It's not that good translate Turkish
1,040 parallel translation
We limit ourselves to distribute it pamphlets on the German people, saying that it was not good idea to go for the war, that it was a penalty to have done and that perhaps we could arrive at the peace.
Savaş namına yapılan tek şey, Almanlar'ın üzerine savaşın kötü bir fikir olduğuna, bunu başlatmakla iyi birşey yapmadıklarına ama yinede bir barış umudu olduğuna dair propaganda broşürleri atmaktı.
It's not that good but somebody might just pick up on it.
O kadar iyi değil ama birisi anlayacak diye korkuyorum.
It's not that good.
- Ama iyi de değil.
There's no way that you can explain to people in the state of Washington... or the guys that Jimi was in the Army with... or the poor black cats trying desperately to get it together... that he was not having a good time.
Washington'dakilere, orduda birlikte olduğu çocuklara... ya da başarılı olmaya çalışan... siyah müzisyenlere bunu açıklayamazdınız. Onun pek eğlenmediğini anlatamazdınız.
It should not exist that one single person makes a decision... about what's good or what's bad.
Yalnızca tek bir kişi neyin neyin kötü olduğuna... karar verememeli.
That's not very good, is it?
Bu hiç iyi olmamış.
I've been on the force 18 years. It's been my good fortune not to have killed anyone in that time.
18 senedir teşkilattayım, ve bunca zamandır kimseyi öldürmediğim için şanslıyım.
Let's just - Your - It's your first day... and you're letting yourself go, and you know that's not good.
Şey sadece - bu sizin ilk gününüz... ve siz başbaşa kalmak istiyorsunuz ve bu iyi birşey değil.
It's so good that if ever I became famous and the Easy On people asked me would I do a commercial, not only would I do it, I'd do it for free.
O kadar iyi ki, bir gün ünlü olursam, ve Kolay-Kek'in sahipleri bana "Reklam filmimizde oynar mısın?" dese, bedavaya bile kabul ederim.
It's not good for you to eat all that p-pastry.
Bu hamur işlerini yemen hiç iyi değil.
Guys can handle it when they've had a limp a long time, it's when you just get a limp, when it's a new limp that you're not good at it yet.
Uzun zamandır topallayan insanlar başının çaresine bakar. Ama eğer yeni topallamaya başladıysanız henüz konuya hakim değilsinizdir.
Stop that, it's not doing any good.
Kes artık, işe yaramıyor.
That's not a good reason and you know it.
Bunun bir bahane olmadığını sen de biliyorsun.
If you want me as friend, that's good... if not, forget it
Eğer bir arkadaş istersen, tamam ama istemiyorsan... öyle olsun.
Not good enough! That's a bunch of ass! It's not good enough!
Yeterince iyi değil!
I came to tell you that I know it's not good.
Bunu söylemeye geldim sana, biliyorum hoş değil.
I have discovered, without their knowing it that they are not in good circumstances, and have barely enough to cover their expenses.
Bunu saklasalar da onlara fark ettirmeden öğrendim ki geçim sıkıntısı çekiyorlar ve masraflarını güçlükle ödüyorlar.
Dorrie, that's not a good idea. You know, you can't just go on and off it like that.
Dorrie, öyle bir bırakıp bir başlayamazsın.
You know, Rose, I've been thinking... But then again... maybe it's not a good idea - that you get a gun...
Rose, düşünüyordum da sana silah vermek iyi bir fikir olmayabilir...
I just don't know why it's not good enough that I'm crazy about you.
Hiçbir şey sana yetmiyor, değil mi? Nasıl böyle hırslı olabiliyorsun?
Well, that's not very good, is it?
Şey, bu pek iyi olmaz değil mi?
It's not that good a case.
Çok da iyi değil.
There are those among us who'd like to know the answer to that and from where I'm standing, it's not looking too good.
Aramızdan bazıları bu sorunun cevabını merak ediyorlar ve benim durduğum yerden durum pek de iyi görünmüyor.
That's good, but it's not "doe doe".
Bu güzel, ama "do do" değil.
In this country, if you're not good at something, at anything, if you're not the best, the smartest or the toughest, that's it.
Bu ülkede, Birşeyde iyi değilsen her şey olur, En iyisi değilsen, en zeki veya en sert, buraya kadar.
- That's not good enough. It should be.
- Bu yeteri kadar iyi bir sebep değil.
"What's not Greek, but sounds like it?" That's a good one, My Lord.
