It wasn't a dream translate Turkish
221 parallel translation
It wasn't just a dream.
Yalnızca rüya değildi.
"No, it wasn't a dream!"
"Hayır, rüya değildi!"
- It wasn't a dream.
- Bir rüya değildi.
Whatever your dream was, it wasn't a very happy one, was it?
Gördüğün rüya her ne idiyse, pek mutlu değildi, değil mi?
No, it wasn't a dream!
Hayır rüya değildi.
It wasn't a dream!
Rüya değildi.
It wasn't a dream!
Hayal değilmiş!
It wasn't a dream, Father.
Düş değildi, baba.
I say it was like a dream, but it wasn't, it was real.
Anlattıklarım bir rüya gibi, fakat değil, hepsi gerçekten oldu.
No, it wasn't a dream.
Hayır, bir rüya değildi.
It wasn't a dream.
Bu bir rüya değildi.
It wasn't a dream.
Rüya görmedim.
Then it wasn't a dream, but pure and simple magic?
O zaman bir rüya değildi, ama saf ve basit büyü mü?
Roger, the horrid things that went on last night was only a dream wasn't it?
Dün gece olan korkunç şeyler hepsi bir rüyaydı, değil mi? Hepsi kötü bir rüya olabilir
Uh-oh, it wasn't a dream.
Rüya değilmiş.
No, it wasn't a dream... unbelievable as it may seem.
Hayır, bir rüya değildi. Göründüğü kadar inanılmaz.
- It wasn't a dream!
- Rüya değildi!
Doctor, it wasn't a dream.
Doktor, bu bir rüya değildi.
It wasn't a dream.
Bir rüya değildi.
It wasn't a bad dream.
Kötü bi rüya diildi.
It wasn't a dream.
Bu bir rüya değil.
It wasn't a dream.
Rüya değildi.
Mark, you're sure it wasn't a dream?
Mark, rüya olmadığına emin misin?
Oh. Then, it wasn't a dream.
Demek bir rüya değildi.
It wasn't a dream, Uncle Red.
Kabus değildi.
But it wasn't a dream...
Başardık! Rüya sanmıştım ama değilmiş!
And it wasn't a dream.
Ve rüya da değildi.
- That was a silly dream, wasn't it?
- Çok aptalca bir rüya, değil mi?
That wasn't a dream I had, was it?
Rüya değildi değil mi?
I had a dream that it wasn't right.
Doğru olmadığını rüyamda gördüm.
- Then it wasn't a dream.
- Rüya değil miydi?
Marty, it was a dream, wasn't it?
Marty, rüyaydı, değil mi?
It wasn't only a dream.
Sadece bir rüya değildi.
Peg, tell them it wasn't a dream.
Peg, rüya olmadığını söyle
No, it wasn't a dream.
- Hayır, rüya değildi.
Oh, dear God, it wasn't a dream.
Aman Tanrım, rüya değilmiş.
When we started out it wasn't a dream come true...
Evliliğimiz başında da rüya gibi değildi...
It wasn't a dream.
O bir rüya değildi.
It wasn't until I actually touched him that I knew this wasn't a dream.
Ona dokunduğum ana kadar bunun bir rüya olmadığını anlamamıştım.
It wasn't a dream?
- Bir rüya değil miydi?
It wasn't a dream.
Bu rüya değildi!
But it wasn't a dream I've seen it.
Ama gözlerimle gördüm, hepsi gerçek.
It wasn't just a dream.
Sadece bir rüya değildi.
It wasn't a vision, or a dream, or a hallucination. - No!
Hayır!
It wasn't a dream,
Rüya değildi.
- It wasn't just a dream.
- Sadece bir rüya değildi.
- It wasn't a dream.
- Rüya değildi.
It was like a bad dream, only it wasn't.
Kabus gibiydi, tek farkı kabus olmamasıydı.
That wasn't a dream either, was it?
O da rüya değildi, değil mi?
It wasn't like a typical dream.
Bildiğimiz bir rüya değildi.
Like this dame I knew once, only it wasn't real, it was a dream.
Bir zamanlar tanıdığım bir kadın gibi, sadece gerçek değildi, bir hayaldi.
it wasn't meant to be 40
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37