It just doesn't add up translate Turkish
44 parallel translation
It just doesn't add up.
Olmuyor işte.
It just doesn't add up.
Mantıksız.
It just doesn't add up.
Daha niceleri de var.
It just doesn't add up.
Bir türlü mantıklı gelmiyor.
But... still, it... it just doesn't add up.
Ama hala parçalar yerine oturmuyor.
It was just something that doesn't quite add up and I need to be certain.
Ama yerine oturmayan bazı parçalar var. Emin olmam gerekiyor.
It's just what I'm getting doesn't add up.
bunlar toplamadan getirdiklerim.
It just doesn't add up.
Bu bir işe yaramaz.
It just doesn't add up to me.
Bana mantıklı gelmiyor.
- It just doesn't add up.
Daha niceleri de var.
It just doesn't add up.
Hiç mantıklı değil.
it just doesn't add up.
Bu sadece hiç anlamlı gelmiyor.
The overdose thing- - it just doesn't add up for them.
Aşırı doz konusu onların aklına yatmadı.
It just doesn't add up.
Bu akla yakın değil
It just doesn't add up, Mindy.
Akla yatkın değil Mindy.
It just doesn't add up.
Hiç doğru gelmiyor.
You know, if it doesn't add up, it just doesn't add up.
Tutmuyorsa, tutmuyordur.
But some of what you told us, it just doesn't add up.
Bize söylediğin bazı şeyler mantıklı gelmiyor.
Haircut, nice clothes, it just doesn't add up.
Saç kesimi, iyi kıyafetler bunlar bile ispatlar.
It just doesn't add up.
Belki de bir anlamı yoktur.
It just doesn't add up.
Sadece akla yatmıyor.
It just doesn't add up.
Ama çok mantıksız.
It just doesn't add up
Kapa çeneni! Yani taşlar yerine oturmuyor.
- It just doesn't add up.
Aklım almıyor.
It just doesn't add up.
Hiçbiri doğru cevap gibi görünmüyor.
Something about it just doesn't add up.
Olayda akla yatmayan bazı şeyler var.
It just doesn't add up.
Bana hiç mantıklı gelmiyor bu.
Well, it just doesn't add up, does it?
Bu pek akla yatkın değil, öyle değil mi?
I'm just saying, nine years on the job, it just doesn't add up.
Tek söylediğim, dokuz yıldır bir işte çalışıyor ama bir çıkış falan yok.
I-I'm sorry, but it just doesn't add up.
- Özür dilerim ama aklım almıyor.
It just doesn't add up.
Bir şey söylemiyor.
After seeing you in this firefight, it just doesn't add up.
Savaşta o halini gördükten sonra böyle bir şey olamaz.
It just doesn't add up.
Bu hiç akla yatkın değil.
It just simply totals him out as a... a drug-addled criminal, a liar and a... a thief with no moral compass. That column doesn't add up.
Önemli olan onun uyuşturucu kullanan bir suçlu olması.
It's just, it doesn't add up.
Ama aklıma yatmıyor işte.
It just doesn't add up.
Hiç akla yatkın değil.
It just doesn't add up.
- Hayır. Sadece mantıklı gelmiyor.
But between this and all the crazy stuff we saw out here, - it just doesn't add up.
Ama bu olay ve dışarıda gördüğümüz şeylerden sonra mantıklı bir açıklama bulamadım.
It just doesn't add up, Liv.
Mantıksız Liv.
It just doesn't add up.
Bu mantıklı değil.
It just doesn't add up.
Pek mantıklı gelmiyor.
It just doesn't add up.
Mantıklı gelmiyor.