It all comes down to this translate Turkish
83 parallel translation
It all comes down to this.
Onu kullanmalıyız.
It all comes down to this one day.
Her şey bugün bitiyor.
It all comes down to this one play.
Herşey bir oyunla tersine dönebilir.
Two decades of peace with the Klingons and it all comes down to this.
Klingonlarla yirmi yıllık barış sonu buraya varıyor.
"Well, it all comes down to this." :
"Pekala, Herşey bunun içindi." :
- It all comes down to this!
- İşte ayağımıza kadar geldi!
It all comes down to this roll.
Herşey bu atışa bağlı.
It all comes down to this.
Şimdi her şey tek atışa kaldı.
- Okay, it all comes down to this.
- Buraya kadarmış.
[Conroy On Speaker] Bottom of the ninth, two outs. It all comes down to this.
Kaleler dolu, ikisi dışarıda, her şey bitmek üzere.
All right, Trevor Beckwith, it all comes down to this. They're going for all the marbles.
Yarışmanın sonu yaklaştı Trevor Beckwith.
It all comes down to this.
Her şey bu noktaya geliyor. Eşyalar.
It all comes down to this.
Her şey buna bağlı.
Year after year after year... it all comes down to this.
Yıllar yılları kovalıyor... Ve nesilden nesile geçiyoruz.
- So it all comes down to this?
- Yani her şey buna mı dayanıyor?
It all comes down to this!
Her şeyin geldiği nokta!
A hundred and ninety-nine laps! It all comes down to this!
188 tur tamamlandı ve her şey bu son tura bağlı.
- You can do it. It all comes down to this pitch.
Haydi Bebek Ruth, yapabilirsin.
It all comes down to this.
Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.
It all comes down to this, folks. A minute eighteen.
Maçın bitmesine bir dakika 18 saniye kaldı, millet.
It's been one year of planning and it all comes down to this.
Bir yıldan beridir planlıyordum bunu ve şimdi olanlara bak.
It's been one year of planning and it all comes down to this moment.
Bir yıldır planlıyoruz. bunu ve şimdi olanlara bak.
It all comes down to this, Michael.
Olay buraya kadar geldi Michael.
It all comes down to this.
Soru şu.
It all comes down to this hand.
Her şey bu ele bağlı.
It all comes down to this, ladies and gentlemen.
Her şey bugün sonuçlanacak bayanlar baylar.
After everything else fails, it all comes down to this, baby.
Başka bir şey kalmadığın da sıra buna gelecek, bebeğim.
And whether it's Amsterdam or East Great Falls, it all comes down to this.
İster Amsterdam olsun ister Büyük Şelale olsun her şey bununla alakalı.
It all comes down to this.
Her şey bunun içindi.
Because it all comes down to this :
Çünkü tüm bu olanların sonucu şu noktaya çıkıyor :
It all comes down to this.
Bütün bunlar bu an için.
It all comes down to this, what we do out on that stage.
Her şey buna bağlı, o sahnede yapacaklarımıza.
It all comes down to this, folks.
Herkesin gözü burada millet.
It all comes down to this.
İşte sonuçta buradayız.
So it all comes down to this final question worth ten points.
Bu son soru tam on puan değerinde.
Well if you're all officers, we won't mention any names, but in comes your fine captain drink as a pig... and orders 3 bottles of champagne... then he lifts up one leg like this and brings it down on my piano and starts to play it with his boot.
Sizin kendi memurlarınızdan biri. Adının ne olduğunun önemi yok ama adamın biri geliyor, yüzbaşım. Üstelik domuz gibi sarhoş, ve üç şişe şampanya sipariş ediyor.
- What it all comes down to is this Lois.
- Bunların hepsi bizi Lois'e götürüyor.
In the end, it all comes down to this :
Sonuç olarak.
After all this time, it comes down to slaughter by a meat puppet?
Tüm bu olanlardan sonra, aşağıya kesilmek için mi gelmiş?
So basically it all comes down to what this one judge decides.
Aslında, herşey hakimin kararına bağlı.
You work hard, you live a good life, and this is all it comes down to.
Hayatı boyunca çalıştı güzel bir hayat yaşadı, bir de şimdi bak.
When it comes right down to it, all of us are just alone in this world and that's just the way it is.
Sonuçta bu dünyaya yalnız geldik yalnız gideceğiz. Maalesef hayatın gerçeği böyle.
What it all comes down to in this life is stupidity and a Iaid-back attitude.
Bu hayatlar hep aptallık ve geride bırakılmış yapılmamış şeylerle sonuçlanır.
At the conclusion of this trial... when it finally comes down to a dollar amount... I'll be asking you to be legislators... and come back with a number that says to the defendant... J and all car manufacturers make your vehicles safe.
Bu duruşmanın bitiminde, iş sonunda paranın miktarına geldiğinde sizden birer kanun koyucu gibi davranıp, öyle bir rakamla gelmenizi istiyorum ki ; bu rakam davalı ve tüm araba üreticilerine araçlarını güvenilir yapmalarını söylesin.
Look, in all cases like this, it simply just comes down to a figure.
Böyle durumlarda her şey bir rakama bakar.
If you have to settle down, if you absolutely have to become an adult, and have a baby and all that comes with it, this is the kind of woman you want to do it with.
Eğer sakin bir yaşam sürme zamanınız geldiyse, tam anlamıyla bir yetişkin olmanız gerekiyorsa, ve bir bebek sahibi olmak ve tüm bunlardan tatmin olmak istiyorsanız, bu kadın tüm bu yapmak istediklerinizi birlikte yapacağınız türden bir kadın.
All right, but it comes down to this :
- Pekala, iş buraya geldi.
Weíre about to have the Christmas wars, again of course, and this being the last day of September, you can feel it all coming on, but whenever it comes up, when I go on any of these shows to discuss it, I say it was Oliver Cromwell who cut down the Christmas
Noel savaşları başlamak üzere. Tekraren, tabii. Eylül'ün son günündeyiz ve bunun yaklaşmakta olduğunu hissedebilirsiniz.
After all, when it comes down to it, Who is really signing this contract anyway?
Madem işler bu noktaya geldi, bu sözleşmeyi gerçekten kim imzalıyor ki?
So, this is what it all comes down to?
Demek sonu bu şekilde bitecekmiş.
I think it all comes down to this :
Sanırım her şey bunda özetleniyor.