It's been a long time translate Turkish
2,636 parallel translation
It's been a long time since I've been out here.
Buraya gelmeyeli epey zaman oldu.
It's just it's been a long time coming.
Uzun zamandır bekliyordum.
It's been a long time since I touched a piano.
Bir piyanoya dokunmayalı çok uzun zaman oldu.
Granted, it's been a long time since I've had hamburger.
Ama hamburger yemeyeli çok uzun zaman oldu.
♪ Oh, it's ♪ ♪ been such a long long time... ♪
Çok uzun zaman oldu.
It's been a long time, and I didn't know any operatives who worked in Latin America.
Üstünden epey zaman geçti, üstelik Latin Amerika'da çalışan harekatçıları da tanımıyorum.
It's been a long time.
Uzun zaman oldu.
It's been a long time since I've had a good movie.
Uzun süredir iyi bir filmde oynamadım.
You know, sometimes when two people have been together a long time they just, they still need each other. It's because they feel safe.
Bazen iki insan uzun süre birlikte olduktan sonra birbirlerine ihtiyaç duyarlar çünkü birlikteyken güvende hissederler.
- It's been a long time.
- Uzun zaman oldu.
It's been a long time in either case.
Her iki durumda da bir Iong zaman olmuştur.
It's been a long time, but we do.
Çok uzun zaman oldu. Ama tanışıyoruz.
It's been a long time, Mr. Secretary.
Uzun zaman oldu Sayın Bakan.
It's been my plans for a long time.
Bunu çok uzun zamandır planlıyordum.
It's been a long time since I wrote to S'lim.
Selim'e yazmayalı epey oldu.
It's been a long time since... since I believed in anything.
Uzun zamandır bir şeye inanmıyordum.
And richly deserved, as well, it's been a terrific morning's racing, and these guys will remember this for one reason or another for a very long time.
Olağan üstü bir sabah yarışında son derece hak edilmiş zaferi yaşıyorlar
It's been a long time, Ms. Hewes.
Uzun zaman oldu Ms. hewes
It's been a very long time since I saw myself in your life...
Kendimi senin hayatında görmeyeli çok oldu...
I know, it's been a long time.
Biliyorum uzun zaman oldu.
It's been a long time since I've been in the saddle, that's for sure.
Kesinlikle, eğerde oturmayalı çok uzun zaman olmuş.
It's been a long time, son.
Uzun zaman oldu, oğlum.
- Hello, Roberto, it's been a long time.
- Merhaba, Roberto, uzun zaman oldu.
It's been a long time since the Trandoshan captured an other padawan and brought them here.
Trandoshan'lar uzun zamandır başka bir padawan yakalayıp buraya getirmemişti.
It's been such a long time.
Çok uzun zaman oldu.
We blame the economy, and so far everyone believes us. But it's been a long time, dad, - since you've cleaned anyone's clock.
Ekonomiyi suçluyoruz ve şu ana kadar herkes bize inanıyor ama en son birini bozguna uğratmanın üzerinden çok zaman geçti.
It's what I've been asking you for a long time!
Uzun zamandır yapmanı istediğim şey bu!
The fans are excited, it's been a long time... since América saw so many people in the stands.
Biliyorum, taraftarların ilgisini çekiyor. America'nın stadını tam anlamıyla..... dolu gördüğü en son zamanın üzerinden uzun bir vakit geçti.
I don't know. It's been a long time.
Bilmiyorum uzun zaman önce izlemiştim
It doesn't look like anyone's been around here for a long time.
Uzun zamandır burada kimse yaşamamış.
It's just been such a long time.
Çok uzun zaman oldu.
It's been a really long time.
Gerçekten uzun zaman oldu.
It's been a long time.
Çok zaman oldu.
He'd been working on this thing for a long time and he was pretty pumped to get over there and get stuck into it.
Uzun zamandır bu şey üstünde çalışıyordu ve oraya gidip buna başlamaya çok hazırdı.
It's been a long time, not a good time.
Uzun zaman geçti, çok iyi değildi.
Oh, it's always neat to see them after I've been gone for a long time, yeah.
Uzun bir aradan sonra onları görmek her zaman muhteşem.
It's been a long time since I've seen him.
Onu görmeyeli uzun zaman oldu.
It seems like no one has been in or around here for a long time, which is good.
Uzun zamandır kimse uğramamış gibi görünüyor ki bu da iyi bir şey.
It's been a long time since we've met a couple where we like both the husband and the wife. Hasn't been that long.
Ben ve Hannah'dan hoşlanalı çok uzun olmadı.
Fitz, it's been a long time since I met a woman that I really like, okay?
Fitz, gerçekten hoşlandığım bi'kadınla tanışalı uzun zaman oldu, tamam mı?
♪ It's been a long time.
Uzun zaman oldu.
I know what you're trying to do, J.J., and it's sweet, but... I've been taking care of myself for a long time.
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum J.J., bu çok güzel ama uzun bir süredir kendi başımın çaresine bakıyorum.
He spends a long time on this and his famous treatise of government and it's since been the canonical text for economic and political and legal understanding.
Locke, ünlü devlet yönetimi üzerine incelemesine uzun zaman harcadı. Ekonomik, politik ve hukuksal anlayış üzerine geleneksel bir inceleme olduğundan hala üzerinde çalışılan klasik bir kitaptır.
It's been a long time, Detective.
Uzun zaman oldu, dedektif.
Well, it's been a long time since I was in the sperm business.
Sperm işini bırakalı çok uzun zaman oldu.
Well, it's been a long time since I asked anyone back.
Yani, birini evime çağırmayalı uzun zaman oldu.
it's been a long time.
Uzun zaman oldu.
It's been a long time.
Görüşemiyoruz.
It's been a long time, and you didn't invite me to the baby shower?
Uzun zaman oldu ve beni bebeğin hediye törenine çağırmadın.
Well, it's been... It's been a long time since the cameras stopped rolling.
Ama kameralar kayıt yapmayı bırakalı uzun zaman oldu.
Sweet man. ♪ It's been a long time ♪
Canım benim.