It wasn't her fault translate Turkish
158 parallel translation
The whole thing was her fault, wasn't it?
- Evet.
Her name was Josephine It wasn't her fault
Adı Josèphine idi. Ama olanlar onun hatası değildi.
- It wasn't her fault.
- Onun suçu değildi.
- No, it wasn't her fault.
- Hayır, onun kabahati değildi.
- It wasn't her fault. It was...
- Onun hatası değildi. benim hatamdı...
Don't blame Maggie, Jake, it wasn't her fault.
Maggie'yi suçlama Jake, bu onun hatası değildi.
It wasn't her fault?
Onun hatası değildi.
Explain to her that it wasn't my fault.
Benim hatam olmadığını söyle ona.
- Sam. It wasn't her fault.
Onun hatası değildi Sam.
It wasn't my fault, but I'm looking for something to console her.
Benim hatam değildi ama onu teselli edecek bir şey arıyorum.
It wasn't her fault.
Onun suçu değildi.
It wasn't her fault, Mr. Statler. It was me. I...
Suç onun değil, benim.
- It wasn't her fault.
- Onun suçu değil ki.
But it wasn't her fault.
Ama onun suçu değildi.
No, it wasn't her fault.
Onun suçu değildi.
Whatever happened... it wasn't your fault.
Her ne olduysa bu senin hatan değildi.
It wasn't her fault.
Onun kabahati değil.
It wasn't her fault.
Ama onun hatası değildi.
I said it wasn't my fault, that it was because of his music.
Benim hatam olmadığımı söyledim her şey onun çaldığı müzik yüzünden oldu.
I blamed it all on Mary and it wasn't even her fault.
Suçu Mary'nin üzerine attım ama onun suçu değildi.
Caroline said it wasn't my fault, but I couldn't believe her because....
Caroline benim hatam olmadığını söyledi, ama ona inanamadım çünkü...
It wasn't my choice, but I'd apologize just the same... just so she'd know it wasn't her fault.
Onu hayal kırıklığına uğrattım. Onu evlat edinmeliydim. Bunun onun hatası olmadığını biliyordu.
But it wasn't her fault.
Ama onun hatası değildi.
It wasn't her fault, Ben.
Onun hatası değildi, Ben.
It wasn't her fault.
Onun hatası değildi.
Anya, it wasn't her fault.
Anya, bu Dawn'un suçu değildi.
It wasn't her fault. lt was my fault.
Onun hatası değildi.
If Cynthia got gonorrhea from being raped, then it wasn't her fault.
Cynthia'daki belsoğukluğu tecavüz yüzünden varsa demek ki onun suçu değildi.
Well, it wasn't her fault, but she's not the fastest car on the grid, is she?
Şey, bu Onun hatası değildi. Ama çok akıllıca davrandığı söylenemez.
Look, whatever happened it wasn't our fault.
Her ne olduysa bizim suçumuz değil.
- It wasn't her fault.
- Bu onun hatası değildi.
- It wasn't her fault?
Onun suçu değildi?
It wasn't her fault, Abbey.
Bu onun hatası değildi, Abbey.
It wasn't her fault.
Bu onun suçu değildi.
But, Mom, it wasn't all her fault.
Anne, sadece onun hatası değildi.
That I wish I could see her more... and I'm sorry it didn't work out between her mother and me... and it wasn't her fault, and stuff like that.
Onu daha sık görmek istediğimi... annesiyle anlaşamadığımız için üzgün olduğumu... ve bunun onun suçu olmadığını falan.
It wasn't her fault, right?
Onun hatası değildi, tamam mı?
It wasn't his fault, it wasn't her fault, she was just done.
Adamın hatası değildi. Kadının da değildi. Sadece bıkmıştı.
But it wasn't her fault.
Ama bu onun hatası değildi.
tell her that it wasn't Nim's fault.
Söyleyin ona Nim'in hatası değil.
- It wasn't her fault.
Bu onun hatası değil.
But it wasn't her fault.
Ama olanlar onu hatası değildi.
You could have told her it wasn't your fault.
Senin suçun olmadıgını söyleyebilirdin.
No, whatever happened, it wasn't Jack's fault.
Hayır, Olanlar her ne ise Jack'in suçu değildi.
It certainly wasn t her fault.
Kesinlikle onun suçu değildi.
- It wasn't her fault though.
Onun suçu değildi. Kız çatlaktı.
It wasn't her fault.
Bu onun hatası değildi.
SHE SAID IT WAS ALL HER DAUGHTER'S FAULT, THAT SHE WASN'T GOING TO CHARGE NED A THING.
Hepsinin kızının hatası olduğunu ve Ned'i kesinlikle suçlamadığını söyledi.
I told her it wasn't her fault.
O'na onun hatası olmadığını söyledim.
What happened to her. It wasn't your fault.
Ona olanlar senin hatan değildi.
This is unreal. And it's her fault. Because if she wasn't so fucking possessive I wouldn't have to lie to her.
Bu doğru değil ve ayrıca bu onun hatası çünkü bu kadar sahiplenici olmasa, ona yalan söylemek zorunda kalmazdım.
it wasn't meant to be 40
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37