English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's complicated

It's complicated translate Turkish

4,557 parallel translation
It's complicated.
Durumlar karışık.
It-It's complicated, Tom.
- Karışık bir durum Tom.
It's very complicated being you.
- Sen olmak çok karmaşık.
Please. It's a really complicated plan.
Çok karmaşık bir plan.
It's a very complicated situation.
Bu çok karmaşık bir durum...
It's complicated, but I can't.
Karışık bir konu ama yapamam.
Your mother's spell is as complicated as it is elegant.
Annenin büyüsü güzel olduğu kadar karışıkmış da.
Hey, like I said, it's complicated.
Söylediğim gibi karışık bir büyü.
It's complicated.
O konu karışık.
Well, it's a little more complicated than that.
- Yani, bundan biraz daha karmaşık.
It sounds very complicated, but unfortunately it's simple.
Çok karışık duruyor ama maalesef çok basit.
It's complicated.
Bu karmaşık bir konu. Elbette öyle.
It's a complicated world, Johnny.
Karmaşık bir dünyada yaşıyoruz Johhny.
It's more complicated than that.
İş bundan çok daha karmaşık.
It's a complicated world, Johnny.
Bu karmaşık bir dünya Johnny.
It's a very complicated situation.
Bu çok karmaşık bir durum.
Actually, I think it's a little bit more complicated than that.
Aslında durum biraz daha karışık.
It's complicated.
Biraz karmaşık.
It's just a little complicated... this whole Hong Kong thing... with Jenny.
Tüm bu Hong Kong olayı, bir yanda Jenny. Durumlar biraz karışık.
Actually, it's a little more complicated than that.
- Aslında... -... biraz daha karmaşık.
It's complicated.
Karışık.
No, I-it's complicated, but, um, Killian and I were never really anything.
Hayır, bu biraz karışık, ama, Killian ve benim aramda hiçbir zaman gerçek bir şey olmadı.
Sometimes the simpler a spell sounds, the more complicated it really is.
Bak. Bazen kolay bir büyü kulağa olduğundan daha karışık gelebilir.
- It's complicated.
- Durum karmaşık.
It's not that complicated.
O kadar da karışık değil.
That seems complicated, doesn't it?
İşler karışık görünüyor değil mi?
It's complicated.
- Karışık bir durum.
Small, medium, large, it's not that complicated, okay?
Small, medium, large, o kadar karışık değil.
- It's complicated.
- Biraz karışık bir durum.
It's just... it's complicated.
Sadece... karışık.
Well, he said, uh, he said it's a lot less complicated than you made it seem.
O dedi ki, o dedi ki senin anlattığından çok daha basitmiş.
It's far more complicated than that
Bundan çok daha karmaşık.
It's real and complicated and very... sexy.
Gerçek, karmaşık ve çok seksiydi.
Well, I understand that it's complicated and the people involved are very powerful, but... I want us to be together.
Pekala, bu durumun biraz karışık olduğunu anlıyorum,... ve buna karışan insanlar da fazlasıyla güçlüler, ama bizim birlikte olmamızı istiyorum.
No no sir, it's not complicated.
Hayır, hayır, karışıklık yok efendim.
- "It's complicated."
- Hep'durumlar karışık'diyorsun.
- It's very complicated.
- Gerçekten karışık. - Anlatmayı dene.
It's complicated.
Bu karışık bir durum.
Look, Caleb, I mean this with all the love in my heart, I will crack your skull with a hammer if you tell me, "It's complicated."
Bak, Caleb, kalbimdeki tüm sevgiyle söylüyorum eğer bana "Durum biraz karışık" falan dersen kafana çekici yiyeceksin.
It's complicated. Hey, tell Spencer where I am, but not right away.
Spencer'a nerede olduğumu söyle ama hemen söyleme.
It's complicated.
Biraz karışık.
It's complicated.
Karışık bir durum.
it's complicated.
Şimdilik bunu gizli tutmalısınız, bu karışık.
It's just complicated.
Bu durum biraz karışık.
Whatever it is, will be complicated and none of my business.
- Her neyse. Çok karışık bir durumdur ve beni ilgilendirmez.
I know it's complicated, obviously, but let's talk about this.
Biliyorum çok karışık olduğu apaçık, ama bunu konuşalım. İşte ben.
Apparently, it's a little more complicated than that.
Görünüşe göre durum biraz daha karmaşık.
I like the kid, so it's not that complicated, really.
O çocuğu seviyorum yani işi karmaşık hale getirmeye gerek yok.
It's complicated, because- - look, Julia's been having some problems with Joel.
Hayır. Karışık mevzu çünkü... Bak, Julia ve Joel'in birtakım problemleri var.
It was complicated.
Baya karışıktı.
No, Julia, man, it's too complicated.
Julia mı, kalsın adamım... çok fazla çetrefilli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]