English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's an epidemic

It's an epidemic translate Turkish

70 parallel translation
It's an epidemic.
Bu bir salgın.
We have an epidemic on our hands, and it's spreading daily.
Ellerimizde bir salgın var, ve gün geçtikçe yayılıyor.
- It's an epidemic.
- Hasta olursun.
- It's an epidemic.
- Bu bir salgın olmalı.
But it's a poison that has the results of the plague, it's an avenging scourge, a redeeming epidemic.
Ama bu zehirden geriye kalanlar felâket, intikam arzusunun cezası ve bu salgından kurtulmaktı.
It's like an epidemic.
Adeta bir salgın gibi.
Do you think it's an epidemic like the flu?
Grip gibi, salgın olduğunu mu düşünüyorsun?
You'd go, "Oh, my God! It's an epidemic!"
O zaman adı "Aman Tanrım, bu bir salgın!" oldu.
It's an epidemic.
Salgınmış.
It's like an epidemic.
Salgın hastalık gibi.
Is it the same situation if it's an epidemic, not a geological calamity?
Bu bir jeolojik felaket değil de bir salgın olsaydı, aynı şey olmaz mıydı?
- It's an epidemic.
- Bu bir salgın.
Now, clinically speaking, this is not an epidemic yet, but none of these people are inoculated and they lack a certain savoir-faire when it comes to most of the common medical practices of the 20th century...
Evet teknik anlamda bu bir salgın sayılmaz... Henüz... ama bu insanların hiçbiri aşılanmamış ve modern tıbbın gerekleri konusunda biraz liberal fikirlere sahipler...
You know, I adore doctors, but I must say, if it is an epidemic this gay plague thing, it's your fault for not stopping it, not mine.
Biliyorsun doktorlara taparım.. fakat söylemeliyim ki eğer bu bir salgınsa bu gay vebası şeyi. Onu durduramamak sizin hatanız ; benim değil.
However quickly these block wars can be contained, it's clear that they're becoming an epidemic ; an epidemic that should be dealt with... immediately.
Bu blok savaşları, kolayca bertaraf edilmelerine rağmen artık büyük bir sorun haline geldikleri açık hem de çabucak bir çözüm üretilmesi gereken bir sorun.
No, it's not an epidemic.
Hayır, Epidemic değil.
It's an epidemic, Fisher.
- Beatrice hesapları.
Well, whatever it is, it's turning into an epidemic.
Bu herneyse salgın halini almaya başladı.
If there's an epidemic in the Nether... it's best we know about it.
Yer altından bir salgın varsa bunu bilmemiz iyi olur.
It's an epidemic, right?
Bu yaygın bir durum, değil mi?
It's dangerous enough up there without an epidemic.
Oralar salgın hastalık olmadan da yeterince tehlikeli.
Now it's the opposite, they are an epidemic.
Halbuki şimdi salgın halde!
Well, it's an epidemic now.
Artık bulaşıcı bir hastalık.
- It's going to become an epidemic.
- Salgına dönüşecek.
It's an epidemic.
Bu salgın bir hastalık.
It's an epidemic.
- Salgın bir hastalık.
[Scoffs] I got the same problem with my garage. It's like an epidemic.
Aynı problem benim garajımda da vardı
I didn't know there were so many broken marriages in this town. It's an epidemic.
Bu şehirde bu kadar yıkılmış evlilik olduğunu bilmiyordum.Salgın gibi sanki.
there's an epidemic of obesity in this country, and it's our job to exemplify a healthy alternative.
Ülkede salgın bir obezite hastalığı var, ve bizim işimiz de daha sağlıklı bir alternatif olduğunu göstermek.
It's spreading like an epidemic
# Salgın halinde yayılıyor #
As god as my witness, I am telling you it is an epidemic.
- Bunu nasıl yaptın? - Sırlarımı açık etmem.
I wouldn't say it's an epidemic.
Ben salgin olarak adlandirmazdim.
- It's an epidemic. PETE :
- Çok yaygın bir şey bu.
A lot of that going around. Yeah. It's an epidemic.
- Göründüğü gibi olmayan birçok şey var etrafta.
It's an animal-nabbing epidemic!
Hayvan kaçırılma salgını var.
I wouldn't say it's an epidemic.
Ben salgın olarak adlandırmazdım.
Well, swine flu, it's an epidemic.
Domuz gribi. Bu salgın bir hastalık.
It's an epidemic.
Bir salgın gibi.
No one's immune! It's like the summer of the shark, except instead of a shark, it's an epidemic... and instead of summer, it's all the time!
Köpekbalığının yazı gibi olur, tabii köpekbalığı yerine salgın olur, yaz yerine de tüm yıl sürer!
Do you know that 70 % of sexually active kids Carry this virus? It's an epidemic.
Cinsel olarak aktif olan çocukların % 70'inin bu virüse yakalandığını biliyor musun?
It's a war zone and an epidemic.
Tam bir savas alanina döndü.
So it's an epidemic now.
Demek şimdi salgın.
It's like an epidemic or something.
Salgın gibi.
We need to realize obesity is an epidemic. But it's not a disease.
Obezitenin bir hastalık değil, salgın olduğunu anlamalıyız artık.
It's an epidemic.
Yaygın bir alışkanlık.
- It's an epidemic.
Hem de salgın.
Right now, it's an epidemic. Right now, it's really out of control.
Maalesef bu, fazlasıyla yaygın ve gerçekten kontrolden çıkmış bir durum.
- In New York, it's an epidemic.
New York'ta, bu bir salgın.
I think it's slightly more important to be able to limit the spread of an epidemic than know how to conduct yourself in a threesome.
Bence bir salgının yayılmasını önleyebilmek üçlü ilişkide ne yapacağını bilmekten biraz daha önemli.
It's an epidemic.
Bulaşıcı hastalık oldu bu resmen.
Thousands of soldiers are coming home with undiagnosed T.B.I.S. it's an epidemic.
Binlerce asker tanımlanamayan beyin hasarlarıyla eve dönüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]