English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's about to start

It's about to start translate Turkish

253 parallel translation
It's tough to get yanked out of the ring when the main event is about to start.
Ringden tam büyük olay öncesi atïlmak yazïk.
Well, it's no time to start talking about that now, Doctor.
Artık bundan söz etmenin zamanı değil, Doktor.
I'm too old a man to have any illusions about the constancy of women, or to be seriously disturbed by the lack of it but when your intrigues start interfering with my plans that's something else again.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
Oh, it's easy to talk about making a fresh start.
Yeni bir başlangıç yapmaktan bahsetmek kolay.
And When I make that new start that you're talking about... I got to have something to make it With.
Ve eğer yeni bir başlangış yapmaktan bahsediyorsak bunu yapabilmem için bazı şeylere sahip olmam gerekir.
I think it's about to start now.
Başlamak üzere sanırım.
Yeah, well, I guess it's a little early to start thinking about Christmas.
Evet, sanırım Noel'i düşünmek için biraz erken gibi.
It's about to start.
Gidiyoruz.
Thirty seconds after you're born, you have a past. And 60 seconds after that, you start to lie to yourself about it.
Doğduktan sonra otuz saniye bile geçse geçmişin olur ve altmış saniye sonra kendine yalan söylemeye başlarsın.
Perhaps you'd care to join the egg-and-spoon race. It's just about to start.
O halde kaşıkla yumurta taşıma oyununa katılabilirsiniz.
At first, you're right, it is horrible, but then you start to think about a thousand other different things :
İlk olarak, haklısın korkunç bir durum. Ama sonra insan binlerce başka farklı şeyleri düşünmeye başlıyor :
Hurry, it's about to start.
Başlamak üzere.
You know, I actually thought about taking it up myself, but I think it's one of those things you have to start when you're young.
Aslında ben de başlamayı düşünmüştüm ama sanırım bu da çok küçükken başlaman gereken şeylerden biri.
Mom, it's about to start!
Anne başlamak üzere!
How about if we get Lord Farrow's head and body and we take it to the Queen, except, exc-ept, just before we get in, we start shouting and screaming and then we say, "We were on our way when he said something traitorous."
Peki ya, Lord Farrow'un başını ve gövdesini alıp, Kraliçeye götürsek, ama, ama, içeri girmeden az önce, bağırıp çağırmaya başlasak, ve şöyle desek : "Tam buraya geliyorduk ki, haince şeyler söyleyiverdi."
It's time to start thinking about another job, Rose.
Bir başka iş düşünmeye başlamanın zamanı, Rose.
It's like the big game about to start.
Çok büyük bir maça çıkmayı beklermiş gibi...
Listen, I've got a personnel review scheduled to start in about five minutes and I know it's been a long day for you.
Yaklaşık 5 dakika sonra bir personel değerlendirmem var. Sizin için uzun bir gün olduğunu da biliyorum. Bunu neden daha sonra konuşmuyoruz?
Once people start discussing a scandal, it's hard to talk about anything else.
Bir skandal hakkında konuşmaya başlanınca başka bir şeyden bahsetmek zordur.
i don't understand it, but... it's about that time of year to start thinking about planting summer vegetables.
Sebzelerini ekmeyi düşünmeye başladığın mevsimdeyiz.
It's about to start.
Başlamak üzere.
It was fun to be a part of that and to see Zap suddenly everywhere... from this concept of Robert's, this fantasy of doing his own comic book... with a glossy cover and actually printed... to seeing it start turning up in all the windows on Haight Street, windows around town... hearing people talk about it... having the other artists show up at a certain point and wanting to be a part of it.
Bunun bir parçası olmak ve Zap'ın her yere yayılmasını izlemek çok eğlenceliydi. Robert'ın bu konseptiyle beraber, kendi kuşe kapaklı çizgi roman dergisi yapma ve gerçekten basılması Haigh Caddesi'nin vitrinlerinde görme şehrin dört bir yanında insanların onun hakkında konuştuğunu duyma başka sanatçıların da gelip bunun parçası olmayı istemeleri fantezisi gerçek olmuştu.
But once you start thinking about how he's toying with that... and how he's shoving it in your face... you start to think about your attitudes... and you start to think about the stereotypes - how they came about. You know, it gets very complicated.
Ancak bunu nasıl kurcaladığını ve başınıza kaktığını düşünmeye başladığınızda o zaman tavırlarınızı gözden geçirmeye, klişelerin nasıl ortaya çıktığını ve nasıl o kadar karışık bir hal aldığını düşünmeye başlarsınız.
Every time we start talking about my sex life, it comes down to your wife trying to set me up with somebody.
Ne zaman benim seks hayatımdan söz etmeye başlasak karın bana birini ayarlamaya çalışıyor.
No, once you start something, specially research... lf it ´ s the dreams, you ´ ll have to do something about them...
