It's not safe out there translate Turkish
77 parallel translation
It's not safe out there.
Dışarısı güvenli değil.
It's not safe for you out there.
Dışarıda tehlikedesiniz.
I think it's not safe out there.
Dışarısının güvenli olmadığını düşünüyorum.
This is why I'm always on you because it's not safe out there.
Bak, bu yüzden sana hep söylüyorum - çünkü dışarısı güvenli değil.
It's not safe out there.
Dışarısı hiç güvenli değil.
Well, It's just not safe out there alone.
Dışarısı pek güvenli değil. Tek başınayken.
You know it's not safe for you out there.
Dışarının senin için güvenli olmadığını biliyorsun.
No, no, no, it's not safe out there.
Hayır. Dışarısı güvenli değil.
- It's not safe out there.
- Dışarısı güvenli değil.
- It's not safe for you out there anymore.
Dışarıda daha fazla bulunman güvenli değil.
You are safe as long as you stay inside this hotel. But until we get a clean-up crew out there, it is not safe to go outside.
Otelin içinde kaldığınız müddetçe güvendesiniz, ama buranın dışında bir temizlik ekibi oluşturmadan, dışarıya çıkmak güvenli değil.
It's not safe, mrs. Lowell, but I'll tell you what, I'm gonna send somebody out there and get it for you, okay?
Bu güvenli değil Bayan Lowell, ama şunu söyleyeyim, birini gönderip onları aldırırım, tamam mı?
It's not safe out there today.
Bugün çıkmak güvenli değil.
It's not safe for you out there today.
Bugün çıkmak için güvenli değil.
It's not safe out there!
- Dışarısı güvenli değil.
I think it's safe to say there's not another Wallace Fennel out there, either.
Başka Wallace Fennel olmadığını söylememde bir mahsur kalmadı.
It's not safe out there.
Dşarısı güvenli değil.
- It's not safe out there, all right?
- Dışarısı güvenli değil.
It's not safe out there.
- Olmaz, dışarısı tehlikeli.
- Dude, it is not safe out there.
- Dışarısı hiç güvenli değil.
Look, it's not safe out there.
Bak, orası güvenli değil.
It's not safe out there, come back!
Orası güvenli değil! Geri dönün!
It's not safe for her out there.
Onu dışarı göndermek güvenli olmaz.
Not, "Is it safe?" Or, "Is there another way?" Or, "Are you out of your minds?"
"Güvenli mi?", ya da "Başka bir yolu yok mu?", ya da "Siz aklınızı mı kaçırdınız?" diye sormayacak mısın?
It's not safe for Mara out there, or for Jackson.
Mara'yla Jackson'ın dışarıda olması güvenli değil.
Besides, it's not safe out there for you by yourself.
Ayrıca yalnız başına gitmek güvenli değil.
It does not look safe out there, my lady.
Dışarısı pek güvenli görünmüyor leydim.
No, it's not safe out there.
Hayır, dışarısı güvenli değil.
It's not safe for you out there on your own.
Tek başına olman güvenli değil.
I told him it's not safe out there!
Ona sokakların güvenli olmadığını söylüyordum!
Besides, it's not that safe out there.
Hem, dışarısı o kadar da güvenli değil.
Gwaine, please listen to me. It's not safe for you out there.
Gwaine, lütfen, dinle beni, dışarıda olman güvenli değil.
It's not safe out there!
Orası güvenli değil!
- It's not safe out there.
- Dışarısı hiç güvenli değil.
It's not safe out there!
Dur, orası emniyetli değil!
It's not safe out there!
- Dur, orada şimşek çakıyor! Orası emniyetli değil!
It's not safe out there!
Dışarısı güvenli değil!
Come on back inside, pal, it's just not safe riding out there.
İçeri gel, dostum buralarda bisiklet sürmek tehlikeli.
Look, it's not safe for me out there anymore.
Bak, artık dışarısı benim için güvenli değil.
It's not safe for Harrison to be at the apartment as long as Saxon's still out there.
Saxon dışarıda bir yerlerdeyken Harrison'ın evde olması güvenli olmaz.
And now you've put your heart out there again after you've kept it locked up for so long, and this lug nut can't see how unique your connection is if he's tempted to fall back into a relationship that's safe and familiar, but not really what he needs, or... not really what he wants.
Şimdiyse uzun süredir kilit altında tuttuğun kalbini tekrar açıyorsun ve bu çatlak herif, yeniden güvenli ve tanıdık olan ama aslında ihtiyacı olmadığı veya aslında istemediği hâlde, bir ilişkiye başlamak istiyorsa, senin bağının ne kadar eşsiz olduğunu göremiyordur.
It's not safe out there for you.
- Dışarısı senin için güvenli değil.
It's not safe for me out there.
- Dışarısı benim için güvenli değil.
It's not safe out there!
Dışarısı güvenli değil.
It's not safe out there.
- Orman güvenli değil, sen gelmiyorsun.
- It's not safe to go out there.
- Oraya gitmek güvenli değil.
With Peter roaming around out there, it's not safe to go alone.
Peter ortalıkta dolaşırken tek başına gitmen güvenli değil.
It's not safe out there.
Berkley gidemez.
You got to get out of there, Catherine, it's not safe.
Çık oradan Catherine, hiç güvenli değil.
And last night he said it's not safe out there.
Dün gece de dışarının güvenli olmadığını söyledi.
But he told you it's not safe out there!
Ama sana dışarının güvenli olmadığını söyledi.