English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's an art

It's an art translate Turkish

834 parallel translation
Everytime she makes an attempt I lose so much of my energy. It's becoming really annoying.
Her hamle yaptığında tüm enerjimi kaybetmem artık sinirimi bozmaya başladı.
McKENZIE : Rutherford realised that various elements inside the Earth were radioactive, like uranium and thorium and potassium, and that these generated an important amount of heat, and that this completely changed the basis of Kelvin's calculation, because instead of the Earth cooling all the time it actually had heat sources in it and that you couldn't any longer use that argument to estimate the age of the Earth.
Rutherford, uranyum, toryum ve potasyum gibi Dünya'nın içindeki bazı elementlerin radyoaktif olduğunu farketmişti ve bunlar sıcaklığın büyük bir kısmını oluşturuyordu ; bu Kelvin'in hesaplamasının temelini tamamen değiştiriyordu çünkü sürekli soğumak yerinde, Dünya içinde gerçekten sıcaklık kaynakları bulunduruyordu ve dolayısıyla Kelvin'in argümanı artık Dünya'nın yaşını hesaplamak için kullanılamazdı.
As a rule, it is inadvisable to make an overcall on two of a four-card suit or to overcall with a no-trump bid without a double-stopper in the suit bid by the opponent.
Kural olarak, iki majörden de dört kart içeren ellerde üste konuşma yanlış olur. ... ya da rakibin elinde çift durdurucu olmayan kozsuz artırımlarda üste konuşma önerilmez.
It's just a matter of a little while.
Artık an meselesi.
As an explanation, it's not any more farfetched than Mr Craig's.
Açıkçası, bu artık Bay Craig'in uydurmasından başka bir şey değil.
It's an old-fashioned tune. Some people don't care for it.
İnsanların artık pek dinlemediği eski bir şarkı.
It was a young bird that had only lived for a summer, an autumn and a winter.
Hayvanlar yavrular. Herkes baharın gelişine sevinir. Havalar ısınınca artık kalın şeyler giymeyiz.
Now, I'm afraid, it's going to be an adventure.
Korkarım artık bir serüven olacak.
It's an outrage against art and a threat to public safety.
Bu sanata hakarettir ve kamu güvenliğini tehdit ediyor.
Now it has become only a question of time before some government raises it's flag over Atoll K.
Artık Mercan Adası K'nın üstünde bir bayrağın dalgalanması an meselesi.
This is not only a great show, it's an art exhibit.
Bu sadece harika bir şov değil, resmen bir sanat sergisi.
So I did, fearing to strengthen that impatience which seemed too much enkindled, and withal hoping it was but an effect of humor, which sometime hath his hour with every man.
Korktum büsbütün artırırım diye bir hayli hışımlı sabırsızlığını. Her erkekte zaman zaman böyle öfke parlamaları olur deyip geçtim.
It's will just be a few hours now...
An meselesi artık.
It's an art.
Bir sanat.
The message was sent at an accelerated speed so it just sounded like gibberish to us.
Mesaj artırılmış bir hızda gönderildiği için anlaşılamadı.
It's an obsolete term...
O artık kullanılmayan bir terim.
As Lonesome said, it's an American art form.
'Yalnız'ın dediği gibi, bu bir Amerikan sanatı.
It's all over, because any hour now that boy will give her up.
Kesinlikle öyle. Artık her an pes edebilir.
I tell you, it's just a question of time now.
Bakın söylüyorum, artık her şey an meselesi.
Mr. Blaisdell, I'd like your help more than anything in the world, but it's time this town stood on its own.
Bay.Blaisdell, şu an her zamankinden çok yardımınıza ihtiyacım var, ama artık kasabanın ayakta durma zamanı geldi.
Well, now, you know, it's only about an hour on the train from Fort Linton to Spindle, and then from Spindle to Spanish Wells, that's just a short day's ride.
Peki, şimdi artık öğrendin, Fort Linton dan Spindle'a trenle yaklaşık bir saat oradan da İspanyol kuyularına at üstünde kısa bir yolculuk.
Of course she's beginning to grow up and it's only natural and healthy that she should take an interest in those fascinating creatures known as : "the opposite sex."
Tabii ki büyümeye başladı. Bu da çok doğal ve sağlıklı bir şey. "Karşı cins" denen o harika yaratıklara... ilgi duymaya başlamalı artık.
No, although beauty is an important factor in a prostitute`s career It attracts the attention of the pimp since physical allure can be an immense source of profit
Hayır, güzellik bir fahişenin kariyerinde önemli bir faktör olmasına rağmen, fiziksel çekiciliğin kârın en önemli kaynağı olması pezevenginin onun üzerindeki baskısını artıracaktır.