"Yunanca olmayan ama öyle gibi gelen nedir?" Harikaydı Lordum.
That's all right most of the time - appalling teaching is quite in order for my appalling students but it is not good enough for you, young woman.
Çoğu zaman bu geçerlidir - berbat öğrencilerim için, berbat bir öğretim birebirdir... Ama bu sizin için yeterince iyi değil, genç bayan.
- It's not that... It'll be good. Just enjoy yourself.
Sadece biraz fazla içtim Sen keyfine bak.
No! It's only that I am not good enough
- sadece yeterince iyi değilim.
It's not a good idea that you drive.
Traktör kullanmasanız iyi olur.
Yeah, it does. And it's got a grate on the opening, but that's not gonna do you any good.
Çıkışında bir ızgara var, ama sana bir faydası dokunmayacak, çünkü doğruca lazerlere ilerleyeceksin.
It's good to see that you're not bitter.
Barut gibi olmadığını görmek çok güzel.
It's not doing anyone any good. You know that.
Bunun kimseye yararı yok, biliyorsun.
Sure... it's not as good as searching premises, nice little stake-outs, questioning suspects, that's really living!
- Haklısın. Fare gibi arama yapmak, tutanak tutmak sümüklüleri sorgulamak daha güzel bir hayat.
I know, only in my heart I know, that there's something that is not good, because, if they take children, if they take old people and they send them away, that means it is not good.
İçimden bir ses bunun hayra alamet olmadığını söylüyordu. Çünkü, çocuklar ve yaşlıları alıp götürüyorlarsa, bu hiç iyi bir şey değildi.
Well that's not very nice is it, so I wasn't any good the other night then
Bu, pek de hoş bir davranış değil. Gerçi ben de geçen gece pek iyi sayılmazdım.
Good... because if it's not returned today... any person remotely connected with the disappearance of that goat... will be summarily expelled.
Güzel zira bu gün geri dönmezse bu keçinin kayboluşuyla alakalı herkes derhal kovulacak.
Well, it does so little good, my lord, that it's not worth commenting on.
Bunu o kadar az yapıyorlar ki, sayın yargıç hakkında yorum yapmaya değmez bile.
Hey, I know it's not the morning, but that's my trademark and "good evening" sounds too depressing.
Gerçi sabah değil ama iyi akşamlar kulağa çok kötü geliyor.
That's not good for a writer, is it?
İyi bir yazar olmak için yazmak gerekli...
It's not that good.
Ama çok güzel olmadı.
last supper huh sorry... bad joke it's just a laugh riot around here this all looks really good yeah it's to bad your leaving we never eat like this that's not true I cook all the time
Son yemek desenize. Affedersiniz. Kötü bir şakaydı.
It's not that good
O kadar da iyi değil
It's a good thing that I'm not a super emotional chick
Fazla duygusal bir hatun olmamam iyi oldu
Well, I think that maybe it would be a good thing If she's not sure what she wants to study Maybe it would be worthwhile for her to take a year off and just work
Düşünüyorum da belki de ne okumak istediğinde kararsızsa, bir sene çalışması daha doğru olabilir, biraz para kazanması...
I'm not saying that, I'm just saying that... sometimes you do things for my own good, but you do it your way... and put me in a fait accompli situation.
Şunu söylemeye çalışıyorum : Bazen benim için iyi bir şey yaparsın ama kendi tarzında. Ve beni bir'oldu-bitti'içine sokarsın.
let's see, it's 36 Miles to the next exit, that's not gonna be any good.
Bir bakalım. Sonraki istasyona 7 km var.
Oh, it's really not a good idea that you see him, definitely not alone.
Onu görmen pek iyi bir fikir değil özellikle de tek başına.
Well, that's very good. And trade has gone up, Harry, just as you predicted, even though it's not finished.
Yol henüz bitmemiş olmasına rağmen ticaret tam öngördüğün gibi arttı Harry.
It's no secret that I'm not very good at expressing'myself in words.
Kendimi kelimelerle ifade etmede pek iyi olmadığımı biliyorsun.
it's not fair 795
it's not 5855
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's not your fault 1412
it's not funny 753
it's nothing 2788
it's not mine 359
it's not a big deal 561
it's nothing fancy 21
it's not 5855
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's not your fault 1412
it's not funny 753
it's nothing 2788
it's not mine 359
it's not a big deal 561
it's nothing fancy 21