English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's so cool

It's so cool translate Turkish

683 parallel translation
So he's scared, but also it's sort of cool, so he's also kind of excited.
- Korkmuştu ama yine de bunun havalı olduğunu düşünüp heyecanlanıyordu.
It's so cool.
Çok soğuk.
It's so nice and cool!
Burası çok güzel!
It's so hot today, but it's nice and cool in here.
Bugün çok sıcak... ama burası güzel ve serin.
It's so cool. Can't deny that.
Çok havalı, bunu inkar edemezsin.
I said, come on, baby, it's hot in here And it's oh-so-cool outside
Dedim ki, " Gel bebek, burası sıcak, dışarısı çok çok serin
It's so smooth and cool.
Öyle pürüzsüz ve serin.
Oh, it's so smooth... and cool.
Çok pürüzsüz ve soğuk.
So now I'm just trying to play it cool.
Şimdi de hayatı takmamaya çalışıyorum.
At the last stage, the sword is prepared by being covered with clay to different thicknesses, so that when it's heated and plunged into the water, it will cool at different rates.
Son aşamada kille kaplanarak farklı kalınlıklara getirilir,... böylece ısıtılıp suya batırıldığında farklı derecelerde soğur.
The baboon doesn't trust that human being at all, so he plays it cool.
Babun insanoğluna hiç güvenmez, bu yüzden soğukkanlı olmaya çalışıyor.
It's hot. Do you think we could go faster so's to cool the car?
Hava çok sıcak, daha hızlı gidip serinleyebilir miyiz?
It's so cool!
Çok güzel!
It's so cool.
Çok soğuk!
Don't you think so? It's cool.
Önemi yok.
Perhaps we should put her somewhere where it's cool so she doesn't rot too quickly.
Hemen kokuşmayacağı serin bir yere koyabiliriz mesela.
Those are all the things he couldn't say on the radio... so now he's making up for lost time - constantly. Cool it, Howard.
Sakin ol Howard.
So, it's cool.
Yani merak etmeyin.
It's so cool over here.
Burası gayet iyi.
Hey, man. It's so cool over here.
Hey, burası çok sakin.
IT'S SO COOL.
Harika.
Well it's cool and I agree to do another so soon and so near, but it is they, and a hanging matter this time.
Ne cüretle, bu kadar çabuk ve yanı başımızda başka suçlar da işlediler. Fakat bu defa onların durumu idamlık.
It was hot out that night, so inside the house must have felt cool to him.
Dışarısı o gece sıcaktı, evin içi serin gelmiş olmalı.
To think that I've been telling my friends that it's so cool living with an artist!
Ben de bir sanatçıyla birlikte yaşamak müthiş diye arkadaşlarıma caka satıyordum güya!
It's so hot in Hell where I was sent to for my sins - that I've got to sneak out sometimes to cool down a bit.
Günahlarım yüzünden gönderildiğim cehennem o kadar sıcak ki... arada sırada serinlemek için gizlice kaçıyorum.
All right, so I've been playing it cool. You know, a little smile, a little wink, a little, "Hey, Bruno, look at this." You know, he's on the hook, and I'm just about to land him.
Peggy, baksana bu saç, kurabiyeden çıkıyor mu olsun, yoksa sürpriz olsun diye içinde mi kalsın?
So, babes, it's nice to meet some cool chicks on a hot day.
Ben de "Hayatta olmaz, Jose" dedim, "İndirim almadan gitmem."
You're out of your territory, so just cool it.
Yetki alanınızın dışındasınız.
When I was a junior, I was getting cool, so they let me flush it myself.
İkinci sınıfta daha havalıydım, sifonu benim çekmeme izin verdiler.
It's so cool.
Çok manyak bir sey.
It's so cool.
Harikadır.
So, if it's cool with you - Okay.
- Yani senin iznin olursa. - Tamam.
It's so cool.
Süper bir şey.
So it's either I split so you look cool in front of your girl.
Yani, oradan elimi çekersem kız arkadaşının gözünde karizman artacak
It is, like, so cool to be part of a parade that promotes world peace. BULK : Ahhh!
Dünya barışını teşvik için geçidin parçası olması gerçekten çok hoş.
It's so cool.
Çok hoş bu.
Whatever you did, I'm sure that you're sorry, so it's cool now.
Ne yaptıysan üzgün olduğuna eminim, Şimdi önemi yok.
So, it appeared to you that it was a cool, calculated and deliberate act?
Yani, size kasten yapılmış planlı, hesaplanmış bir hareket olarak mı göründü?
It's so cool that you're getting married Saturday.
Cumartesi evleniyor olmanız harika.
So it's cool if I...
Ben de...
That's why it's so cool.
Bunlar onun ne kadar havalı olduğunu gösterir.
So lame that it's... cool?
Havalı olacak kadar mı... kusurlu?
It's so cool.
Harika bir şey.
On top of the gym it's so cool.
Spor salonunun çatısı harikadır.
- This is so cool! It's like it played in my head.
Aynen hayal ettiğim gibi.
It's so cool.
Bu süper.
It's so cool, man.
Çok güzel adamım.
It's so cool!
Harika bu!
I think it's so cool to pretend to be somebody else every night for a week.
Bence bir hafta boyunca bir başkası gibi davranmak çok heyecan verici olmalı.
So it's, you know, it's cool.
Yani, sorun yok.
It's not like those real musicians who think they're so cool and hip.
Gerçek müzisyenlere benzemiyorlar Şu kuruntulu ve küstah olanlara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]