It ain't worth it translate Turkish
264 parallel translation
It ain't worth $ 150.
[Music Box] 150 dolar etmez.
- It ain't worth it.
- Buna değmez.
It ain't worth it.
Hiçbir işe yaramıyor.
Twenty-five American dollars'worth of solid silver, ain't it, brother Wyatt?
Hem de 25 Amerikan doları değerinde bir gümüş. Öyle değil mi Wyatt Abi?
He ain't worth it.
O buna değmez.
He ain't worth it.
Buna değmez.
It ain't worth it, lady.
Buna değmez bayan.
It ain't worth nigh that.
Çiftligim bu kadar etmez ki.
She ain't worth it.
O, buna değmez.
It ain't even worth going to see.
Bakmak bile istemedim.
Well, there's... There's the one old-maid sister, one feeble-minded grandmother and one lush of a pop who ain't worth the powder it takes to blow him to... Scusatemi.
Evlenmemiş bir abla gel git akıllı bir büyükanne ve onu patlatacak barut kadar değeri olmayan ayyaş bir baba...
Well, it ain't worth the mending.
Bunları onarmaya bile değmez.
I ain't worth it.
Ben buna değmem.
It ain't worth it.
Buna değmez.
If you was worth it, I'd open your face with me nails, but you ain't.
Eğer değseydin, tırnaklarımla yüzünü tırmalardım, fakat değmezsin.
It ain't that you don't think I'd be worth my salt when the fighting starts?
Çatışmada kendimi savunamayacağımı düşündüğünüz için, değil mi?
- It belongs to me, Miz Lampert, and you're gonna get it for me... or your life ain't gonna be worth the paper it's printed on.
- O bana ait, Miz Lampert, ve onu sen bana getireceksin Ya da hayatın bir kağıt parçasından daha değerli olmayacak.
It ain't worth nothin'.
O peş para etmez.
And every man sets foot in this house needs just one look to figure it ain't worth 40.000 acres and a soft spot for the rest of his life.
Ve bu evde ayakları yere basan herkes bir bakışta 40000 dönümün ve ufak bir zaafın bir ömür geçirmek için yetersiz olduğunu anlar.
This ain't never worth 3 shillings, you know very well it ain't.
3 şilinden fazlası etmez, etmeyeceğini sende iyi biliyorsun.
Now, Ralph, the pin ain't worth that much, and beside that it's hot.
Ralph broş o kadar etmez. Zaten haber duyuldu.
That stinking piece of land ain't worth it.
O kokuşmuş toprak parçası için değmez.
The money ain't worth gettin'killed for, now, is it?
Şu durumda para uğrunda ölünecek kadar değerli değildir, haksızmıyım?
It ain't worth the money!
Para için deymez!
ONLY I AIN'T GONNA PAY MORE'N A FIVER 'CAUSE IT AIN'T WORTH IT.
Ama beş papelden fazla vermem, çünkü değmez.
It ain't worth it, Hogue.
Buna değmez, Hogue.
It ain't worth nothing.
onun hiçbir hükmü yok.
They ain't worth it.
O kadar önemli değil.
Sure as hell ain't worth it.
Allah var ya hiç hoşuma gitmedi.
Paid'em less than I offered you and they ain't worth it.
Senin gibi birini bulmak için gerçekten iyi para verdim bize gelince yeterince adamımız öldü.
- It ain't worth beans.
- Beş para etmez.
If a king can't sing, it ain't worth being king.
Bir kral şarkı söyleyemezse kral olmaya değmez.
- It means, this drink ain't worth it.
- Bu içkiye değmez demek.
But it ain't worth dying like this, I'd say!
Ama bu şekilde ölmeye değer mi ki! Bence değmez!
It ain't running worth a shit.
Bi bok çalışmıyor.
That ain't worth it, man.
Buna değmez dostum.
I said he ain't worth it.
Buna değmez dedim.
It ain't worth it!
Buna değmez!
- It ain't worth it.
- Değmez ki!
Half of me says it ain't worth it.
Diğer yarım da buna değmeyeceğini söylüyor.
think about it ; it ain't worth it.
Düşün biraz, buna değmez.
It ain't worth it.
Değmez.
He ain't worth it.
- Yok.
Now, listen, Roscoe, she ain't hardly worth it, but July dotes on that woman.
Şimdi, dinle beni Roscoe, O kadın kesinlikle buna değmez. Fakat July ona çok düşkün.
Come on, Ronnie, he ain't fucking worth it.
Hadi Ronnie, o herif buna değmez.
He ain't worth it.
O, buna değmez.
It ain't worth it!
Kaçmak işe yaramaz!
- Rocko, he ain't worth it, buddy.
- Rocko, o buna değmez ortak.
It ain't worth it.
Unut gitsin.
Ain't no dog worth it either.
Bundan daha kötü köpek de yoktur.
We give, and give and... give crazy.'Cause a gift that makes sense ain't worth it.
Vermeli, daha çok vermeli, deli gibi vermeliyiz. Eğer vermezsek hiçbir şeyin anlamı olmaz.