English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's too far away

It's too far away translate Turkish

85 parallel translation
It's all too far away.
O konuya daha çok zaman var.
- Can't tell, it's too far away.
- Söyleyemem çok uzakta.
It's too far away.
Çok uzakta.
- It's too late. He's too far away.
- Artık çok geç Çok uzaklaşmış.
It's too far away.
Hem çok uzakta.
You live too far away, it's not possible.
Çok uzakta yaşıyorsun, mümkün değil.
But they are too far away, and it's too late.
Ama şimdi çok uzaktaydılar ve artık çok geçti.
It's too far away from Claude.
Claude'a çok uzakta.
- But it's too far away.
- Çok uzakta ama.
It's too far away.
O çok uzakta.
No, it's too far away.
- Hayır, uzaklaştılar zaten.
It's no good. They're too far away.
Bu hiç iyi değil, çok uzaktalar.
Maybe it's too far away.
Belki de çok uzakta.
It's too far away for me to reach.
Çok uzak, erişemiyorum.
It's a little too far away.
Mesafe çok fazla.
- It's too far away.
- Çok uzakta.
It's all much too far away.
Her şey çok uzakta.
I want to go far away, leave Paris leave the family... leave everything around me... before it's too late.
Uzaklara gitmek istiyorum, çok geç olmadan Paris'i terk etmek ailemi terk etmek çevremdeki her seyi terk etmek.
It's quite possible he was... too far away to hear.
Duymak için uzakta olması mümkün.
We're too far away from the accident. It's here.
Ama kazanın olduğu yerden çok uzaktayız.
It's too far away.
Ben... ben bilmiyorum. O çok uzakta.
I don't think it's too far away.
Fazla uzak olduğunu sanmıyorum.
If her soul has not fled entirely, it's much too far away to be reached.
Eğer ruhu tamamen göç ettiyse, Erişimimin çok ötesinde uzakta.
- It's too far away.
- Orası çok uzak.
Too far away to tell... but it's coming.
Söylemek için henüz çok erken... ama yolda.
It's too far away.
- Çok uzakta.
Just, if it's not too weird, don't stand so far away.
Sadece, bu o kadar da garip değil o yüzden fazla uzakta durma..
Although it seems so close, it's still too far away to bite.
Gözünün dibinde olmasına rağmen, ısırmaktan da bir o kadar uzaksın.
My navigational skills are second to none. It's just that you put the map too far away from me.
Seyir becerilerim ikinci planda kaldı haritayı benden uzağa koydun.
Well, what's wrong with the guest bathroom? It's too far away.
- Misafir banyosunun nesi var?
You can? t take that one, it? s too far away.
Yemeyeceğim.
I know. It's strange being so far away from you too.
Senden bu kadar uzak olmak çok garip.
It's too late now and your home's too far away.
Çok geç oldu, evin de çok uzak.
They're too far away. It's too late.
Çok uzaktalar, artık çok geç!
It's not too far away.
Buraya pek uzak sayılmaz.
But it's too far away.
Ama çok uzaktan.
The idea would be that ifyou took Earth and pushed it in too far... the oceans would all boil away, and that's bad for life.
Bu fikre göre Dünya'yı içe doğru bu kuşaktan uzaklaştırırsanız okyanuslar buharlaşıp yok olacak ve yaşam için koşullar kötüleşecek.
- No, it's much too far away.
- Hayır, arası oldukça uzak.
The chair's too far away and they can't reach it.
Sandalyesi de ayaklarının ulaşamadığı bir yerde olduğu için başarılı olamıyor.
You can't buy a heart in China, because it's too far away.
Çin'de bir kalp alamazsınız, çünkü çok uzaktır.
It's, uh, it's, it's not too far away.
Pek uzakta değildi.
But the moon was too far away, he would never reach it.
Ama ay çok uzakmış, ona asla ulaşamamış.
your dad's apartment is too far away, there's not enough food there and you find it very difficult to sleep at night-time when his friends are over.
babanın evi çok uzak, yeterli yiyecek yok ve babanın arkadaşları geldiği geceler uyumakta zorluk çekiyorsun.
- It's too far away to worry about.
- Endişe edilmeyecek kadar çok uzakta.
And I'm throwing it away because you feel it's too far away or whatever...
Çok uzak olduğunu düşünüyorsun diye bu fırsatı tepmek istemiyorum.
- It's too far away.
- Çok uzak.
- It's too far away for audio.
- Ses için çok uzaklar.
It's too far away.
Burası çok uzak.
too hot for life. But there's another one, about eight times the mass of the Earth, which is getting far enough away from the star that it might be in the habitable zone.
Ancak bir tanesi de var ki Dünya'dan sekiz kat daha büyük bir kütleye sahip ve yıldızından da yeterince uzak bir konumda.
* * Then it's far too late * * * * When they pass away-ay-ay... * *
* * Ve gerçekleri görmeyen * * * * insanlara dair konuşuyorduk * *
Anyone stuck in the command center is too far away to do anything about it.
Komuta merkezinde tıkılı kalanlar, olaya müdahale edemeyecek kadar uzakta kalmış olurlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]