English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's your call

It's your call translate Turkish

1,217 parallel translation
It's your call.
Seçim size aittir.
It's your call, Ma'am.
Nasıl isterseniz bayan.
It's better than getting a call from the sheriff... saying your parents are laying in the bottom of Topanga Canyon... and would I Iike a ride in a helicopter.
Polisin seni arayıp... "Annenle baban Topanga Kanyonu'nun dibinde yatıyorlar... " helikopterle gelecek misin? " diye sormasından iyidir.
It's the Iaw that we can enter your residence... to investigate a domestic abuse call, okay?
Kanun bize izin veriyor. Evinize girip... telefonla bildirilen bir dayak vakasını araştırabiliriz.
Oh, good, so you'll do it? He's expecting your call Wait!
Danny'nin annesinden kaçmaya çalışıyorum.
It took nearly three hours to get your body temperatures back to normal.
Vucüt sıcallığını normale döndürmek yaklaşık üç saat sürdü.
That's what your friends call you, isn't it?
Dostların öyle diyor, değil mi? Dost olalım.
Come on, this is your call. Let's do it.
Hadi dostum, yapacaksın.
It's your call.
Bu senin zamanın.
It's your call, Commander.
Karar sizin, Kumandan.
It's not your call, is it, pal?
Senin istediğin de bu değil mi, dostum?
But it's your call. Warning.
Fakat bu senin varsayımın.
It's Asher returning your call.
Alex, Asher telefonda bekliyor.
Dog shit by another name smells just as foul, pal, and it sticks to the bottom of your blue suede shoe no matter what you call it, okay?
Başka bir isim ona yakışmaz, o köpek pisliği gibi ayakkabına yapışır. Onu nasıl çağırdığın önemli değil tamam mı?
When you and grandma... decide to pay my father, your son, a visit... you should, you know, definitely give me a call... because we can make it a little family outing.
Sen ve büyükannem babama, senin oğluna, bir ziyaret etme kararı verdiğinizde beni aramalısınız. Çünkü, bir aile ziyaretiymiş gibi gösterebiliriz.
It's your call. What do you want to do?
Ne yapacağız?
Develop your own show. Call it Hard As Nails Cunts or something.
Kendi şovunu yap, adına Sıkı Herifler ve A...
- It's your call.
Karar sizin.
It's your call whetheryou count the othertwo in or not.
Diğer ikisine söyeyip söylememek senin bileceğin iş.
If you must call it something, call it your horrible shame, because that's what it is, loser ass.
Bunu bir şey için söylemen gerekiyorsa, aşırı utancın için söyle... çünkü böylesin, zavallı seni.
How much you want to bet? It's your call.
Ona güveniyorum.
And the somatic cell count they call it the bacteria count inside your milk goes up.
Ve somatic hücre sayısı dedikleri sütünüzün içindeki bakteri sayısı yükselir.
It's your call.
Senin işin.
He's your boss, it's his call.
Umrumda değil, O senin patronun, bu onun kararı.
It's your call. 5...
Siz bilirsiniz.
It's your call anyway, isn't it?
Zaten kararı verecek yetkili sensin değil mi?
It's your call.
... ya da kaseti bize verip onun söylemesine izin verirsin. Senin tercihin.
It's your call.
Karar senin.
It's your call.
Karar sizin.
Hey, doc, I need to use some of your medical supplies and make a telephone call. It's local.
Doktor, tıbbı malzemelerinden bazılarını ve telefonunu kullanmam lazım.
Now, it's your call.
Şimdi senin sıran.
It's your son, it's your call.
Oğul senin, karar da senin.
It's not your call anymore.
Artık siz karar veremezsiniz.
It's not your call. You're not her doctor. You're her nurse.
Senden bir şey yapmanı istemiyorsam, yapma.
As my friend it is your responsibility... to use it to call me and tell me my ex-boyfriend's wedding is on Sunday... - so I'm not accidentally in it. - What?
Çünkü arkadaşım olarak onunla beni arayıp, eski erkek arkadaşımın pazar günü evleneceğini bana söylemen gerekirdi.
Well, that's not how I'd like to go in, but it is your call, Sandstorm.
Içeri girmek istemediğimden değil ama, bu senin seçimin kum fırtınası.
Well, it's your call, Dad.
- Senin kararın, baba.
WELL, IT'S YOUR CALL.
Tercih senin.
Get your man to recant his statement... and get me out of here long enough to cross the border... we'll call it even.
Adamını ifadesinden caydır ve sınırı geçebilmeme yetecek kadar serbest bırak beni. - O zaman ödeşiriz.
It's your call.
Bu sizin kararınız.
It's your call, Jack.
Karar senin Jack.
- Anwar, drop the gun! - It's your call, Jack.
- Anwar silahı bırak!
It's your call.
Sana kalmış.
Your parents will call you when it's clear.
Herşey bitince ailen seni arar.
It's your call, Caloway.
Karar senin, Caloway.
It's your call.
Senin mesajın.
* It's the end of the world in my mind * Then your voice pulls me back like a wake-up call
* Kafamdaki dünyanın sonu bu * sonra senin sesin uyan çağrısı gibi geliyor
Hey, Billy, it's your call, man.
Hey, Billy, Herşey yolunda dostum.
You'd love to call it quits now your eye's on someone else.
Başkasında gözün var diye, evliliğimiz bitsin istiyorsun.
And he's never seen that, you know so I want you to keep your eyes peeled out for anybody we know, call them over, whoop it up and help me show N icky that I'm hot shit down here.
Ve bunu hiç görmedi, bilirsin o yüzden gözlerini dört açıp bizi tanıyan birini görünce yanımıza çağırmanı, biraz şamata yapıp Nicky'e ne kadar popüler olduğumu göstermeme yardım etmeni istiyorum.
Yeah, I know, Hogan your guy's the champ, so we don't split 50s but if I don't see 40 percent... Look, you call me back when it's 60-40 or don't call me back at all.
Biliyorum Hogan senin adamın şampiyon, yarı yarıya bölmeyelim ama eğer % 40'ı görmezsem... 60'a 40'ı kabul edersen tekrar ara, kabul etmezsen hiç arama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]