English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's just a name

It's just a name translate Turkish

226 parallel translation
- That's just a nice name for it.
- Çok güzel bir isim koymuşsun.
We don't often get a chance to cooperate with you people... but if there's anything we can do, just name it.
Sizlerle işbirliği yapma şansımız pek olmuyor... Ama yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin yeter.
And it must be explained that at the time, Kosorotov's wife, a quarrelsome and frivolous person, had just returned to him, and that her name was Anna.
Ve bunun açıklaması gerektiği zaman, Kosorotov'un karısı, anlamsız ve kavgacı biri, sadece ona dönmüştü, ve onun adıda Anna'ydı.
You might get away with borrowing someone's name... if it's just for drink and a little bit of money.
Başka birinin adını kullanıp..... sadece para ve içki bulacaksan tamam diyeyim.
Nobody is just going to put a name to me, and that's it.
Kimse beni yapmadığım bir şey için suçlayamaz.
Well, it's just a code name really.
Aslında bu onun sadece kod adı.
Quite logical, I'd say, Mr. Spock. Just as it's logical that 20th-century Rome would use television to show its gladiator contests or name a new car the Jupiter 8.
Mantıklıdır, 20'nci Yüzyıl Roma'sında gladyatör yarışlarını televizyondan yayınlamak kadar mantıklı derim.
It's just a name that my mother and father always called me.
Annemle babamın beni çağırdıkları bir isimdi.
My name's Richard Collier, and I just read your book on famous American actresses and I really enjoyed it a lot.
- Merhaba. Adım Richard Collier, ve ünlü Amerikan aktrisleri ile ilgili kitabınızı henüz okudum ve gerçekten onu çok beğendim.
It's just a name.
Sadece bir isim.
It's a name. It's just like...
O sadece bir isim...
You mentioned your name just now as if I should recognize it, but I can assure you, beyond the obvious facts that you are a bachelor, a solicitor and a free mason and an asthmatic,
Hatırlamak zorundaymışım gibi isminizi bahşettiniz. Ancak şunu söyleyebilirim ki sizin bekar bir avukat, bir farmason ve astım olduğunuz her hâlinizden anlaşılıyor.
No, it's just a name.
Hayır bu sadece bir isim.
Man, it's just a name.
Öylesine bir isim yahu!
It's the same stuff, just a different brand name.
Hepsi aynı şey, sadece farklı markalarda.
Why don't you change your name... to Sidney or Irving Manzarek? It's just a word.
Neden o zaman ismini Sidney ya da lrving Manzarek diye değiştirmiyorsun?
It's German name is "Dronte" or "Riesenbrielelenaelk"... and there exist just a few stuffed specimens of this bird.
Almanca adı "Dronte" ya da "Riesenbrielelenaelk'dir". Ve müzede bu kuşun sadece birkaç doldurulmuş örneği vardı.
Nah, it's just a new name my grandpa gave me.
Hayır, o sadece bana dedemin verdiği bir isim.
- Then it's not just a clever name?
- O zaman akıllıca bir isim değil mi?
It's all a part of our Krusty Burger Olympic Sweepstakes. just scratch off the name of the Olympic event on your game card... and if America wins a gold medal... you win a free Krusty Burger!
Krusty Burger olimpiyat oyunları bahislerinin de bir parçası....... sadece olimpiyat yarışmasında oyun kartınızın üzerindeki bölümü kazıyın eğer Amerika altın madalya kazanırsa siz de beleş bir Krusty Burger kazanıyorsunuz!
It's just a Danish-sounding name.
Sadece Danimarka'yı çağrıştıran bir ismi var.
Don't worry. It's just a name.
Bu sadece adı.
It's just under a different name.
Sadece başka bir isim altında.
It's just a name.
Sadece isim.
Of course it's just a theory, but let us see how she reacts... at some time if we say the name, Mr Dixon.
Tabii bu sadece bir teori. Bakalım Bay Dixon'dan bahsedince nasıl davranacak?
The man means nothing to me, it's just a name.
Adam benim için bir şey ifade etmiyor. Sadece bir isim!
Sara's out on a date, Dad's nailed into the basement for the night, so it's just you and me, Doug, if that is your real name.
Sara biriyle dışarı çıktı. Babam da bu gece için bodrumda çakılı kaldı. Sadece sen ve ben Doug, tabii bu gerçek isminse.
It's just a punk using the name for kicks.
yarışma için çok siktiriboktam bir isim.
It's just a name, you know?
Sadece bir isim, biliyorsunuz?
Of course. It's just a name.
Tabi ki, o sadece bir isim.
It's just a name.
Sadece ismim.
It's just a name.
O sadece bir isim.
It's just a different name.
Sadece isimleri değişik.
You know, it's just a goofy fucking name, okay.
Yani, sadece aptal bir isim, tamam.
I wasn't named after him, it's just a family name.
Onun adını almamışım, sadece aileden gelen bir ad.
Just don't be too disappointed... if all you wind up with is a pretty ceramic mug... with Trey's name on it.
Ama sonunda, üzerinde Trey'in adının yazdığı bir çömlekle kala kalırsan hayal kırıklığına uğrama.
It's your idea. I'm just giving it a name.
Yani sen hangisini istersen?
It's just a fucking name, Rob.
- O sadece bir isim.
You know, the name the "Turtle Club," it's just a name.
Biliyorsun, isim "Kaplumbağa Kulüp," Sadece bir isim.
And yesterday, just because you gave me a name... something a husband usually gives his wife, isn't it?
Ve dün... Sırf bana bir isim verdin diye bir kocanın karısına verdiği bir şeyi, değil mi?
It's just the name of a station.
O sadece bir istasyon adı.
It's just a first name.
Sadece bir isim.
No, it's just, uh... there's a hammock in Fiji with my name on it.
Hayır, sadece, uh... Fiji'de adıma ayırılmış bir hamak var.
I'm just saying... it's a name I heard a lot around the capital
Söylüyorum sadece. Başkentte bu ismi çok duydum.
I bet Grandma's made a special birthday cake just for you with your name on it in big chocolate letters.
Bahse girerim Büyükanne senin için üzerinde çikolatadan harflerle isminin yazılı olduğu özel bir pasta yapmıştır.
If you have to call me a name, I'd prefer "Ross, the Divorcer." It's just cooler.
Bana bir ad takacaksan "Kadın Boşayan Ross" de. Daha havalı.
But it's just a name, Luke.
Ama bu sadece bir isim Luke.
Fine. Just make sure it's not a watch with another woman's name on it.
Altında kadın ismi olan, bir saat olmadığına emin ol.
Well, uh... Just so you know, it's a stage name.
Aslında, o sadece sahne adı.
And it worked, I got taken home by a guy whose name I never did learn so let's just call him'psycho'.
Ve sonunda, gerçek adını bilmediğim kısaca "sapık" adını verdiğim biri beni evine götürdü.
I don't know, I just find it curious that you would go a whole night without dropping a girfriend's name or you know, finding some way to disclose your preference.
Bilemiyorum, bütün geceyi bir kızdan bahsetmeden ya da bilirsin, tercihini bir şekilde belirtmeden geçirebilmen ilginç geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]