English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's all right now

It's all right now translate Turkish

1,112 parallel translation
It's all right now, honey.
Artık geçti hayatım.
It's all right to tell the captain he can go on now.
Kaptana normal seyrine dönebileceğini söylebilirsin Kirsch.
Please forgive me, but it's all right now, thank you.
Lütfen beni bağışlayın, ama artık geçti, teşekkür ederim.
Now it wasn't perfect, but I reckon it's a start. All right.
Pekâlâ.
Now that don't seem right somehow, it being so pretty out here and all.
Dışarısı bu kadar güzelken bu dediğin bana pek doğru gelmedi.
It's all right now, it's over.
Tamam, sorun yok, geçti.
It's all right now!
Artık bitti!
AND IT'S ALL RIGHT TO SAY IT. NOW, YOU KNOW THERE IS A WAY TO DO IT.
Herkesin beraber olduğu ve her şeyi hatırladığı en alt tabakaya inmeliyiz.
It's all right now.
Geçti artık.
It's all right now.
Şimdi iyi.
Now, we've been sitting here all night waiting for the guy with the shotgun and you wanna take it with your cap pistol and I'm telling you it's very un-fucking-professional, all right?
Bütün gece burada oturup tüfekle gelecek adamı bekledik ve sen şimdi bu işi oyuncak tabancanla yapmak istiyorsun ben de sana bunun lanet derecede amatörce olduğunu söylüyorum tamam mı?
Okay, kids, it's all right now.
Peki çocuklar, artık geçti.
I mean, all right, it-it's different now, but I —
Yani, tamam, farklı bir durum var, ama
Now, if only he can get it into the right position alongside the female's pouch in her second segment, all will be well.
Şimdi doğru bir pozisyon alıp spermi dişinin ikinci katmanındaki kesesine bırakabilirse her şey iyi olacak.
It's all right now, baby. It's all right.
Hepsi geçti bebeğim.
It's all right now.
Hayır, şimdi iyiyim.
It's all right, Bill. lt's over now.
Yok bir şey, Bill. Geçti artık.
It just hurts right now, that's all.
Şu anda canımı yakıyor o kadar.
All right, now the way that you play it is... you pretend there's a force field all around your body... and you try and get as close to each other as possible... without actually touching.
Pekala, şöyle oynuyorsun : Bedenini çepeçevre saran bir güç alanı olduğunu varsayıyorsun ve birbirimize mümkün olduğu kadar yaklaşmaya çalışıyoruz ama hiç dokunmadan.
– Why not all of them? Well, it's pretty difficult to get into some of those hospitals right now, and —
O hastanelerin bazılarına girmek şu anda çok zor ve...
– I assure you, Mr. Horman — – And that's all I have to say about it right now.
- Şu anda söyleyeceklerim bu kadar. Teşekkürler.
All right, that's enough, that's enough, they've got it now!
Yeter, yeter.
But it's all right now.
Ama ºimdi iyi.
Now if it's all right, I'd like to see the hospital facilities.
Şimdi eğer uygunsa hastane bölümünü görmek istiyorum.
Right now that's all it is.
Şimdilik hepsi bu.
Devon, it's all right now.
Devon, şu an her şey yolunda.
but it is here, right now, all around us... it's going through you like an X-ray... right into your cells.
Onu tadamazsın... fakat o burada... tam şu anda, bizim etrafımızda... aynı röntgen ışınları gibi... senin hücrelerine giriyor...
It's all right now. "
"Boş versene, hemen şimdi."
It's all right now!
Şimdi gene birlikteyiz!
But it's all right now.
Fakat şimdi tam zamanı.
Now, it's gonna be y'all's job here to cover the front, all right?
Şimdi, sizin işiniz ön tarafı korumak, tamam mı?
- All right, guys, it's now or never.
Hadi, çocuklar. Ya şimdi ya da asla.
It's all clear right now.
Şimdi tüm yollar temiz.
It was touch and go. But it's all right now.
Ama şimdi her şey hallolmuş.
All right, now try to find me a glass jar, about a quart size with a stopper in it.
Pekala, cam bir kavanoz bulmaya çalış, 1 litrelik kadar, ağzında tıkacıyla.
NOW, I THINK THAT IF IT'S ALL RIGHT -
Şimdi, sizin için de mahsuru olmazsa bence...
All right, now, when I kick the ball to you, you catch it and you try to run past me, if you can, through these two guys there.
Tamam. Şimdi, topu sana şutladığım zaman yakalamaya ve beni geçmeye çalış - becerebilirsen - şu iki adam arasından.
It's all right. I'll take care of it now.
Şimdi icabına bakarım.
It's all right now.
Her şey yolunda.
It's Arizona or New Mexico, that's about all we can do right now.
Şu anda gidebileceğim yerler Arizona ya da New Mexico.
It's all right for you to look at it now.
İstersen bakabilirsin.
It's all right. It's all right. It's all over now.
Sakin ol, artık geçti.
All right, it's half the money now, or no-go.
Peki, paranın yarısı hazır değilse olmaz.
- All right. It's now.
Pekala, vakit geldi.
It's all right. It's all right. I want you to breathe with me now.
Benimle nefes almanı istiyorum.
It's all in the mind! All right, now, let's go. Go!
Tamam, şimdi, yürüyelim, yürü, yürü, yürü.
All right, and now it's time to go to bed.
Yatağa girme vakti geldi.
It's all right now, all right.
Her şey yolunda.
You're right. It's all coming back to me now. Ungrateful redhead, rotten kids.
Marcie bu veterinerin bizden çok uzakta olmadığını anımsattı.
All right. It's coming off right now.
Derhal yıkanıp çıkarılıyor.
All right. It's okay now.
Geçti önemli değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]