Araştırma adına başladığın bir şeyi bitirmelisin. Sorun rüyalarınsa, bir şeyler yapmalısın.
The inaugural run's just about to start, and the governor's on it.
Clark, deneme sürüşleri başlamak üzere ve Vali'de içinde.
Since the police can't seem to get off their duffaroonies... to do something about this burglareeno... I think it's time we start our own neighborhood watch... aroonie! - Yea!
Madem ki polisler eteklerini toplayıp bu hırsız için bir şey yapmıyorlar bence kendi mahalle güvenliğimizi kendimiz sağlamalıyız.
You'd better hope that I exaggerate or else when they start singing songs about this quest and come to your verse, it will be "and Worf came along."
Abartmamı umsan iyi olacak yoksa bu yolculuğun şarkıları söylenmeye başladığında sıra sana geldiğinde, "Worf çıka geldi" demekle yetinecekler.
You start talkin'to'em about puppy dogs and ice cream, of course it's going to end up on the friendship tip.
Onlarla yavru köpekler ve dondurma hakkında konuşmaya başladın, elbette bu dostluk gezisinde sona erecek.
I mean, it's gonna be a new year and we're gonna start things and do things and I just wanted you to know how much I care about you.
Yeni yıla giriyoruz, yeni şeylere başlayacağız... ve benim için ne kadar önemli olduğunu bilmeni istiyorum.
That means the main event's about to start, so you better get in your seat so you don't miss it.
Bu, törenin birazdan başlayacağı o yüzden de, biran önce oturman gerektiği anlamına geliyor. Hadi bakalım.
Yes, it was around this time that he became obsessed with his new ideas about animals and he was foolish enough to start talking about them to people he knew.
Evet, o dönemde hayvanlar hakkındaki yeni fikirlerini adeta saplantı haline getirmiş ve bunları tanıdığı insanlara anlatacak kadar aptalmış.
It's about to start.
Başlıyor.
Maybe it's time for you to start thinking about going back to New York.
Belki de senin New York'a dönmeyi düşünme zamanın geldi.
I know it's a lot to wrap your mind around- - the future, the past, this whole time and space thing- - but... but if you sit with it for a little bit, and start thinking about it, you'll...
Biliyorum, aklından birçok şey geçiyor gelecek, geçmiş, tüm zaman ve uzay falan... Ancak biraz sakinleşip düşünmeye başlarsan...
It's about to start raining again.
Yağmur yine başlamak üzere.
Michael, there comes a point in a man's life... and maybe that time for you is now... when it doesn't hurt to start thinking about the future.
Michael, bir insanın hayatında geldiği belli bir nokta vardır,... ki belki de şu an sen o noktadasın,... gelecek hakkında düşünmek sıkıntı yaratmaz artık o noktada.
It's a rumor I'm going to start about the bastard as soon as we get to Dunbeg.
Bu, Dunbeg'e varır varmaz bu piç hakkında çıkaracağım bir söylenti.
It's never too early to start thinking about where you want to end up.
Sonunun ne olmasını istediğin hakkında düşünmeye başlamak için hiçbir zaman çok erken değildir.
It's just about to start.
Şimdi başlıyor.
We've got about four hours to the new year and so I think it's time to START IT UP!
Ben de çok heyecanlıyım sadece 4 saat kaldı ve bence artık başlayabiliriz.
Maybe it's time to start thinkin about down-the-line time.
Belki de geleceğini düşünmenin zamanı gelmiştir.
Memphis, maybe it's time for us to start thinking about...
Memphis. Belki de çocukları şehirden çıkarmalıyız.
Okay, it's about to start.
Tamam, şimdi başlıyor.
And now, Camp Fizzie-Poo, performing the song, Day by Day, from the musical Godspell, it's Susie's drama group. Before we start, I'd just like to say that the campers you're about to see suck dick.
- Şimdi sevgili kampçılar, karşınızda Gaits müzikalinden "Day by Day" şarkısıyla Susie'nin tiyatro grubu.
We gotta go in, it's about to start!
İçeriye geçelim. Başlamak üzere!
It's time to let go of the past and start thinking about your future.
Geçmişi arkanda bırakıp, yüzünü geleceğe dönme zamanı.
No, that's still coming. Anyway,... he said she said, that the kingdom was in trouble, and if we didn't start doing something about it, we would have to sell the Round Table.
Hayır, daha değil Herneyse,... o dediki o dediki, kırallık tehlikede, ve eğer bu konuda bir şeyler yapmaya başmazsak, biz yuvarlak masayı satmak zorundayız.
I think it's about to start.
Sanırım başlamak üzere.
Now, let's start learning about history lest you be condemned to repeat it.
Şimdi bunları öğren yoksa bütünlemeye kalacaksın. Okumaya başla.
I'm sorry about what happened and I probably can't make it up to you but here's a start.
Olanlar için çok özür dilerim, muhtemelen asla telafi de edemeyeceğim ama en azından deneyebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]