It's been awhile translate Turkish
194 parallel translation
It's been awhile, what are you doing here?
Ne yapıyorsun burada?
IT'S POSSIBLE SHE'S BEEN OUT OF CIRCULATION AWHILE.
Onun bir süreliğine dolaşımdan çıkmış olması mümkün.
It's been awhile, right?
Duyuyor musun?
- It's been here awhile.
- Bir süredir orda.
- Well, it's... uh... been empty for awhile, hasn't it?
- Evet, burası... uh... uzun zamandır boştu, değilmi?
I don't... It's been awhile.
Tam hatırlamıyorum, üzerinden çok zaman geçti.
Razka... it's been awhile.
Razka... uzun zaman oldu.
Xena? It's been awhile, hasn't it?
Zeyna... uzun zaman oldu, değil mi?
It's been awhile. Give me a clue.
- Bana biraz yardım edebilir misiniz?
Let's see... they've been going out for awhile, and he's upset because other people keep asking her out, and she saying she can't help it if she's attractive and popular, and besides, nobody ever said they were going steady,
Bir bakalım... Bir süredir çıkıyorlar ve bir sürü erkek kıza çıkma teklif ettiği için çocuk üzgün, ve kız da "çekici ve popülersem bunda benim suçum ne?" diyor. Ayrıca hiç kimse bunun ciddi bir ilişki olduğunu falan söylemedi.
It's kind of been awhile for me.
Vakit geçirdik işte.
Well, I'm gonna be there, and it's been awhile.
- Hayır yok. - Oraya geleceğim ve bir süre kalacağım.
I was wondering if that, well I know it's been awhile since we've talked about this, but I was just... curious as to what the situation is with me coming home... to stay... with you and Dad...
Merak ediyordum da... Bunu konuşmayalı uzun zaman olduğunu biliyorum ama... Eve dönme durumum nedir?
It's been awhile since I've had multiple casualties.
Çoklu travmalardan birini geçirmeyeli uzun zaman olmuştu.
- It's been awhile.
- Görüşmeyeli uzun zaman oldu.
Sorry, it's been awhile since I pumped a keg.
Kusura bakma, uzun zamandır fıçı birası almamıştım.
It's just... she's been back awhile now and it's not the same.
Özür dilerim, ben sadece döneli uzun zaman oldu ama bir şeyler farklı.
Yeah, it's been awhile, huh?
Evet, aradan epey vakit geçti, değil mi?
It's been awhile since I'd seen them.
Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been awhile since my last Alter fight.
Son Alter dövüşümden beri bayağı zaman geçmiş.
It's been awhile.
Epey olmuştu.
It's been awhile.
Biraz oldu. Evet.
Glad to see you. It's been awhile.
Seni görmek çok güzel görüşmeyeli uzun zaman oldu.
It's been awhile since you disgraced these halls.
Bu salonu rezil etmeyeli uzun zaman olmuştu.
- It's been awhile.
- Epey zaman oldu.
It's been here awhile.
Bir süredir burada olmalı.
The nightmares. It's been awhile.
Kabuslar, bir süredir görmüyordun.
Sorry. It's been awhile since I've driven a sports car.
Pardon, spor araba kullanmayalı epey oldu da.
It's been awhile since anybody had a party in this room.
Bu salonda dans edilmeyeli bayağı zaman olmuştu.
It's been here for awhile.
Bir süredir burada.
It looks like housekeeping hasn't been here in awhile.
Görünüşe göre temizlikçiler bayadır buraya uğramamış.
I know it's been awhile, but I've been thinking about you.
Biliyorum, uzun zaman oldu ama hep seni düşünüyordum.
Still, it confirms your theory that he's been watching her for awhile.
Yine de kızı izlediği teorini doğruluyor.
Something's going on with him and it's been going on for awhile.
Biraz nefes almamız gerek. Onun bir derdi var. Uzun zamandır var.
It's been awhile.
Yine görüşüyoruz.
It's been awhile...
Biliyorum seni aramayacaktım.
It's been awhile, Howl
Epeydir görüşmemiştik, Howl.
Forgive me father, it's been awhile since my last confession and uh, I've done some of the usual sins, I guess.
Affedin peder, son günah çıkartmamın üstünden uzun bir süre geçti ve sanırım her zamanki günahlardan işledim.
It's been awhile
Uzun zaman oldu.
It's been quite awhile since anybody called me a tyke... but, no, I am Dr. Tobias Fünke.
- Bu ufak... Birisinin, bana tyke demeyeli baya bir zaman olmuştu... fakat, hayır, ben Dr. Tobias Fünke.
It's been awhile since I've been with someone off-center.
Alışılmışın dışında biriyle birlikte olmayalı çok zaman olmuş.
It's been awhile.
Görüşmeyeli epey oldu.
You're right! It's been awhile since the four of us have been together.
Artık F4 yeniden bir araya geldi.
It's been awhile, Okaa-sama ( Mother, respectful )
Anlamıyorum. İşte böyle.
It's been awhile, Yomogi-chan. ( weed )
Her zaman ahmağı oynardı, ama çekici bir adamdı.
Ah.. Rui, you're actually winning. It's been awhile. ( since his last win )
Ama varlıklı insanlara gerçekten uymuyorum.
No, it's been awhile.
Bir süredir hayır.
- God! It's been awhile since I wiggled into this, huh?
Tanrım, böyle bir şey yapmayalı çok oldu, değil mi?
It's been awhile.
Uzun zaman oldu.
Mr. Ma, it's been awhile.
Bay. Ma, Uzun zaman oldu.
It's been awhile since you and I talked, John.
Karşılıklı konuşmayalı epey zaman geçti, John.
it's been so long 173
it's been a while 672
it's been a long day 229
it's been a pleasure 97
it's been a long time 584
it's been forever 36
it's been a long time coming 29
it's been too long 172
it's been a year 51
it's been ages 82
it's been a while 672
it's been a long day 229
it's been a pleasure 97
it's been a long time 584
it's been forever 36
it's been a long time coming 29
it's been too long 172
it's been a year 51
it's been ages 82