It's too dark translate Turkish
238 parallel translation
But, it's too scary for you to go around in the dark by yourself. There's that rumor about the ghost roaming around here, too.
Hayalet olduğu söylentisi de var.
Too bad it's dark.
- Karanlık olması çok kötü.
It's too dark in here.
Burası çok karanlık.
It's too late to do anything here except stand in the dark, let them come.
Karanlıkta bekleyip gelmelerine seyirci kalmaktan başka yapılabilecek bir şey kalmadı.
It's getting almost too dark to see you properly.
Hava, yüzünü iyice göremeyecek kadar karardı.
It's too narrow, and it's too dark!
İçi çok dar, çok karanlık!
You're afraid of the dark and the light too! Is it still bright?
Sen de hem karanlıktan hem ışıktan korkuyorsun!
It'll be too dark then
O zaman hava çoktan kararmış olacak.
We must build a shelter before it gets too dark.
Evet. Hava kararmadan önce bir sığınak yapmalıyız.
Too bad it's dark already.
Yazık çok karanlık. Zoır görüyorum.
- It's too dark.
- Fazla karanlık.
It's too dark to see.
Görmek için çok karanlık.
Well, maybe if we hurry, we can find that dark café before it's too late.
Belki acele edersek, o kuytu kafeyi çok geç olmadan bulabiliriz.
It's too dark down there to see what's wrong. I guess you'll have to call a plumber.
Orası ne olduğunu görmek için çok karanlık, sanırım tesisatçı çağırmam gerekecek.
It's too dark.
Çok karanlık.
It's getting too dark to do any good out there.
Dışarısı çok karanlık oldu.
I couldn't, wouldn't face the horror of the truth even that last day in the Encantadas when Sebastian left me and spent the whole blazing equatorial day in the crow's-nest of the schooner, watching that thing on the beach until it was too dark to see.
Yapamadım, Sebastian beni bırakıp, tüm o kavurucu ekvatoral günü göremeyecek kadar karanlık olana dek yelkenlinin gözcü yerinde sahildeki o şeyi, izleyerek geçirdiği Encantadas'taki o son gün bile gerçeğin dehşetiyle yüzleşemedim.
It's too dark now.
Çok karanlık.
- Oh, it's too dark.
- Çok karanlık.
- It's too dark for this time of day.
- Günün bu saati çok karanlık mı?
It's too late, let's go Madame. It's dark in the streets, we can be attacked.
Karanlık bir sokakta öldürülmeyi istemem..
It's too dangerous in the dark.
Karanlıkta yapmak çok tehlikeli
He plays Debussy every afternoon from sunset until it's too dark to read the music.
Her akşam üstü Debussy çalar. gün batımından müziğin görülemeyeceği karanlıklara kadar.
It's too dark to see the path.
Yolu görmek için çok karanlık.
No, it's gettin'too close to dark.
Hayır, hava kararmaya başladı.
Wait, it's too dark!
Bekle, çok karanlık!
It's too dark, Daddy.
Hava çok karardı baba.
Besides, it's too dark to see anything anyway. It's not just down the street, you know?
Hem birşey göremeyecek kadar karanlık, hem de yolun hemen altında değil.
- It's too dark.
Biraz karanlık değil mi?
It's almost dark here, too.
Burası da çok karanlık.
Let's go for a walk before it gets too dark.
Hadi etraf fazla kararmadan yürüyüşe çıkalım.
- It's too dark here to film.
- Burası çekim için çok karanlık.
- What do you see? - It's too dark.
- Çok karanlık.
It's too easy to keep people in the dark.
İnsanları habersiz bırakmak çok kolay.
It's too dark in here for it to see clearly.
Burası onun göremeyeği kadar karanlık.
- It's too dark!
- Orada!
It's too dark.
Karanlıkta bir şey görünmüyor.
It's too dark, I can't see.
Çok karanlık, bir şey göremiyorum.
He'll never see the dent. It's too dark.
Hasarı göremez, içerisi karanlık.
You can't see. It's too dark.
Göremezsin, çok karanlık.
You think it's too dark?
Sence biraz siyah değil mi?
Yes, honey, it's dark here, too.
Evet tatlım, burada da hava karanlık.
Well, at least it's too dark to see the cockroaches.
En azından hamam böceklerini görebilmek için çok karanlık.
It's too dark.
Hiç bir şey görünmüyor.
Sir, it's too dark outside, sir.
Özür dilerim efendim, dışarısı fazla karanlık!
- No, it's too dark.
Hayır, bunun için çok karanlık.
Well, it's too dark to do anything now. We'll camp here and wait for first light.
İşe koyulmak için, daha çok karanlık.
It's too dark, I can't see the wound properly!
Çok karanlık, yarayı iyi göremiyorum!
It's too dark here.
Sadakatin yardımcıların görev aşkına bağlı idiyse... bu işin bitmesi hayırlı olmuş.
It's too dark.
Çok karanlık oluyor.
It's too dark. I can't see.
Çok karanlık, göremiyorum.
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69
it's too painful 30
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69
it's too painful 30