It's not safe for you translate Turkish
191 parallel translation
It's not safe for any of you to go outside the garden.
Bahçeden çıkmak hiçbiriniz için güvenli olmaz.
I've been thinking it's not safe for you to roam Chicago looking for this George Kaplan you've been telling me about.
Düşündüm de... şu sözünü ettiğin George Kaplan'ı bulmak için... Şikago'da dolaşman hiç güvenli olmaz.
Then perhaps it's safe for you to talk to her... if she's not yet a woman.
Eğer henüz kadın değilse belki... onunla konuşman senin için güvenlidir.
It's not safe for you to be out on the streets.
Sokaklarda dolanman hiç güvenli değil.
I'm not sure it's safe for you to go back.
Geri dönmenin güvenli olacağından emin değilim artık.
It's not safe for you to stay here.
Burada kalmanız güvenli değil.
I know it's not safe for you here.
Burasının senin için güvenli olmadığını biliyorum.
It's not safe for you here anymore.
Burası senin için güvenli değil artık.
If it's not safe for "me," then it's not safe for "you."
Benim için güvenli değilse, senin için de değildir.
It's not safe for you out there.
Dışarıda tehlikedesiniz.
It's not safe for you to leave unless they know why.
Nedenini bilmezlerse buradan ayrilman guvenli olmaz.
- Peterson, listen. It's not safe for you to be here alone.
- Peterson dinle burada yalnız kalman güvenli değil.
- It's not safe for you to go.
- Senin gitmen güvenli olmaz.
It's my responsibility to keep you safe- - for the crew's sake, if not for your own.
Seni korumak benim sorumluluğum... senin için olmasa da, mürettebatın iyiliği için.
You must leave now. It is not safe for you anymore.
Buradan hemen ayrılmalısın.
You know, with everything that's been going on recently, I'm not sure how safe it is for a girl like yourself to be here. Alone.
Biliyor musun, son günlerde yaşanan olaylardan sonra... senin gibi bir kızın burada tek başına olmasının ne kadar emniyetli olduğundan emin değilim.
It's not safe here for either one of you.
Burası ikiniz için de tehlikeli.
It's not very safe for you here.
Burada güvende değilsin.
It's not safe for you anymore.
Artık güvende değilsin.
- It's not safe for you to be here.
- Burası senin için güvenli değil.
It's not safe for you here.
- Burası senin için güvenli değil.
- It's not safe for you to hang around.
Burada dolaşman güvenli değil.
It's not safe for you here.
Burası senin için güvenli değil.
As long as the Initiative is in operation, it's not safe for you here.
Bu operasyon sürdükçe, burada güvende olmayacaksın.
It's not safe for you.
Güvende değilsin.
It's a good thing I found you. It's not very safe for little boy like you to be all by yourself.
Senin yaşındaki çocukların tek başına seyahat etmesi tehlikelidir.
You're a good person, but listen until I go away from London, it's not safe for you to go out.
Sen iyi bir insansın, ama dinle... ben Londra'dan gidene kadar dışarı çıkman güvenli değil.
It's not safe for you to be here.
Burada olmanız emniyetli değil.
It's really not safe for you here, is it?
Burası senin için gerçekten güvenli değil, değil mi?
It's not safe for you anymore.
Sizin için burası çok güvenli değil.
It's not safe for you here.
Burada olman güvenli değil.
You know it's not safe for you out there.
Dışarının senin için güvenli olmadığını biliyorsun.
It's not safe for you to be here.
Burada olman güvenli değil.
All these refugees. It's not safe for you.
Tüm bu insanların mültecilerin arasında başınıza her şey gelebilir.
No, I told you, it's not safe for me in LA.
Hayır, söyledim. LA benim için güvenli değil.
It's not safe for you here.
Burada güvende değilsin.
- It's not safe for you out there anymore.
Dışarıda daha fazla bulunman güvenli değil.
It's not safe for me to be here. You know that.
Benim için Sanki güvenli değil burada olmak, biliyorsun.
It's not safe for you up here.
Bu kadar yukarısı senin için güvenli değil.
It's not safe for you here.
Burası senin için güvenli değil
It's not safe, mrs. Lowell, but I'll tell you what, I'm gonna send somebody out there and get it for you, okay?
Bu güvenli değil Bayan Lowell, ama şunu söyleyeyim, birini gönderip onları aldırırım, tamam mı?
It's not silly for me to wanna keep you safe.
Güvende olmanı istemek sersemlik değil.
It's not safe for you out there today.
Bugün çıkmak için güvenli değil.
It's not safe for you, okay? Okay.
Senin için güvenli değil, tamam mı?
It's not telling a lie, because you're doing it for Daddy... so he'll be safe - So we'll be safe.
Bu yalan söylemek değil, çünkü bunu baban için yapıyorsun onun güvende olması için bizim güvenliğimiz için.
- It's not safe for you here.
Onu bırakamam.
It's not safe for you to be out here.
Bak burada olman güvenli değil.
You shouldn't be here. It's not safe for you in these cars.
Buraları güvenli olmadığı için burada olmamanız gerekiyor.
Reason I asked is because it's not that safe around here for girls to be alone, you know?
Kızların, buralarda yalnız başına dolaşmasının pek güvenli olmadığını bildiğim için, sordum.
You see... for Amy, the car - - is her favorite place to conduct business, but she doesn't think it's safe to talk and drive, so she has to pull over, and not just anywhere, Paul.
Amy için araba, işini yürütmesinin favori mekanı ama o bir yandan konuşurken araba sürmenin güvenli olduğunu düşünmüyor yani arabayı kenara çekmeli ama her yere değil.
Did you tell her why it's not healthy or safe for you to be here?
Burada olmanın, senin için neden sağlıklı ya da güvenli olmadığını, ona anlattın mı?