English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's our duty

It's our duty translate Turkish

206 parallel translation
Sorry, it's our duty to search you.
Özür dilerim Yüzbaşı, ama üstünüzü aramak zorundayız.
- It's my duty to our... brave boys at the front to keep our girls at home looking pretty.
Kızlarımızın güzel görünmesini sağlamak, cephedeki cesur askerlerimize karşı görevimdir.
If it's our duty to try and delay this column, what's the talk about?
O birliği geciktirmeye çalışmak görevimizse, konuşmanın ne alemi var?
" Trudy, it's your bounden duty to say goodbye to our boys.
" Trudy, evlatlarımıza veda etmek mecburi görevin.
It's our duty to close her wounds.
Yarayı kapatmak görevimiz.
They said to me, "It's our right and our duty"
"Bu hakkımız ve vazifemizdir" dediler.
He's a menace. it's our duty to turn him in.
- O Dünya için bir tehdit. Onu teslim etmek bizim görevimiz.
We are here because it's our duty.
Görev için buradayız.
It's our duty to wake them up, shake them up, give them a conscience.
Bizim görevimiz bu işte. Onları sarsmak, uyandırmak. Onları bilinçlendirmek.
If anything dreadful's going on, it's our duty to do something.
Yukarıda kötü şeyler oluyorsa bir şey yapmak senin görevin.
I'm telling you, it's our human duty to enjoy life.
Size söylüyorum, bir insan olarak göreviniz yaşamdan zevk almaktır.
It's our duty, yes, it's our duty.
Bizim görevimiz, evet öyle.
But it's our duty to defend the family's traditions.
Ama ailemizin geleneğini savunmak bize düşer.
It's our duty to weed out such weaklings.
Böyle zayıflıkları ayıklamak bizim görevimiz.
Not "whoever wants to" - it's our duty!
Ne demek "isteyen"? Bu bizim vazifemizdir!
It's our duty to help you.
Bizim görevimiz size yardım etmek.
And it is our duty to crush the Praetor's enemies.
Hakim'in düşmanlarını ezmek bizim görevimizdir.
Not to forget, it's our filial duty.
Unutmayın'ki bunu Hocalarımıza borçluyuz.
It's our duty to interrogate you.
Sizi sorgulamamız gerekiyor.
It's our duty too
Bu bizim de görevimiz.
It's our duty as the 25th Division.
Birliğimizin nihai amacı bu olacak!
I was just going that way myself and besides it's part of our duty.
Zaten ben de oraya gidecektim. Hem bu bizim görevimizin bir parçası.
You see, Bernard, it is our duty to assist the Minister to fight for the Department's money despite his own panic reactions.
Gördüğün gibi Bernard, bizim görevimiz Bakanımıza kendi telaşlanmasına rağmen, bakanlığın parası için savaşmasına yardımcı olmaktır.
In that case, it will be our painful duty to question you more urgently than we would otherwise desire.
- İnkâr etmekte ısrarlı mısın? - Ben masumum. Anlıyorum.
If you say that it's our duty it is ours. We'll take care of Zine.
"Öyleyse, bu lekeyi temizlemek önce bize düşer." dedi.
- But surely it's our duty.
- Ama elbette bizim görevimiz...
But it's our duty to find where we are.
Fakat nerede olduğumuzu bulmak bizim görevimiz.
It's our duty to know more.
Bunun sebebini bulmak bizim görevimiz.
It is your country's duty, as part of the free world, to pursue all avenues of technological research that contribute to our position. thus maintaining the balance of power that exists in the world today.
şu an var olan güç dengesinin korunması için teknolojik araştırmalardan elde ettiğiniz verileri bizimle paylaşmanız "Özgür Dünya" nın bir parçası olarak hükümetinizin görevidir.
I think it's our duty as American operatives to follow her and find out what she's up to.
Aslına bakarsan bence bizim görevimiz..... kadını izlemek ve neyin peşinde olduğunu öğrenmek.
No, but it's our duty to carry out governmental instructions in time of war, son.
Savaş zamanı bu resmi talimatları yerine getirmekle yükümlüyüz evlat.
It's our duty to offer them a better place to live.
unu kendilerini daha istiyorum. Onlar? sunmak bizim görevimiz daha iyi bir yer ya?
It's our duty.
Bu bizim vazifemiz.
Well, sir i've seen a lot of killing which it's our duty to do, because it's kill or be killed.
Efendim pek çok ölüm gördüm. Bu görevimizin bir parçası, çünkü ya öldürür ya öldürülürsün.
it's just a child lying on the ground. Was this our duty?
Bu, yerde yatan, sadece bir çocuk, bunu biz mi yaptık?
It's our turn for sentry duty.
Nöbet sırası sende.
No, it-it's our duty... laid down by — by God Almighty.
Tanrı tarafından bize verilen görevi yerine getirdik.
It's a war, and it's our duty to fight.
Bu bir savaş, ve bize düşen de savaşmak.
You're here because Mom says it's our Christian duty.
Burada kalıyorsunuz çünkü annem bunun dini vazifemiz olduğunu söylüyor.
It's also our duty.
Bu aynı zamanda senin görevin.
Beloved parishioners, if Christ teaches us that it is our duty to share without prejudice of rank or class, if he gives away the little food he has to complete strangers, then why shouldn't this be the duty of the Belgian bourgeois class toward the poor, who they know?
Sevgili misafirler... eğer İsa bize görevimizin... sınıf ve rütbe farkı gözetmeksizin paylaşmamız olduğunu söylüyorsa... eğer o bir parça yiyeceğini hiç tanımadığı insanlara veriyorsa... o halde neden Belçika burjuva sınıfı bunu tanıdıkları insanlara karşı... bir görev olarak görmüyorlar?
Boring or not, it's our duty to be here, Magdalene.
Sıkıcı olsun olmasın, burada olmak görevimiz, Magdalena.
Well, it's our duty to help him.
Ona yardım etmek bizim görevimiz.
- No, it's our statutory duty to provide safe accommodation for you and your kids.
- Hayır, yapamayız, bu bizim yasal görevimiz, sizin ve çocuklarınızın güvenli bir yerde kalmasını sağlamalıyız.
Now, it's our duty not to launch until we can confirm.
Yani onaylanana kadar, füzeyi fırlatmamak bizim görevimiz.
It's a cruel, nasty world out there and it's our duty to make the best of it.
Dışarıda zalim ve pis bir dünya var. Görevimiz buna uyum sağlamak.
We should. It's our duty...
Ne demek efendim, görevimiz.
As a Golden Globe nominee, I just think it's our duty to make the real globe a little more golden.
Bir Altın Küre adayı olarak, bence gerçek yerküreyi daha altınsal kılmamız bizim görevimiz.
And it's our duty as knights to return it to its rightful owner.
Gerçek şövalyeler olarak bize düşen görev, onu sahibine ulaştırmaktır.
It is your duty as officers of this magnificent country's army... to inspire a strong national spirit... and to prove to the world that our nation lives now and lives forever.
Ülkemizin gücünü tüm dünyaya kanıtlayacaksınız. Ülkemizin adı sonsuza kadar yaşayacak.
Because it's our clear duty to root out heresy wherever we find it.
Çünkü dine karşı olanları bulup, kökünü kurutmak görevimiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]