It's very nice of you translate Turkish
136 parallel translation
- It's very nice of you to do that, sir.
- Bunu yapmanız büyük incelik efendim.
It's very nice of you to pay me this extra visit.
Bana ekstra bir ziyaret yapman çok hoş.
It's very nice of you.
Yorulacaksınız.
- Very well. - It's awfully nice of you.
- Demek istediğim, çok iyi olurdu.
It's certainly very nice of you to show her leniency.
Müsamaha göstermeniz gerçekten çok güzel.
It's very nice of you.
Çok naziksin.
- It's very nice of you.
- Bu gerçekten çok hoş, Brandon.
Well, now, Miss Morton, it's very nice of you to call and if you'll excuse me, I must get back to my painting.
Bayan Morton, ziyaretiniz çok hoştu ama artık resmime geri dönmeliyim.
Well, after all you've been through, you and the others... it's very nice of you to help us, and Isabelle, a girl you've never seen.
Sizin ve ötekilerin başına bunca şey geldikten sonra... bize yardım etmeniz çok hoş. Üstelik Isabelle'i tanımıyordunuz.
That's very nice of you, but all the same, I think if you don't mind I'll just keep it Mr. Piper.
Çok naziksiniz, fakat yine de, sakıncası yoksa, onu muhafaza edeceğim, Bay Piper.
I hear it's a very nice affair, so I took the liberty of accepting the invitation for you.
Çok güzel bir balo olduğunu duydum, senin yerine daveti kabul etme cüretinde bulundum.
I tell you the truth, though... it's very nice when you come to think of it.
Ama gerçeği söylemek gerekirse düşününce çok güzel geliyor.
It's very nice of you to say so.
Bunu söylemen çok güzel.
- It's very nice of you.
- Çok naziksiniz.
It's been very nice of you, but I should go now.
Çok naziksin ama şimdi gitmeliyim.
That's very nice of you, thank you, but I'll take a rain check on it.
Çok naziksiniz, teşekkür ederim, başka bir sefere.
Bad news travels fast. It's very nice of you to make my homecoming so warm and so friendly.
Tek düşündüğüm, "Bu her şeyin önüne geçer." oldu.
It's very nice of you to come, Alfie. Wasn't it, Love?
Sağol geldiğin için.
Why, it's very nice of you to help me.
Niçin bana yardım etmekte bu kadar incesiniz?
You know, it's very nice of you to take me to lunch, Mr. Bialystock.
Beni öğle yemeğine çıkarmanız çok nazik bir davranış, Bay Bialystock.
It's very nice of you, Charly.
Çok naziksin, Charly.
Well, it's very nice of you.
Çok iyisiniz.
It's nice of you to try to save... Frederick from such a distasteful task... but the terms are very clear.
Frederick'i böyle tatsız bir görevden... kurtarmaya çabalaman büyük incelik... ama koşullar çok açık.
It's very nice of you to ask me for a drink when you don't know me.
Beni tanımadığın halde bir şeyler içmeye davet etmen çok hoş.
It's very nice of you to pick me up, you know.
Beni götürmen gerçekten çok güzel.
But there is more of a record on you, and it's not very nice.
Ama seninle ilgili kayıtlar var ve onlar hiç hoş değil.
It's very nice of you to have come.
Gelmeniz çok güzel.
I appreciate it. It's very nice of you.
Bana büyük bir iyilik de bulundun.
You've probably come to say goodbye. It's very nice of you.
Muhtemelen güle güle demeye geldiniz.
Doctor, it's very nice of you to take time out of your busy lunch.
Doktor çok naziksiniz. Yemeğinizi bırakıp bizimle geliyorsunuz.
It's very nice of you, but I'm afraid that...
Çok naziksin ama ne yazık ki...
It's very nice of you to come all this way.
Bunca yolu gelmen çok güzel bir şey.
And it wasn't very nice of you to sit down without being invited!
Davet edilmeden oturmak da hiç hoş bir davranış değil!
That's very nice of you... but I don't think it's a good idea.
Bu... Bu çok güzel olur ama iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
You're trying to be nice and that's very sweet of you, but sir, please, I can take it, I was hopeless.
Nazik olmaya gayret ediyorsunuz, çok kibarsınız, ama efendim, dayanabilirim, kötüydüm.
Well, uh, that's very nice of you, bill, but, uh, believe it or not, I've decided to take the job myself.
Harika Bill. Ama ister inan ister inanma, işi almaya karar verdim.
Mr President, that's very nice of you and I appreciate it. Sir, I want to call your attention to a real problem we've got in this country today.
Bütün indeksler hemen kullanılabilir.
It's clocked in and out for you every day. At the end of the week you get a nice paycheck. Dockworkers do very well.
Hergün kartına basılacak ve... haftanın sonunda maaş çeklerin gelmeye başlayacak.
Well, it was very nice of Art to let you come.
Şey, babanla onun ilgilenip seni göndermesi nazik bir davranış.
It's very nice of you to offer me so much money, but...
7.000 $ olsun. Bu benim için gerçekten büyük para, fakat... 10.000
It's very nice of you to invite me into your home.
Beni evinize davet etmeniz ne büyük bir incelik.
It's very nice of you, but I've - see, I've gotta get dressed, and I've gotta go do what it is that I do.
Çok iyi ettiniz. Ama üstümü giyinip yapmam gerekenlere bakmalıyım.
It's very nice of you, but I can't accept these.
Bu çok nazik bir davranış ama bunları kabul edemem.
They all start from the skull and eat the head first and all we get left are two ears and four little paws which is not a very nice thing when you come home and it " s on the middle of the mat or stuck on the tiles.
Tavşanı yemeye hep kafasından başlıyor. Geriye kalansa her zaman... 2 kulak ve 4 küçük ayak oluyor. Eve geldiğinizde paspasın ya da fayansın üzerinde... böyle bir şey görmeniz pek hoş değil.
But it is, it's very nice of you.
Ama evet, çok naziksiniz. |
It's very nice of you to come.
Gelmen çok güzel.
It's a very nice picture of you.
Çok güzel çıkmışsınız.
Well, it's very nice of you to say so.
Böyle demen çok hoş.
Well, it's very nice of you... to go out of your way to welcome us.
Evet, bizi karşılamak için yola... çıkmış olman büyük kibarlık.
Anyway, It's very to nice meet the rest of you.
Üçünüzle de tanıştığıma memnun oldum.
It's very nice to meet you, Holly. Walker of dogs.
Tanıştığımıza memnun oldum, Holly, köpeklerin yürütücüsü.