It all happened so fast translate Turkish
225 parallel translation
It all happened so fast.
Her şey çok hızlı gelişti.
It all happened so fast.
Her şey öyle hızlı oldu ki...
It all happened so fast, I didn't know what I was doing.
Her şey çok çabuk oldu. Ne yaptığımı bilmiyordum.
It all happened so fast.
Herşey çok hızlı oldu.
It all happened so fast.
Çok hızlı oldu.
It all happened so fast we ain't had a chance to get organised yet.
Her şey öyle hızlı gelişti ki, henüz örgütlenme fırsatı bulamadık.
It all happened so fast.
Her şey o kadar hızlı oldu ki.
It all happened so fast.
O kadar hızlı oldu ki.
Well, it all happened so fast, Your Honor.
Her şey çok hızlı gelişti sayın yargıç.
It all happened so fast with Curly Bill
Bukleli Bill ile başlayan olaylar çok hızlı gelişti...
It all happened so fast.
Her şey çok çabuk oldu.
Neither did I. It all happened so fast.
Ben de düşünmedim. Her şey birdenbire oldu.
I mean, it all happened so fast... without any fanfare.
Ne! Dedimki tüm olanlar çok hızlı oldu.
It all happened so fast, Lis, but...
Herşey...... çok hızlı gelişti, Lise.
It all happened so fast.
Her şey çok hızlı oldu.
It all happened so fast, there was no time to do anything.
O kadar hızlı oldu ki ne yapacağımızı şaşırdık
Well, it all happened so fast.
Her şey, nasıl desem birden çok hızlı oluverdi.
And we fell in love and it all happened so fast I was consumed by her she she was so beautiful.
birbirimize aşık olduk ve her şey çok çabuk oldu. Duygular tarafından ben tüketildim, çok güzeldi.
It all happened so fast.
Ben de çok anımsayamıyorum, her şey çok hızlı oldu.
It all happened so fast, Prue.
Her şey çok hızlı oldu, Prue.
- You didn't say it? - It all happened so fast...
"Harcayın o... çocuklarını." Dediniz, öyle değil mi?
It all happened so fast.
Her şey o kadar ani oldu ki.
It all happened so fast.
Herşey çok çabuk oldu.
[Sighing] IT ALL HAPPENED SO FAST.
Lezbiyenlerde mi? Lezbiyenler kadındır...
It all happened so fast. - Well, think.
Her şey çok hızlı oldu.
I mean, well, you know, it all happened so fast.
Her şey çok hızlı oldu.
It all happened so fast we...
Her şey o kadar hızlı oldu ki...
It all happened so fast.
Her şey öyle çabuk oldu ki.
It all happened so fast.
Her şey çok çabuk olup bitti.
It all happened so fast, you know?
Her şey o kadar hızlı olduki, bilir misin?
It all happened so fast.
Çok çabuk oldu.
"It all happened so fast. They just took off." "With my chequebook and all my financial papers in the car."
Şu telefonu bana verin!
It's tough to say, it all happened so fast.
Hatırlamıyorum, o kadar hızlı oldu ki.
It all happened so fast, you know?
Her şey çok hızlı oldu.
IT ALL HAPPENED SO FAST. IT DOESN'T EVEN SEEM REAL TO ME.
O kadar hızlı oldu ki bana bile gerçek gibi gelmiyor!
It all happened so fast.
Her şey aniden oluverdi.
I was going to take her out at the knees, but it all happened so fast.
Onun kanatlarını kırardım ama her şey çok ani oldu.
Well, It all happened so fast I, uh, couldn't think of anything else.
O kadar hızlı oldu ki, bişey düşünemiyorum şu an.
Well, it all happened so fast and it was dark.
Her şey çok hızlı oldu. Karanlıktı.
It all happened so fast.
Herşey çok hızlı gelişti.
Look, it all happened so fast, you know?
Her şey çok hızlı oldu biliyor musun?
I just was surprised that it's all happened so fast and you're over here, you know, with a realtor, and I just...
Ben şaşırdım her şeyin bu kadar hızlı gerçekleşmesine ve sen burada, emlakçı ile, ve ben....
It's all happened so fast.
Her şey çok hızlı oldu.
It all just happened so fast.
Her şey çok hızlı gelişti.
It all happened so fast.
O kadar çabuk olup bitti ki.
Well, for me, the first time, it happened so fast, I hardly knew I had honed at all.
Benim için ilk kez o kadar hızlı oldu ki, höndüğümün bile farkına varamadım.
It all just happened so fast.
Her şey çok hızlı oldu.
I told you it happened all so fast.
O kadar hızlı oldu...
I don't know, it just all happened so fast.
- Bilmiyorum, her şey çok hızlı oldu.
- It just all happened so fast.
- Her şey çok hızlı gelişti.
Well, It all happened so fast I, uh, couldn't think of anything else.
Aman tanrım, hayır, tanrım.