Well, it's... it's coming to an end.
Neyse... artık sonuna yaklaşıyor.
But it's just a matter of time before old Hopper will come around.
Ama yaşlı Hopper'ın da yola gelmesi artık an meselesi.
Well, it's been an interesting evening...
Çok ilginç bir akşamdı ve artık gitmem gerekiyor.
Let's get it over with.
Haydi bir an önce bitirelim şunu artık.
It's only a matter of time.
Savaşı kaybetmemiz artık an meselesi.
Now that you are in Jupiter's space and the entire crew is revived it can be told to you.
Şu an Jüpiter gezegenindesiniz ve bütün mürettebat yeniden hayata döndüğüne göre artık söyleyebiliriz.
Radio and TV stations across the eastern part of the country including the one to which you are listening have joined their facilities in an emergency network to bring you this news as it develops.
Toplantı bitimine kadar, işlenen cinayetlerin sayısında artış olma ihtimali çok yüksek görünüyor. Merkezimize ulaşan en son haberlere göre, korku ve panik içindeki halk, kilise, okul ve hükümet binalarına sığınmakta.
It's no world for an old man any longer.
Bu dünya yaşlı bir adama göre değil artık!
Prepare an order... Your Majesty, I'm afraid it's too late.
Majesteleri korkarım ki bir talimatname hazırlamak için artık çok geç.
The moment you realise, it's too late!
Farkettiğin an... artık çok geçtir!
It's a terrible moment... when you can no longer go back and start again.
Artık geriye dönemediğin... ve baştan başlayamadığın o an çok korkunçtur.
- It's an apple tree. - We'll have glass apples
Artık elmalarımız olacak.
Now, I can say voces that the American people, today, it knows that these histories are false and they do not have bedding.
Şu an rahatlıkla ifade edebilirim ki, Amerikalılar bu iddiaların mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunun artık farkındadır.
No, it's time for an introduction.
Hayır, artık bir giriş yapmanın vakti geldi.
"it took Elmyr Dory-Boutin, the world's greatest art forger... just one hour to draw an original Modigliani."
"Dünyanın en iyi sahteci ressamı Elmyr Dory-Boutin'in orjinal bir Modigliani tablosu çizmesi yalnızca bir saatini aldı"
It's an art, a school helping to humanize sexual acts.
Bu bir sanat, cinsel eylemleri insanca kılmaya yardım eden bir okul.
It's just like an art opening.
Sanki bir sanat eserinin örtüsünü indiriyorlar.
Now only desolation, civilization lies smothered and decaying under an ocean of mud, belonging to anyone who's strong enough to dig and fight and take it for his own.
Artık geriye sadece harabeler kaldı. Medeniyet çamur yığınlarının altında bir yerlerde kalmış ancak onu ele geçirmek için kazmayı ve dövüşmeyi göze alanların elde edebileceği bir şey haline gelmiştir.
You know, Annie, it's too bad things ain't like they were in the old days, when we'd just take somebody in an alley and blow their brains out. You know?
Eski günlerdeki gibi birini ıssız bir yere götürüp beynini patlatmak artık hoş karşılanmıyor.
It's an obsession, I won't go out alone anymore.
Bu bir saplantı, artık dışarı yalnız çıkmayacağım.
THAT'S AN ART BOOK, ISN'T IT?
Bu bir güzel sanatlar kitabı, değil mi?
And I know it will rise to an unprecedented swell in November.
Kasım'da beklenmedik bir artış kaydedeceğimizi de biliyorum.
It's easy to say It's over It's easy
" Söylemesi kolay artık bitti söylemesi kolay iyi arkadaşmışız çekip gittin ve bir süre genç bir gülüşün baharını yaşadın ama anılar bitmez asla aklını kaybedebilirsin sonradan da kolayca gelip diyeceksin ki seni seviyorum...
It's the end of an era.
O dönem artık bitti.
You've had an awful time, darling but it's all over now.
Korkunç şeyler yaşadın canım ama geçti artık.
It was used at its time as a receptacle of food leftovers, but now it's an object of universal admiration for its laconic pattern and unique form.
Zamanında yiyecek artıklarını saklamak için kullanılıyordu. Ama şimdi evrensel hayranlığın bir nesnesi. Özlü örüntüsü ve biricik biçimiyle herkes oh'larla ah'larla izliyor!
It's an art form.
Gerçek bir sanat bu!
She's not my wife now, so there's an end to it.
Artık karım değil, yani o iş bitti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]