments.
Ve eğer tekrar evlenmek istersen, hizmetlilerine ödeme yapılaması için, yaşadığın sürece, mücevherlerin ve diğer aksesuarlarının yanı sıra, yıllık 7000 paund maaş alacaksın.
- Well, I regard it as much my duty as my pleasure, to place such wonderful books before the good English people who have been a long time thirsting and hungering for the sincere and plain knowledge of God's Word.
Bu kadar güzel kitapları, uzun süredir Tanrı'nın sözleri ile ilgili verilecek samimi ve sade bilgilere aç olan iyi İngiliz halkına sunmak, benim hem görevim, hem de yapmaktan hoşlandığım bir şey.
So Mabel,... it's been a pleasure.
Mabel, çok keyifliydi.
Well, it's always a pleasure to see you, too,
Seni görmek de her zaman büyük bir zevk.
He said, It's a pleasure to be here.
Burada olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
It's a pleasure to meet you.
Çok memnun oldum.
It's a pleasure. Pleasure.
Çok memnun oldum.
It's a pleasure and an honor to be here...
Burada olmak benim için onurdur...
It's a real pleasure to meet you.
Sizinle tanışmak büyük bir zevk.
It's a pleasure to meet you.
Sizinle tanışmak bir zevk.
It's a pleasure to be Seeing yousa.
Sizi görmek büyük zevk olmak.
Henry was just telling me I should be joining a club just for the mere pleasure of it.
Henry de bana sırf zevk için olsun diye bir kulübe katılmam gerektiğini anlatıyordu.
It's a can of worms I would take great pleasure in re-opening.
Bu tekrar açılmasından büyük memnuniyet duyacağım, çözülmemiş bir dava.
It's a pleasure to meet you, sir.
Tanıştığıma memnun oldum, efendim.
I'm not saying it's going to be A pleasure cruise for them, either.
Onlar için de keyifli bir yolculuk olacağını sanmıyorum zaten.
- Man, it's a pleasure to meet you, man.
Tanıştığıma menun oldum, kardiş.
Jiwan, it's been a pleasure to work with you.
Jiwan, sizinle çalışmak zevkti.
It's a pleasure to meet you...
Seninle tanışmak bir zevk.
It's a real pleasure to meet you, Mrs. Dunbar.
Sizinle tanışmak gerçekten büyük bir zevk Bayan Dunbar.
It's a pleasure.
Evelyn, memnun oldum.
It's a pleasure to meet you, Mr. Tough Guy!
Tanıştığımıza memnun oldum Bay Sert Adam!
It's a pleasure to see you all again after so many years.
O kadar yıldan sonra sizleri tekrar görmeme çok sevindim.
It's a pleasure to meet you!
Tanıştığımıza memnun oldum.
It's a pleasure to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum..
Now run in conjunction with Hobson's Livery, it gives me great pleasure to crack the whip on the overnight express to Sto Lat.
Şimdi Hobson arabalarıyla beraber, Sto Lat'a gecelik ekspres seferini başlatmaktan mutluluk duyuyorum.
It's a pleasure.
Memnun oldum.
- Yes, it's a real pleasure to drive.
Tıpkı bir senfoni gibi. Evet. Sürmek benim için bir zevkti.
Yeah. It's a--it's a very great pleasure, sir.
Çok çok memnun oldum efendim.
It's a pleasure to meet you.
Sizinle tanışmak benim için çok büyük bir zevk.
It's a pleasure to meet you, too.
Sizinle tanışmak da öyle.
It's a pleasure, Ambassador.
19 ŞUBAT 2002 Memnun oldum.
It's been a pleasure.
Memnun oldum.
Yes, well, it's a pleasure to meet you, sir. I'm concerned about my granddaughter.
Siz şu meşhur Bay Devore olmalısınız.
It's a pleasure to meet you, Mr. white. Oh, "Edgar" is fine.
Çok uzun zamandır da aramızda yok.
Let me pay, it's a pleasure.
Ben ödeyeyim, Sizinle tanışmak zevkti.
It's a pleasure to make your acquaintance.
Tanıştığımıza memnun oldum.
It's a pleasure to finally meet you.
Nihayet tanıştığımıza sevindim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]