It ends translate Turkish
2,923 parallel translation
This is how it ends.
İşin sonu.
This cut looks like it ends in about 100 feet.
Bu kesik hemen hemen 100 adımda bitiyor gibi.
It ends now,
- Yeter artık,
No. It ends so differently.
Onun sonu farklı bitiyor.
Is this where it ends?
Buraya kadar mı?
I already know how it ends.
Nasıl bittiğini biliyorum zaten.
And how it ends?
Nasıl bitiyor?
So this is how it ends?
Yani bu şekilde mi bitecek?
It ends today.
Bu iş bugün bitecek.
( loud boom ) But there is another equally curious aspect to the Mayan calendar- - not when it ends, but when it begins :
ama Maya takvimiyle ilgili ilginç bir başka durumda ne zaman bittiği değil, ne zaman başladığıdır.
Yeah, well it ends tonight.
Evet, bu bu gece bitecek.
And that's how it ends.
Ve böyle bitiyor.
When the tiny, broken-up fragments of rock get mixed up with dead plant material, it ends up as this ideal environment for storing water.
Bu küçük parçalanmış kaya kırıntıları ölü bitkilerle karıştığında, su depolamak için ideal ortamı oluşturdular.
What if it ends up like you and Javi?
Ya biterse? sen ve Javi gibi.
It ends so differently.
Onun sonu farklı bitiyor.
This is where it ends.
- Burada her şey sona eriyor.
So it ends as it began.
Öyleyse başladığı gibi bitiyor.
When it ends finally by bringing Joseph Kony to justice it should be celebrated like, worldwide We are not just studying human history
Her şey bittiğinde, Joseph Kony'nin adalete teslim edilmesi bütün dünyada kutlanmalı.
remind me how it ends.
Nasıl bittiğini hatırlatsana.
Without it, your aussie friend... he ends up begging one of my guys not to shoot him in the kneecap.
Onsuz, Avustralyalı arkadaşın... adamlarımdan, onu diz kapaklarından... vurmaması için yalvarır.
I'll give it both ends just in case. There we are.
İki tarafa da vereceğim.
Shawn, whenever we deal with Despereaux, it always ends badly.
Shawn, ne zaman Despereaux ile bir anlaşma yapsak, hep kötü bitiyor.
"Where knowledge and ability ends and intuition takes over" "In the sensory perception ability and inspiration" "Are general's leadership. It possesses Rommel."
"Bilgi ve becerinin bittiği ve sezgilerin başladığı yerde duyusal algı yeteneği ve ilham gelişmesi General'in liderliğindedir Bunlar Rommel'e aittir."
Well, if Matty ends up sitting across from you in it, then you'll know.
İyi, eğer Matty içinde sana karşı oturursa Sen de öğrenmiş olursun.
It bounces around the globe, then dead-ends at a pirate server in Macao.
Dünya çapında yer değiştiriyor sonra da Macao'da bir korsan sunucuda çıkmaza giriyor.
I try to mess it up, it just ends up having this whole game show host vibe going on.
Ben bozmayı deniyorum ama..
We're going to be taking it out before your shift ends.
Vardiyan bitmeden almış oluruz.
I've seen it before, and trust me, it never ends well.
Önceden görmüştüm inan bana mutlu sonla bitmiyor.
If that ends up in here, all these teenagers are gonna come in for their queer horror, and it won't be there for them. Ok.
Böyle olursa ergenler eşcinsel korku kitapaları için... geldiklerinde bunu bulamayacaklar.
"Every time she goes without it, she ends up in the hospital."
"İlaçsız devam ettiği her seferinde sonunda hastaneye gidiyor." Elbette.
Point is it ties up the loose ends.
Noktaları birleştirince ortaya çıkan bu.
I know it's hard to make ends meet since you've had to close your real estate business.
Bu işe son verdiğinde geçinmenin çok zor olacağını biliyorum.
What Jeff's doing right now is called denial and it is the first of five stages of grief that ends with acceptance.
Jeff'in şu anda yaptığına inkar deniyor ve bu kederin kabullenmeyle sona eren beş evresinin ilki
I'm sure I speak for a lot of mothers who are wondering how you possibly did it... a single mother struggling to make ends meet, battling alcoholism, raising a deaf daughter.
Bunun nasıl üstesinden geldiğinizi merak eden birçok anne adına soruyorum. Geçim sıkıntısıyla boğuşan yalnız bir anne alkolle mücadele ediyor, sağır bir kız büyütmeye çalışıyor.
It always ends up the same way.
Yine aynı şekilde sonuçlanacak.
Honey, it is a slippery slope that only ends with everyone feeling bad.
Hayatım, böyle hassas durumların sonucu herkes için üzücü olur.
It never ends.
Hiç boş durmaz.
I'm driving down all this way and it only ends up like this.
Onca yolu geliyorum ve hep aynı şekilde son buluyor.
It never ends, does it?
Hiç bitmiyor, değil mi?
Women love them, but it never ends well.
Kadınlar severler ama sonu hayırlı olmaz.
It never ends, does it?
Bu asla bitmeyecek, değil mi?
But it always ends too soon. Right after the guy comes.
Ama erkek boşaldıktan hemen sonra bu his sona eriyor.
If it all ends tomorrow...
Eğer yarın her şey sona ererse...
I've got to say, ovals, I think, are more challenging, and it's because the corner starts way over there, and ends way over there.
Oval pistlerin çok daha zorlu yarışlar olduğunu söylemek zorundayım şu nedenden, dönemeç burada başlıyor ve burada bitiyor.
NARRATOR : Is it possible the Mayan calendar ends on December 21, 2012 because they expected that the fifth age of man will end much in the same way as it began?
Mayaların takvimlerini 21 Aralık 2012'de bitirmelerinin sebebi insanlığın beşinci çağının,
"It starts with you, and ends with you."
"Bu seninle başladı ve seninle biter."
Oh, God, now it's coming out both ends!
Tanrım, şimdi her iki taraftan da geliyor!
Hey, your suspension ends tonight, doesn't it?
Açığa alınman bu gece sona eriyor, öyle değil mi? Evet, öyle.
When he went undercover, it was for some stupid underage drinking thing, he ends up infiltrating the Sanfino crime family.
Gizli polis olduğunda, bu yaşı tutmayanların içki içmesi işiydi Sanfino suç ailesine sızmasıyla sonuçlandı.
He sets a meeting with Reid, tells him he's not going to pay the bribe, Reid's not happy with it, Keenan ends up dead.
Reid'le bir buluşma ayarlar, ona rüşvet vermeyeceğini söyler, Reid bundan memnun olmaz, Keenan ölür.
It only ends up hurting people's feelings.
Sadece insanları incitiyorsun.