It's just an idea translate Turkish
133 parallel translation
That's just an idea of what it's gonna be.
Nasıl olacağına dair bir fikir.
I can see that. It's just an idea.
Fikirden ibaret olduğunu anladık zaten.
It's just an idea that went through my mind.
Sadece aklıma bir şey geldi.
- Well, it's just an idea.
- Öylesine bir fikir işte.
Let's not get carried away, Captain, it's just an idea.
- Hemen heyecanlanmayalım, Kaptan.
Why not? It's just an idea.
Neden olmasın?
Now, it's just an idea, mind you.
Şimdi sadece bir fikir, dinle bak.
– Just an idea, sir. It's a share.
- Sadece bir fikir, bir hisse.
No, it's just an idea.
Şimdilik sadece bir fikir.
It was just an idea, that's all.
Sadece bir fikirdi, o kadar.
It's just an idea.
Sadece bir fikir.
I won't sell it. It's just to show him, give him an idea of it.
Sadece fikir vermesi için göstereceğim.
No, it's not one thing. It's just an idea, Joe.
Bu sadece bir kavram, Joe.
We had to split it among twenty people, 175,000 lira each, but just to give you an idea... but if we get the 13 results right, it's a billion lira...
20 kişi arasında bölüştürüyoruz. bir fikir verir. bu bir milyar liret.
It's just an idea. I want your opinion.
Sadece bir fikir, düşünceni öğrenmek istiyorum.
It's just kind of an idea.
Sadece bir fikir.
It's just an idea.
Bu sadece bir hayaldi.
It's just an idea.
Bir fikrim var.
Now the vehicle is just a means... it's just an enabler, an extension of your idea.
Araç sadece aracıdır, imkan sunar. Fikrinin bir uzantısıdır.
I just want to get an idea where it's from.
Nerede yapıldığını bilmek istiyorum.
He's just telling me an idea for a movie. It's not bad so far.
Film için bir fikri var, o kadar kötü değil.
It's just an idea.
Bu sadece bir fikirdi.
But if I can just think of an idea, there's a cool $ 10 in it for me.
Ama en iyi fikri ben bulursam, $ 10 kazanacağım.
You know, Mark, just because it's my suggestion it doesn't, by definition, make it a bad idea.
Biliyor musun Mark, teklifin benden çıkmış olması... ... o teklifi anında kötü bir fikir yapmaz.
It's just an idea.
Bu sadece bir fikir.
It's just a thought, an idea.
Sadece bir fikir, bir düşünce.
It's just an idea, Joe.
Bu sadece bir kavram, Joe.
It's just that... the idea of an urban legend serial killer... it's a stretch.
Ama batıl hikayelere göre seri cinayetler işlenmesi düşüncesi... İnanması biraz zor gibi.
It's just an excuse to talk to congress so I can push my idea for a national Dogbert Day.
Meclisle toplanıp Dogbert Gününü ulusal yapabilmek için bir bahane.
You just get an idea and try to find the best way to express it pictorially.
Bir fikir bulmalı ve onu görsel olarak sunabilmenin en iyi yolunu bulmaya çalışmalısın.
It's just an idea off the top of my head.
Gerçi yapabilirler mi bilmem ama... Kan tazısına niçin Sherlock Holmes şapkası takıp ağzına da bir pipo vermemiş? Şimdi aklıma geldi.
All right. Jeez. It's just an idea.
Sadece bir fikirdi.
Just an idea of what it'll be like.
Sadece nasıl olabileceğini, anlatmaya çalışıyoruz.
It's not permission, it's just an idea.
İzin değildi, sadece bir fikirdi.
It's not'uh, oh.'I just wanted to run an idea by you.
Öyle kötü bir şey yok. Sadece sana bir şey sormak istedim.
it's just an idea really.
İşte bu da bir fikir.
I have an idea. It's crazy, but it just might work.
Bir fikrim var, çılgınca ama işe yarayabilir.
Here's an idea, let's just skip it.
İşte bir fikir, buna sadece bir göz atalım.
It's like I'll have an idea, it will just be a teeny, tiny little spark and then it will get to Wally and he'll make it a fire.
Bir fikrimiz olduğunda sanki yeni bir kıvılcım gibi Ve sonra Whally bunu bir ateş yapar.
It's just the idea of... Of being an official Bing.
Resmi bir Bing olmanın düşüncesini kaldıramadım.
Because you have an idea like that, and it's that big a success, you think, "Well, just trust in yourself and go for it."
Aklınıza bir fikir geliyor ve çok başarılı oluyorsunuz, "Kendine güven ve korkma" diye düşünüyorsunuz.
You know, it may just be a painting, but it's an idea.
Bu sadece bir tablo olabilir, ama bu bir fikir.
'You don't feel that in view of her high profile and popularity,'it might be an idea to pay tribute to her life and achievements, or even just to her as a mother?
Çok göz önünde olmasını ve popülerliğini dikkate alarak hayatını ve yaptıklarını anmanın iyi olabileceğini düşünmüyor musunuz? - Sırf bir anne olarak bile anılabilir.
It's just an idea of something bad that might happen.
Sadece kötü bir şeyler olabileceği ile ilgili bir fikirdi.
It's just an idea...
Bir fikir sadece.
- It's just an idea.
- Sadece bir fikir.
Ah, it's just an idea.
Puerto Rikolu bir çocuk.
Today was just an example of why it's not a good idea... for us to be together and work together.
Bugün, ikimizin hem birlikte olup hem de aynı ortamda çalışmamızın neden iyi bir fikir olmadığını gösterdi. Bu çok karmaşık.
After everything I did to screw him over, here Raja was fighting for an idea he didn't believe in, and was pretty sure I didn't either, just because he knew what it meant to me.
Ona bunca şey yaptıktan sonra sırf benim önemsediğimi düşündüğü için... kendisinin de inanmadığı bir fikri savunuyordu, ki benim de bu fikre inandığım söylenemez.
When an individual pigeon, for example, happened to look over its left shoulder.. and the reward mechanism just happened to click in at that point.. .. it would have got the idea that it was looking over the left shoulder that had got it the reward so it tried it again.
mesela eğer güvercin sol omuzundan baktığı sırada mekanizma da tam o anda çalışırısa kuş kendince bir fikir edinir.
No, no, it's just that there's an essential idea...
Yardım edebilir miyim? Yapabileceğim birşey... Hayır, hayır.
it's just 7387
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21
it's just us 148
it's just sex 51
it's just a game 119
it's just me 474
it's just the beginning 44
it's just a joke 49
it's just a dream 89
it's just business 103
it's just amazing 21