It's your daddy translate Turkish
218 parallel translation
You say your sugar daddy handed it over without a beef?
Zengin sevgilinin bunu hiç sızlanmadan verdiğini mi söylüyorsun?
It's your mama and daddy.
Annen ve baban.
And even if your daddy was half what you say it wouldn't be right nor just to gamble two weeks good fishing against a yarn give out by an upset boy.
Hem, baban söylediğinin yarısı kadar bile zengin olsa... kızgın bir çocuğun uydurduğu bir hikâye uğruna... iki haftalık bereketli bir avı riske etmek hiç doğru olmaz.
There's your daddy now, ain't it?
Bu gelen baban, değil mi?
Oh, darling, your daddy's just excited. It's his first day out of the hospital.
Ah, tatlım, baban sadece hastaneden çıktığı için biraz heyecanlı hepsi bu.
Look, Linda, baby, look who's here. It's your daddy!
Bak, Linda, bebeğim, bak burada kim var.
It's your daddy telling'ya, your daddy in pain, boy!
Sana sesleniyorum, baban acı çekiyor evlat!
It's your daddy.
Babanım ben.
Daddy, it's me Taffy... your long-lost little girl.
Babacım, benim Taffy... senin uzun zaman önce kaybolan.
I don't think you should push your own daddy. - It's more money.
Öz babanı zorlaman gerektiğini sanmıyorum.
Peter, it's your daddy.
Peter, baban.
But I'd appreciate it if you'd stop trying to judge me while you're leaning on your daddy's $ 40,000 car.
Ama bir yandan babanın 40.000 dolarlık arabasına yaslanarak... beni yargılamaya çalışmasan memnun olurum.
It's your turn now, Daddy.
Senden bir iyilik isteyecektim. - Şimdi de sen, baba!
Will you stop! I think it's sweet you bring your daddy.
Babanızı da getirmeniz ne hoş!
It's your daddy, right?
Baban, değil mi?
I don't care if it's your brother, your sister, your daddy or your mommy- - turn them in, and Krusty will send you...
Kardeşiniz, ablanız, anneniz, veya babanız olması önemli değil,
It's when your daddy lives someplace else and comes over to take you places, and your mommy says he's a deadbeat.
Baban başka bir yerde yaşadığı zaman, ve gelip yerini alır, ve annen der ki o başkaların sırtından geçinen kimse.
HER REAL DADDY DIED, IF IT'S ANY OF YOUR BUSINESS.
Gerçek babası öldü, eğer merak ediyorsan.
It's been a while since your daddy took Buck to do the deed.
Baban Buck'ı işi bitirmeye götüreli epey oldu.
No, darling, it's your real daddy.
Hayır hayatım Ben gerçek babanım.
Bobby Johnson. It's your daddy.
Bobby Johnson.
Your daddy died trying to make it.
Baban da söylerdi. Şarkı söylemeye çalışırken öldü.
Your daddy took it from our old house.
Babanız bizim eski evimizden almış.
What is this crap? Daddy, it's from the Cut Your Cholesterol cookbook.
"Düşük Kolestrollü Yemek Kitabı" ndan bir tarif.
Tomorrow at the dedication, your daddy's gonna know what it's like to win the big one.
Yarın adama töreninde, baban büyük olanı kazanmanın ne olduğunu bilecek.
Yes, it's your son, Daddy.
- Evet, oğlun var, baba.
It's your turn, Daddy.
Sıra sende, Baba.
Rose, isn't it your turn to have Daddy for dinner?
Rose, babamı akşam yemeğine davet etmek senin sıran değil mi?
[Arlene] Yeah, your daddy's magic, ain't it?
Baban sihirbazdı, değil mi?
It's all your fault! You made Daddy leave us!
Senin yüzünden babam bizi terk etti!
- Hi, it's your daddy.
- Selam, bu baban.
- That's why your daddy abandoned it.
- Baban bu yüzden orayı terk etti.
Your daddy's out sweeping'streets because he took every last dime he had... and used it to pay up every man and woman he owed... and every business who worked for him, instead of declaring bankruptcy... like everyone else in town, including your best friend Wilbur Charles's dad, Raymond,
Baban arkadaşın Charles'ın babası Raymond da dahil olmak üzere kasabadaki herkes gibi iflasını ilan etmektense, parasının son kuruşuyla yanında çalışan ve iş yaptığı herkese borcunu ödediği için yolları süpürüyor.
Yeah, I can still taste it on your daddy's blood.
Evet, babanın kanında aynı tadı aldım.
Daddy says it's your hiney. Okay, all right, that's enough TV.
Babam ayıp yerinin "uf" olduğunu söylüyor.
Is it how your failure will reflect on your mommy and daddy?
Başarısızlığının anne-babanın anısını nasıl etkileyeceği mi?
You tell me your daddy's name, I'll tell you where he bought it.
Babanın ismini söyle, aldığı yeri söyleyeyim.
Hello, darling, it's your daddy!
Merhaba, kızım. Benim, baban.
IT'S YOUR TURN, DADDY.
Sıra sende, baba.
How you gonnamake it out there if your daddy's still makingyou cry?
baban yine canını sıkarsa nasıl idare edeceksin?
- Daddy? It's so good to hear your voice.
Sesini duymak gerçekten çok güzel.
And then soldiers like your daddy have to, you know... It's my job to go over there and stop them.
Ve sonra baban gibi askerler- - gidip onları durdururlar, benim işim bu.
Tell your daddy it ´ s nice.
Babacığına bunun ne kadar tatlı olduğunu söyle.
Pistachio, it demoralizes your opponent to repeat the phrase, "Who's your daddy?"
Pistach, düşmanının cesaretini kırar Bunu tekrarlamak, "Senin baban kim?"
You know, it's funny. I don't see you picking up the phone to sell those contracts, and I'm pretty sure I just heard your daddy come over here and cut off your allowance.
O hisse senetlerini sattığını duymadım ve..
And there was this car coming, and it was gonna hit me but then your daddy came out and pushed me out of the way.
Hızla bir araba geliyordu ve bana çarpacaktı ama sonra baban geldi ve beni yolun dışına itti.
Of course, your daddy tells me it takes a schoolboy's wink to get you out of it again.
Öte yandan, babanızın dediğine göre bir yeniyetmenin göz kırpmasıyla elbiseyi çıkarmanız bir oluyormuş.
I didn't. But now, Daddy's special medicine, which you must never use because it will ruin your life, lets Daddy see and hear magical things you will never experience.
Sevmiyordum ama kullandığım özel ilaç sayesinde, ki sen bu ilacı asla kullanmamalısın çünkü hayatını mahveder, baban hayal bile edemeyeceğin büyülü şeyler görüyor ve duyuyor.
Tell them how you personally think your uncle... maybe he got it wrong this time, because it's wrong... that they lost their daddy behind what happened, you know?
Deki, amcanın bu sefer gerçekten.. ... yanlış bir şey yapmış olduğunu bu olayın arkasındaki gerçek sebebi söyle onlara.
- It's your fault she has a daddy complex.
- Senin yüzünden baba kompleksi var.
- No, it's your daddy
- Hayır baban, baban.
it's your choice 290
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your decision 99
it's your call 289
it's your lucky day 103
it's your funeral 64
it's your turn now 40
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your decision 99
it's your call 289
it's your lucky day 103
it's your funeral 64
it's your turn now 40