It's your last chance translate Turkish
141 parallel translation
It's your last chance. Tell him how much his father thought of you.
Babasının gözünde senin ne kadar hatırı sayılır olduğunu söyle.
Earle, come down, it's your last chance!
Earle, teslim ol! Bu sana son uyarım!
I'm telling you it's your last chance!
Sana söylüyorum, bu senin son şansın!
It's your last chance.
Bu senin son şansın.
- It's your last chance to get out of here.
- Buradan çıkmak için son şansın.
It's your last chance, Ringer.
Bu son fırsatın, Ringer.
It's your last chance!
Bu senin son şansın!
Do as I say, it's your last chance!
Dediğimi yap, sen şansın.
It's your last chance.
Son şansın!
It's your first and last chance!
Bu ilk ve son şansınız!
It's your last chance, Superman.
Bu son şansın Süpermen.
- Make the most of it... it's your last chance.
- Kararını ver... bu son şansın.
Enjoy it It's your last chance anyhow
Eğlenmene bak Bu senin son şansın ne de olsa
It's your last chance, Walter!
Bu senin son şansın, Walter!
- It's your last chance.
- Bu senin son şansın.
It's your last chance, man.
Bu son şansın, adamım.
It's your last chance because she's going into dry dock.
Bu son şansınız çünkü o yakında çekek alanına gidecek.
- Come on, it's your last chance,
- Hadi. Bu senin son şansın.
And it's definitely your last chance.
Ve de kesinlikle son şansın.
It's your last chance for pie.
Turta için son şansınız.
It's your last chance to push the cancellation button
Bu, iptal düğmesine basmak için son şans.
One of these times, it's just gonna be your last chance with me!
Bunların birinde, benimle son şansın olacak.
Come down! It's your last chance!
Bu son şansın!
- It's also your last chance.
- Aynı zamanda bu senin son şansın.
It's your last chance for a hug for a few days.
Birkaç gün boyunca başka sarılma fırsatın olmayacak.
I can't hold you back. It's your chance for one last great adventure.
Son bir macera için şansın.
You'd better be good, it's your last chance.
Buğün kendini kanıtlamak zorundasın Bu senin son şansın.
It's your last chance.
Bu, son şansın.
It's your last chance.
Bu son şansın.
It's your last chance. To be honest with me, and to forget the belief that I have, that our story is all a lie.
Bu bana aşkımızın sahtekârlığa dayalı olmadığını kanıtlaman için son şansın.
laurent, it's your last chance... if you fail again this year, it's over.
Laurent, bu son şansın... bu yılda kalırsan artık bitti.
It's your last chance
Bu sizin son şansınız.
And for those of you who are failing, it will be one last chance to catch up, because this assignment will count for a full half of your final grade.
Ve başarısız olanlarınıza gelirsek bu geri kalınmaması için son şans olacak.
Especially if it's your last chance to keep a roof over your head. - What?
Özellikle de o yemek başını sokacak çatını korumak için son şansınsa.
It's your last chance to attend a fabulous party with a fabulous girl.
Tamam. Harika bir kızla harika bir partiye katılmak için son şansın.
It's your last chance, lawn boy.
Bu senin son şansın, bahçıvan.
If anyone wants to go now, it's your last chance.
Eğer bir kişi girmek istersen şimdi, Bu onun son şansı...
Your father and I are going out of town the next day and we'll be gone all of December, including Christmas, so it's the last chance for the family to be together for the rest of the year.
Ertesi gün baban ve ben şehir dışına çıkıyoruz Aralık ayı boyunca, buna Noel'de dâhil burada olmayacağız yani bu yıl içinde aile olarak buluşmamız için son şans.
It's your last chance.
Son şansınız.
It's your last chance.
Bu sizin son şansınız.
It's your last chance.
- Bu senin son şansın.
It's your last chance!
Bu son şansın!
It's not a resort we going to maybe this your last chance
Gideceğimiz yeri düşününce belki de bu son şansın
And now that I've had a chance to compare their route to your ship's logs, it's quite clear that they've been following you.
Ve şimdi onların rotalarını, sizin gemi kayıtları ile karşılaştırma olanağını bulunca sizi izledikleri ortaya çıktı.
It's your last chance to change your story.
Hikayeni değiştirmek için son şansın.
It's your last chance, Tweener.
Bu senin son şansın, Ergen.
It's your last chance, Richard!
Bu senin son şansın, Richard!
It's your last chance to get off cheap.150 50, Patty.Tops.
Bu senin ucuza yırtmak için son şansın. 150. 50, Patty. En fazla.
So it's your last chance.
Öyleyse bu senin son şansın.
You never know when it's your last chance.
Bunun senin son şansın olduğunu asla bilemezsin.
It's your last chance to tell someone you love them, maybe apologize to an old friend, try something new.
Belki bu gece, birine onu sevdiğini söylemen.... belki bir arkadaşından özür dilemen, belki de yeni bir şeyler denemen için son şansındır.
it's your choice 290
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your turn now 40
it's your funeral 64
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your turn now 40
it's your funeral 64