It's messy translate Turkish
538 parallel translation
- It's a messy business tonight.
- Bu gece pislik dolu Bayan Wire.
It's all kind of messy.
Tanınmayacak halde diyebiliriz.
It's rather messy in here.
İçerisi epey karışık.
One thing more Sergeant, you will say that the body had no arms, no head and no legs, was it a messy job?
Bir şey daha, Çavuş. Dedin ki, cesedin kolları, kafası ve bacakları yok, berbat bir iş mi çıkarıImış?
All right it's pretty messy, please don't pay too much attention to it
Kapıyı geniş aç.
- It's a messy story.
- Karmakarışık bir hikâye.
Goodness, it's messy in here!
Şuraya bak, ortalık batmış yine.
It's messy, but worth it.
- Biraz karmaşık ama değiyor.
Ah, ah, ah! It's always so messy!
Öff çok dağınıksın be!
It's a little messy in here now, but we'll be sleeping up at the hospital tonight.
Burası biraz dağınık ama gece hastanede kalacağız.
Sounds like it got messy.
Ortalığı biraz karıştırmış.
It could get messy for us if he blabs about you know what.
Öterse ortalık fena karışır.
It's old and messy, not worth seeing
Eski ve dağınık, görecek birşey yok
It's little messy around.
Etraf biraz dağınık.
It's a messy business I'm in.
Pis bir iş benimki.
But there's a reason I do it messy.
Pis yapmamın bir sebebi var.
Er, well, if this were repeated over the whole country it's probably be very messy. Colin.
Bu bütün ülkede olduysa çok karışması muhtemel.
Oh, I'm sorry it's so messy.
Üzgünüm, çok kötü olmuş.
When it's messy it's so messy.
Dağınıkken daha da güzel olur.
There's a gambler who lost money, he's making quite a scene, it's messy.
Bir kumarbaz tüm parasını kaybetti, etrafı velveleye veriyor, Ortalık karıştı
It's quite messy in there.
Oldukça dağınık durumdalar.
We're not certain, but it did clear up a potentially messy situation.
- Emin değiliz. Karışık bir durum, belli.
I won't blame you if you don't show up...'cause it's gonna be real messy.
Eğer gelmezseniz sizi suçlamam ama gerçekten darmadağın olacaksınız.
And when it gets messy, the wrong people get killed. ¿ Comprende?
Ve pislik arttığında da, yanlış insanlar ölüyor. Çaktın mı?
So, you see, it'd be a little messy if I was already married when he got here.
Gördüğün gibi... O buraya geldiğinde evlenmiş olursam ortalık karışır.
It's too messy for Lombard and too cute for the Cubanos.
Lombard için fazla savruk, Kübalılar içinse fazla sevimli.
It's a messy act and...
Zor bir durum ve...
It's very messy around here.
Burası cok dagınık.
It's kinda messy, but I guarantee you it's the only bunk that won't be occupied.
Biraz pistir ama, başka kimsenin el koyamayacağı tek ranza garantisini veririm.
It's a little messy.
Ortalık biraz dağınık.
It ´ s so messy!
Çok karışık.
It's so messy. Oui, mon cheri.
Evet aşkım.
It's pretty messy in there.
Orada bir karmaşıklık var.
You're as neat as he is messy as only a mathematician could be. It's so cliché!
Sen ne kadar tertipliysen o da o kadar dağınıktır.
And then they had a bad marriage and... and it... it was messy.
Evlilikleri kötüye gitti ve... karışık birşeydi.
But it's messy.
Ama bu bir kargaşaya yol açtı.
But, as you say, it is messy.
Ama, dediğiniz gibi, karmakarışık.
It's a messy business, life.
Çok karışık bir iş, yaşam. Çok..
It's pretty messy.
Tanınacak halde değiller.
The pie is good, but it's very messy.
Turta çok güzel, ama çok karışık.
It's a messy job we've got ahead of us.
Tozlu bir iş bizi bekliyor.
It's so messy, I can't identify either Forget the flags, let's recognise their face
Ben de çıkaramadım, boş ver şimdi bayrakları.
Brother, it's so messy that, we'd better leave this place
- Kardeş! Burası tehlikeli, gidelim!
It's real... Messy, and I like to keep a clean base.
Ve ben bu işi temizlemek istiyorum.
It's messy right now.
Şu anda çok dağınık.
- I'm sorry it's so... so messy here.
- Özür dilerim burası... çok dağınık.
Guess if I had an allergic reaction to the shot that knocks you out it gets messy.
Galiba beni devirecek olan iğneye alerjik reaksiyonum olması durumunda kontrol dışı tepkiler oluyor.
It's gonna be one messy night.
Çok karışık bir gece olacak.
It's through the rib cage but that's messy.
Aslında göğüs kafesinden geçer ancak ortalık kirlenir.
It takes a master vampire to transform oneself into a human, especially to absorb their thoughts - you have such messy minds.
Bir insana dönüşmek ve özellikle de düşüncelerini okumak için usta vampir olmak gerekir - kafalarınız çok karışık.
It's messy.
Yüzüne gözüne bulaşır.
messy 98
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's me 10254
it's all right 8832
it's not 5855
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287