English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's not me

It's not me translate Turkish

13,351 parallel translation
Look, technically, it's a challenge, but you're not gonna find a creepier location, trust me.
Bakın, teknik olarak bazı zorluklar var ama bana güvenin, buradan daha ürkütücü bir yer bulamayız.
He's going to say that he spoke impertinently to me, Kofi took offense, and it will not be spoken of again.
Bana karşı kabaca konuştuğunu Kofi'nin de tepki verdiğini söyleyecek ve bir daha bundan bahsedilmeyecek.
Me, the governor, his cabinet, eight dragoons, their quartermaster, the carriage driver... plenty of people know about it, just not you.
Ben, Vali, kabinesi ve sekiz atlı asker, levazım subayı, araba sürücüsü senin dışında pek çok kişi biliyor.
I'm a big fan of "On Probation", "it's Not You, It's Me"...
"Göz Hapsinde" ve "Sorun Sende Değil Bende" filmlerinin büyük hayranıyım.
Uh, it's not getting me hard.
Benim pek içime sinmedi.
No, it's not me.
Bu benimle ilgili değil.
It's not me you should fear.
Korkman gereken ben değilim.
Part of me feels like it's not gonna make a difference.
İçimden bir ses hiç bir şey fark etmeyecek diyor.
I'm... having a hard time to understand how it is not about me.
Ben... benimle ilgili olmayışını anlamakta güçlük çekiyorum.
It's not for me.
Benim için değil.
And it's nice to walk around and have everyone know who I am and stuff, but it's not that important to me.
Yürürken herkesin beni tanıması falan güzel ama o kadar da önemli değil.
You taught me how to make them, but not how hard it is to turn them off.
Devre dışı bırakmanın ne kadar zor olduğunu değil, onları yaratmayı öğrettin.
You're fuckin'kiddin'me. It's not a homicide?
Dalga geçıyorsun degil mi yanı?
You know, a lot of times people ask me what it was like living with Spock, and for the most part, during that period, Dad was not home much at all.
Bana sık sık Spock'la yaşamanın nasıl bir şey olduğunu sorarlardı ve o dönemde genelde babam pek evde olmazdı.
I just need you to tell me, you know, am I your girlfriend or not, that's it.
Sevgilin miyim, değil miyim bunu öğrenmek istiyorum, hepsi bu.
Please tell me it's not the kid.
Lütfen o çocuk olmasın.
She's doing it for him and not for me.
Onun için yapıyor benim için yapmıyor.
And it's the type of deal that has been made in this library... countless times by my predecessors, but not by me.
Bu tam da bu kütüphanede, onlarca kez yapılan anlaşmalarla aynı. Benden öncekilerin yaptığı anlaşmalar ama ben yapmayacağım.
It's not for me to say, but...
Bunu söylemek bana düşmez, ama...
It's not to me.
Bana değil.
It's not fair for me to play the song right now
Şu anda şarkıyı çalmam doğru olmaz
Yes, and texting me and sending me emails, and it's not friendly.
Evet. Mesaj atıyor, e-posta yolluyor. Pek arkadaş canlısı da değil.
It's not sold in Italy, but give me your Seropram and you can have some.
İtalya'da satılmıyor, ilacını verirsen biraz daha veririm.
It's not enough for me to just speak about this anymore,
Sadece konuşma yapmak yeterli değil.
You probably just saw me here before. No, that's not it either.
- Muhtemelen beni önceden burada görmüşsündür...
It's for him, not for me, it's for him, not for anybody else.
Bu onun için, benim için değil. Onun için, başka birisi için de değil.
I'm sorry. It's not you, it's me.
Üzgünüm, sen değil ben geçirdim.
So they fired me before they hired you, so it's not your fault.
Seni işe almadan önce beni kovdular. Senin bir hatan yok yani.
It's not so much the drawing that concerns me, it's the fact that I found it in the clock tower.
Beni ilgilendiren çizim o kadar da değil ki, Aslında saat kulesinde buldum.
It's not me.
Benmişim gibi gelmiyor.
It's been tough, a few people doubting me, saying, "You're not gonna do it," or "Gatlin's running better, Gatlin is the best right now."
Zordu, bazı insanlar benden şüphe duyuyordu, "Yapamayacaksın" ya da "Gatlin daha iyi koşuyor, şu anda en iyisi Gatlin" diyorlardı.
It's not me.
- Ben değilim.
- It's not me.
- Ben kullanmadım.
- Then it's not about owing me.
- O hâlde bu borçlu olmakla alakalı değil.
It's not just me who thinks you're not worthless, Jack.
Senin işe yaramaz olduğunu düşünen sadece benim, Jack.
It's not all about me.
Hepsi benimle alakalı değil.
It's just not gonna happen for me.
Çocuğum olmayacak.
And it's not a mystery because it's always me.
Aslında gizem de değil çünkü her zaman ben boşaltıyorum.
And if it's this hard for me to decide, then I must not be ready for a serious relationship.
Eğer karar vermek bu kadar zor geliyorsa belki de ciddi bir ilişkiye hazır değilimdir.
No, no, it's not me that's changing you.
- Seni ben değiştirmiyorum.
Tell me it's not true.
Bana doğru olmadığını söyle.
It's not expecting me.
Beni beklemiyor.
But, see, if this thing goes to trial, the jury's not gonna see it like me.
Ama, bunlar mahkemeye taşınırsa jüri benim gibi düşünmeyecektir.
It's not about you giving me any...
Senin bana bir şey vermen gerekmiyor ki.
It's not just me. They have everybody.
Sadece ben değilim.
I know that, and she said it's too late for him but it's not too late for me, and you know that, okay?
Bunu biliyorum ve o ise, "onun için artık geç" dedi ama benim için hala geç değil ve bunu biliyorsun, tamam mı?
And it's not, uh... easy for me to say this...
Ve bunu... size söylemek benim için çok zor...
It's not every day we find A poet of this category, in our house. For me, it was a miracle.
Evimizde her gün bu tarzda bir şair bulamıyoruz.
It's not me doing that, it's you.
Bunu yapan ben değilim, sensin.
And like it or not... that's me.
Hoşuna gitse de gitmese de... Geriye dönmek için tek şansın, benim.
I don't know why I'm on the outside, but it's not cool because when you screw up, it's gonna blow back on me.
Neden dışarıda tutuluyorum bilmiyorum ama bu hiç hoş değil. Çünkü işleri batırdığınızda dönüp dolaşıp yine bana patlayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]