It doesn't fit translate Turkish
377 parallel translation
It doesn't quite fit with your reputation.
Ben hiçbir şeyi gasp etmedim.
It doesn't fit.
Hiç uymuyor ama.
It doesn't seem to fit. Beans and ermine.
Aslında, hâlâ aynı genç kız vücuduna sahipsin.
It just doesn't fit.
Oturmuyor.
Because, it doesn't fit in with my plans, understand?
Çünkü planlarıma uymuyor, anlıyor musun?
It doesn't seem to be such a very good fit.
Üzerime pek de oturduğu söylenemez.
But it doesn't fit.
Ama eksik bir nokta var.
It doesn't fit in your nursery rhyme.
- Yuva şarkısına uymuyor.
It doesn't fit so good, but they say I'll grow into it.
Pek uymadı ama alışacağımı söylüyorlar.
It's only that your story of the slip doesn't quite fit in with what they say.
Çünkü anlattıklarınız doktorların söylediklerine tam olarak uymuyor.
It doesn't seem to fit.
Sana uymuyor.
I'm just guessing, but doesn't it fit?
Ben öyle tahmin ediyorum. Birbirlerini bulmuşlardır.
Again, to be frank, it's a difficult safari, and it doesn't fit with my schedule.
Tekrar dürüst olmama gerekirse, bu zor bir safaridir ve benim programıma da uygun değildir.
It doesn't seem to fit somehow. He has a terrible temper when he gets jealous.
Kıskandığı zaman çok öfkeli olur.
If it doesn't fit, it's mine.
Üstüme olmuyorsa, kesin benimkidir.
What if it doesn't fit?
Ya uymazsa?
It just doesn't fit into normal nature anywhere in the galaxy.
Galaksinin hiçbir yerindeki normal yapıya uymuyor.
It doesn't quite fit me anymore.
Bu artık bana uymuyor.
But it doesn't quite fit this age.
Ama bu çağa pek uymuyor.
- It doesn't fit.
- Bu da uymadı.
I bought one of these yesterday and it doesn't fit my consumer and the store doesn't have the other kind.
Dün bunlardan bir tane aldım ve tüketicime uymadı ama markette başka yoktu.
It doesn't fit in with the rest of his hair.
- Saçının kalanına uymuyor.
Don't be crude. It doesn't fit your new image.
Kaba olma, senin tarzın değil.
It doesn't fit, Tommy.
Uymuyor, Tommy.
It doesn't fit!
Uymuyor!
It doesn't matter who and don't look at me like that, Doctor, because I'm not going to throw a violent fit,
Kimin söylediğinin bir önemi yok, bana öyle bakmayın doktor. çünkü şiddet uygulamayacağım.
Why, doesn't it fit me?
- Neden? Yakışmamış mı?
When an arriving nucleotide doesn't fit the enzyme throws it away.
Eğer yaklaşan nükleotid yerine uymazsa, enzim onu söküp geri atar.
Not at all, it doesn't fit me at all, it's much too tight...
Hayır, hiç de olmadı. Bu çok dar.
This must be 1000 feet. Okay. After 90, it doesn't matter.
Burdan bakınca 1000 fit olmalı.
They give you some number, and it doesn't fit in the squares.
Öyle bir numara veriyorlar ki, buraya sığmıyor.
It doesn't fit.
İnce değil.
It doesn't fit in with the picture I've got of him.
Kafamdaki resmiyle örtüşmüyor.
It doesn't fit.
Uymuyor.
- The chute doesn't fit through the - - not like this it won't.
- Paraşüt o kapaktaki delikten - - Bu şekilde sığmaz.
- If it doesn't fit, alter it.
- Eğer uymuyorsa, değiştirmelisin.
- It just doesn't fit.
- Olacak iş değil.
My key doesn't fit the lock, damn it
Anahtarım kapıyı açmadı.
I'm afraid it doesn't fit your tie.
Maalesef, kravatına pek yakışmayacak.
Sometimes it's best to follow the piece that doesn't fit.
Bazen ortama uymayan parçayı izlemek en iyisidir.
It doesn't fit your life!
Senin hayatına uymaz o!
It's a pity and a sin She doesn't quite fit in
Yazık ve günah ama sana tam olarak uymuyor.
It just doesn't fit.
Uymuyor.
- Don't cut it too much. Short hair doesn't fit me.
- Çok fazla kesmeyin.Kısa saç bana yakışmıyor.
But this uniform just doesn't fit, and you know it.
Ama bu üniforma bana uymuyor, ve siz bunu biliyorsunuz.
Just smile a little smile and say something offhand. It doesn't have to fit the situation, really.
Ufak bir gülücük ve... bir şey söyle, öylesine.
This is Skipper's and it doesn't fit.
Bu Skipper'ın ve bana olmuyor.
Besides, it doesn't fit.
Ayrıca sana olmuyor.
It came out of the blue and it doesn't fit into your logical processors.
Birdenbire çıktı ve senin mantık işlemcilerine uymuyor.
Sure, it doesn't fit on one sheet.
Elbette, bir yaprağa sığmıyor.
It's kind of an ode to the Weirdo reader there - the hurt, sensitive kind of guy who doesn't fit in with the normal people.
"Weirdo" okuyucusuna bir övgü bu. Normal insanlar arasında yeri olmayan incinmiş hassas adam.
it doesn't hurt 114
it doesn't matter 3827
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't even matter 37
it doesn't suit you 52
it doesn't bother me 71
it doesn't matter to me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter anymore 84
it doesn't matter 3827
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't even matter 37
it doesn't suit you 52
it doesn't bother me 71
it doesn't matter to me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter anymore 84