It's too small translate Turkish
355 parallel translation
It's a little too small.
Birazcık küçük.
- It's too small!
- İyi geceler Lermontov.
Do you think it's too small, Dorothy?
Çok mu küçük Dorothy?
It's got some power, but it's too small a spook to be a heavy vessel.
Biraz hızlı ama ağır silahlı bir hayalet olamayacak kadar ufak.
It's too small, its tail's down now.
- Böyle bağırırsan hiç yapmaz.
In any scale model like this it's impossible to have both the sizes of the planets and the sizes of their orbits to the same scale because then the planets would be too small to see.
Bunun gibi hiç bir ölçekli modelde gezegenlerin ve yörüngelerinin aynı ölçekte olmaların imkanı yoktur çünkü o zaman gezegenler görülemeyecek kadar küçük olurdu.
In industry... it's used by shipbuilders and auto manufacturers... and by small iron works... and repair shops too.
Sanayide ise... bu maddeyi tersaneler, oto yedek parçacıları... demirciler... ve tamirciler kullanıyor.
It's far too small time.
Bunlar çok ufak lokma.
It's too small to tell but I can get in enlarged.
Hayır, değilim.
Well it's urgent that we get her back to normal size, but, ah, at the moment her protective cells are too small to cope with the molecules of poison in her bloodstream.
Hemen normal boyutumuza dönmeliyiz ama şu anda koruyucu hücreleri damarlarındaki zehirle mücadele ediyor.
It's too small!
Çok küçük!
It's too small to be a vessel.
Gemi olmak için çok küçük.
Look, it's not too big and it's not too small.
Baksana, çok büyük de değil çok küçük de.
- Well, mom... his mother sewed him a beautiful suit... but now it's too small for him and he has no younger brother.
- Şey, anne... annesi ona çok güzel bir giysi dikmiş... ama ona şimdi dar geliyor, hem küçük kardeşi de yok...
It's too small for any practical use.
Çok küçük olduğundan pek kullanışlı değil.
- No, it's too small. In the back seat.
- Gerek yo, arka koltuğa lütfen.
It's too small for a double bed.
Çift kişilik yatak sığmaz.
But it's too small, brother.
Ama o çok küçücük be abi ya.
It's too small to ever attract the attention of the United States.
Amerika Birleşik Devletleri'nin dikkatini çekmek için çok küçüktü.
- Well, it's too small for interplanetary travel.
- Gezegenler arası seyahat için çok ufak.
It's too small for Smaug to use.
Smaug için çok küçüktür bu geçit.
It's too small to carry the three of us.
O tekne, üçümüz için çok küçük.
I mean, it's too small to see, anyway, right?
Demek istediğim, zaten bakmak için çok küçük, değil mi?
It's too small.
Çok küçük.
It's too small for you in there.
Burası sizin için çok küçük.
It's too small.
Bu çok küçük.
- It's too small for anyone like ourselves.
- Bizim gibiler için çok küçük bir yer.
it's too small.
Çok küçük.
It's cute, but you can't start on a broom that's too small.
o kadar küçük süpürgede başlayamazsın.
It's way too difficult a subject for your small little brain to grasp.
O küçücük beyninin algılayamayacağı kadar zor bir konu.
It's a little too small to get laid in.
Biriyle yatmak için biraz küçük.
You're a small man who feels a rush of power and enjoys it too much.
Gücün akışını hisseden ve bundan zevk alan, küçük birisisin, Keeve.
There is no capable men in the regime. It's too stupid to send small potatoes like you... To fight against me!
Şu anki yönetimde yetenekli bir tek adam yok üstelik çok da aptallar benimle döğüşmesi için... senin gibi küçük patatesleri yolladılar!
It's too small for St. Peter's!
St. Peter için çok küçük.
It's too small to be noticed, too small to be funded,... especially with the iron hand of Reaganomics.
Farkedilmeyecek kadar küçük, sponsor olunmayacak kadar küçük,..... özellikle de Reagan ekonomisinde.
It had become too small, too puny, too weak a word for him.
Bu onun için çok küçük çok zayıf çok yanlış bir kelime olmuştu.
The rope's too big and my legs are too small to make it tight enough.
İpler kalın, bacaklarımsa ince. O yüzden sıkı bağlayamazsınız.
But it was too small for the family so we upgraded to the S-class.
Ama ailem için küçük geliyordu ben de S sınıfına geçtim.
It's too small.
Uymuyor.
I didn't steal anything. That ring's a little too small to be yours, isn't it?
Bu yüzük sizin olması için biraz küçük değil mi?
Oh, God, Father, it is, it's too small a word.
Tanrım, Peder öyle, çok hafif kalıyor.
It's not too big or too small.
Aşırı büyük veya aşırı küçük bir yer değil.
I guess it's a little too small for us to fly through.
Sanırım içinden geçebilmemiz için çok fazla küçük.
Oh, it's too small.
O, çok küçük.
Sorry, but it's too small for three.
Üzgünüm ama üç kişi için çok küçük.
I know it's a small town, but it's our town too.
Küçük bir kasaba olduğumuzu biliyorum ama bizim de kasabamız.
It's no use just clearing the pipe. It's too small.
Lâğımı açmak yeterli değil, kanal çok küçük.
I just think maybe it's too small for two people.
Sadece demek istediğim yani belki iki kişi için biraz küçüktür.
It's too small to be a transatlantic slaver.
Transatlantik köle gemisi olamayacak kadar küçük.
Of course not. It's too small.
Tabii ki yatmadın, çünkü çok küçük.
If it's not too much to ask, is there any way you might also spare a small quantity of thorium isotopes?
Çok fazla olmayacaksa, sizden çok az bir miktar, toryum izotopu isteyebilir miyim?
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69
it's too painful 30
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69
it's too painful 30