English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It doesn't matter

It doesn't matter translate Turkish

12,903 parallel translation
- Just because I don't enjoy it, it doesn't matter.
- Yalnızca ben hoşlanmadığım için önemi yok.
Mitchell, it doesn't matter how you ended up here.
Mitchell, bu noktaya nasıl geldiğin çok önemli değil.
It doesn't matter.
Bir önemi yok.
it doesn't matter.
Ne önemi var?
- I'm sorry, it doesn't matter?
- Affedersin, ne önemi mi var?
It doesn't matter.
Önemli değil.
It doesn't matter, Michael would love this.
Önemli değil, Michael buna bayılacaktır.
It doesn't matter if it's fucking true!
Doğru olup olmadığı önemli değil!
This behavior, while bizarre, is explainable, and frankly, it doesn't matter why you wrote the letters.
Tuhaf olsa da, izah edilebilir bir davranış ama doğrusu mektupları neden yazdığının bir önemi yok.
I — I ran away, but that's — It doesn't matter. That's —
Kaçtım, ama bunun önemi yok.
They might call us names, and they might think we're weird, but it doesn't matter what they think.
Bize isim yakabilirler. Hatta garip olduğumuzu düşünebilirler ama ne düşündükleri mühim değil.
- Did you tell her I'm here? - No, it doesn't matter.
- Ona burada olduğumu mu söyledin?
I know, I know, but it doesn't matter. I wanted to talk to you, personally, of course.
Biliyorum ama ben yine de bu konuyu sizinle yüz yüze görüşmek istedim.
Like, you know, I mean, just sit down and really go with candor, whether it's my fuckin'mother's fault or my father's fault, it doesn't really matter.
Şey gibi, bilirsin, yani, sadece oturruz candan bir sohbet olacak. Diler kahrolası annemin hatası dilerse babamın hatası olsun hiçbir önemi yok.
It doesn't matter, they just want to hear their own words repeated back to them.
Önemli değil. Sadece duymak istediklerini duyuyorlar.
It doesn't matter.
Neyse, önemli değil.
- It doesn't matter why.
- Neden olduđu önemli değil.
Doesn't matter how many people had to die to get it, huh?
O paraya ulaşmak için kaç kişinin öldüğünün bir önemi yok.
It doesn't matter.
Bunun bir önemi yok.
As long as you stay on the clock, it doesn't matter.
Seni destekleyecek biri olduktan sonra gerisi hikaye.
Either way, it doesn't matter.
Her iki şekilde de fark etmez.
It doesn't matter what you can prove.
Neyi kanıtlayacağının bir önemi yok.
- It doesn't matter. There's a show going on.
- Tamam tamam önemli değil.Show devam ediyor.
I told myself it doesn't matter, but it turns out that's a big part of it.
Kendime önemli değil deyip durdum ama bana büyük sorunlara mâl oldu.
It doesn't matter.
Bu hiç önemli değil.
It doesn't matter if you drive a Porsche or a Pontiac.
Çocukların zamanında orada olacağını bildiği ve güvende hissetikleri sürece
- It doesn't matter now.
- Şimdi bir önemi yok.
But it doesn't matter... we got plenty.
Ama önemli değil. Elimizde çok kanıt var.
It doesn't matter.
Farketmez.
But it doesn't matter.
Önemi yok ki ama.
It doesn't matter now.
Artık önemi yok.
But it doesn't matter.
Ama önemi yok.
- It doesn't matter what you believe.
- Senin neye inandığının önemi yok.
And it doesn't matter.
Ama önemi yok.
Okay. - [panting] - It doesn't matter how much humping I do.
- Ne kadar üzerinden geçtiğimin bir önemi yok.
Anyways, it doesn't matter.
Neyse farketmez.
But it doesn't matter, does it?
Ama farketmez, değil mi?
- It doesn't matter.
Önemli değil.
Honestly, it doesn't matter what method you choose, as long as you're happy with the decision.
Aslında kararınız kesinse ne olduğu pek önemli değil.
Doesn't matter who started it.
Kimin başlattığının önemi yok.
But it doesn't matter. Because they fear me. And that's even better.
Çünkü benden korkuyorlar ve bu çok daha iyi bir şey.
It doesn't matter.
Hiç önemi yok.
Well, I guess it doesn't really matter.
Sanırım artık önemli değil.
Well, if it's a boy or a girl, that doesn't matter to me.
Erkek veya kız olması benim için önemli değil.
- It doesn't matter.
- Bunun önemi yok.
It doesn't matter what he has, it matters what he thinks he has.
Ne elde ettiği önemli değil. Önemli olan ne elde ettiğini sandığı.
It doesn't matter, Brett.
Fark etmez, Brett.
Why don't we just throw the party we wanna throw and worry about what's gonna happen tomorrow? It doesn't matter if we lose that.
İstediğimiz partiyi verip ne olup olmayacağını yarın düşünmüyoruz?
The truth is, it doesn't even matter if we're good parents or not, because one day, our daughters are going to look at us just like those sorority girls do.
İşin doğrusu, iyi kötü ebeveyn olmak fark etmiyor çünkü bir gün kızlarımız bize o birlik kızları gibi bakacak.
- Look, it doesn't matter.
- Bak, bunların hiç önemi yok.
It doesn't matter how broken, how mangled, how completely pulverized he gets out there, what happens in here makes him whole again.
Ne kadar bozuk, ezilmiş ve hezimete uğramış olmasının ve başına gelenlerin bir önemi yok. Burada yaptıklarımız onu tekrar tam hâle getiriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]