It doesn't matter what i believe translate Turkish
49 parallel translation
I'm sorry I'm the one to do this to you, but it doesn't matter what you believe.
Bunu yaptığım için üzgünüm ama senin neye inandığının önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
Neye inandığım önemli değil.
I do not think it possible to remake this world from the basement of a little police station. It doesn't matter what you believe.
Küçük bir polis karakolunun bodrumundan bu dünyayı yeniden yapmanın mümkün olduğunu sanmıyorum.
It doesn't matter what I believe.
Benim neye inandığım önemli değil.
- It doesn't matter what I believe.
- Benim inancımın önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
Ne düşündüğüm önemli değil.
No, but it doesn't matter what I believe.
Hayır. Ama neye inandığımın önemi yok.
As long as I keep doin'what I do, it doesn't matter... if I believe in the Shanshu or any other prophecy.
Yaptığım şeyi yapmaya devam ettiğim müddetçe Shanshu ya da başka bir kehanete inanıp inanmamamın önemi yok.
It doesn't matter what I believe, it just doesn't happen that way.
Neye inandığım önemli değil. Bu işler böyle yürümez. Çay alır mısın?
I've been charged with murder. Doesn't really matter what I believe in, now, does it?
Şu an için neye inandığımın hiç önemi yok, öyle değil mi?
It doesn't matter what I believe as long as I can write it.
Yazdığım sürece inanıp inanmamam önemli değil.
It doesn't matter what I believe. You're stuck in here.
Sen buraya sıkışıp kalmışken, benim inanıp inanmamam önemli değil.
When a guest gambles several million dollars per visit, it doesn't matter what I believe.
Eğer bir misafir her gelişinde bir kaç milyonluk oyun oynuyorsa, Neye inandığımın hiç önemi kalmıyor!
Look, it doesn't matter what I believe.
Bak, benim neye inandığım önemli değil.
It doesn't matter what I believe.
CHLOE, SAKIN TEPKİ VERME Neye inandığımın bir önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
Neye inandığımın önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
Benim neye inandığımın bir önemi yok.
It doesn't matter What I believe.
Neye inandığımın önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
Benim neye inandığım da farketmez.
So it doesn't really matter what I believe.
Bu yüzden inanıp inanmamam önemli değil pek.
It sure doesn't matter what I believe.
Benim neye inandığım önemli değil.
So now it doesn't matter what I believe Or what your mother believes.
Benim ya da annenin neye inandığı önemli değil.
It doesn't matter what I believe anymore, because the whole world is about to find out about you.
Benim neye inandığımın bir önemi yok artık çünkü tüm dünya senin hakkındaki gerçeği öğrenmek üzere.
It doesn't matter what I believe.
- Neye inandığımın önemi yok.
Marv, you can't believe that I would have - - it doesn't matter what I believe!
Marv, benim bunu yaptığıma inanamazsın. Neye inandığımın önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
Neye inandığımın bir anlamı yok.
But it doesn't really matter what I say, you won't believe me anyway.
Ama söyleyeceklerimin de önemi yok çünkü inanmayacaksınız nasıl olsa.
It doesn't matter what I believe.
Neye inandığımın bir önemi yok.
But it doesn't matter what I believe.
- Ama benim neye inandığım önemli değil.
Zoey is not Lee Soo Yeon. It doesn't seem like you're going to believe me no matter what I say.
Zoey'in, Lee Su Yeon olmamasıyla ilgili ne söylersem söyleyeyim bana inanacağınızı sanmıyorum.
It doesn't matter what I believe.
- Benim neye inandığım önemli değil.
No, I'm not saying I don't believe you, the truth is, it doesn't matter what I think.
Hayır sana inanmıyorum demiyorum, gerçek şu ki ne düşündüğümün bir önemi yok.
It... it doesn't matter what I believe.
Benim neye inandığımın bir önemi yok.
Right now, it doesn't matter what I believe.
Şu an neye inandığımın önemi yok.
Tilly, it doesn't matter what I believe.
Tilly benim neye inandığımın önemi yok.
- Alan, it doesn't matter what I believe.
- Alan neye inanıp inanmadığım önemli değil.
- I told you it doesn't matter what I believe.
- Benim neye inandığımın bir önemi yok demiştim.
It doesn't matter what I believe.
Benim fikrim önemli değil
It doesn't matter what you have to say, because whatever it is, I won't believe it.
Soylemen gereken onemli degil, cunku zaten ne olursa olsun inanmayacagım.
Anyways, it doesn't matter what I believe.
Neyse, benim neye inandığım önemli değil.
It doesn't matter what I believe.
- Benim neye inandığımın önemi yok.
It doesn't matter what I believe, just like it doesn't matter how wrong it is that rape survivors are held to a higher standard.
Neye inandığım önemli değil tıpkı tecavüzden kurtulanların sayısının daha fazla olmasının ne kadar yanlış olduğunun önemi olmadığı gibi.
It doesn't matter what I believe.
- Benim neye inandığımın bir önemi yok.
It doesn't matter what I believe.
- Neye inandığım önemli değil.
It doesn't matter what I believe or condone.
Neye inandığım ya da onayladığım önemli değil.