It wasn't me translate Turkish
5,592 parallel translation
I swear to God, it wasn't me, Billy!
Yemin ederim, ben değildim, Billy!
If Bo wasn't with me, I would've settled it
Bo yanımda olmasaydı hemen oracıkta defterlerini dürerdim.
It wasn't me.
- Ben değildim.
Let me assure you it wasn't luck that led me to your partner's black sedan in Berlin or that he'd open the door for a redhead or those two agents in Morocco.
Seni temin ederim, Berlin'de beni ortağının siyah sedanına yönlendiren veya onun bir kızıla kapıyı açması ya da Fas'taki o iki ajan, şans eseri değillerdi.
If it wasn't for me, you wouldn't have been forced into hiding.
Ben olmasan saklanmak zorunda kalmazdın.
At first I thought that it wasn't only me that he touched.
İlk başta dokunduğu tek kişinin ben olmadığımı düşündüm.
Felt like me, but it wasn't.
Kendimmişim gibi hissettirdi, ama değildi.
It wasn't me.
Bunu yapan ben değildim.
It wasn't me!
Ben yapmadım!
No, it wasn't me.
Hayır, değildim.
Have you forgotten that you'd be a smear of blood on the ground if it wasn't for me?
Ben olmasam yerde bir kan lekesi olacağını unuttun mu?
Well, it wasn't easy for me being with you at first either.
Seninle birlikte olmak başlarda benim için de kolay değildi.
It wasn't until you went missing that I realized that something this whole time, was me.
Sen kaybolana kadar araya giren şeylerin benden başkası olmadığımı anlamamıştım.
It was bad enough that I wasn't there that night they took you, but now this- - Now this is all on me.
Seni kaçırdıkları gece yanında olamamam yeterince kötüydü.
That place... it wasn't it for me.
O ev... benim için doğru yer değildi.
If it wasn't for your dad, I would've never been Prom Queen, though that was kind of a bad experience for me when I think about it.
Eğer baban olmasaydı asla Mezuniyet Kraliçesi olamazdım tabi şimdi düşününce bunun çok da iyi bir deneyim olmadığını fark ediyorum.
I am who I appear to be, only it wasn't Rumplestiltskin who turned me into this wretched form.
Aynen söylediğim kişiyim. Ama beni bu sefil duruma sokan kişi Rumplestiltskin değildi.
He wasn't getting much recently, but he said that he didn't mind, because... because it gave him more time to spend with me.
Son zamanlarda fazla iş bulamıyordu ama bunu sorun etmediğini söylemişti. Çünkü- - Çünkü benimle daha fazla zaman geçirmesini sağlıyordu.
It wasn't me.
Ben değildim.
Find out who really killed that son of a bitch Kevin Neyers,'cause it sure as hell wasn't me.
Kevin Neyers puştunu kimin öldürdüğünü bul. Çünkü kesinlikle ben değildim.
It wasn't me...
Ben degildim..
It just... it kills me that I wasn't there for you.
Senin yanında olmamam beni öldürüyor.
It's been so long. I wasn't sure you'd recognize me.
Beni hatırlayacağından emin değildim.
My mother loved me and Jenny, but... in the end it wasn't enough.
Benim annem beni ve Jenny'i severdi, fakat... sonunda bu yeterli olmadı.
I told you! It wasn't me but the girls.
Hey, size ben yapmadığımı söyledim.
It wasn't me, okay? I didn't kill that man.
Ben değilim.Sana katil olmadığımı söylemiştim.
It caught me off-guard, because I wasn't planning on meeting him on the street.
Onunla karşılaşmak beni hazırlıksız yakaladı.
No, it doesn't- - damn it, Oliver, you would be dead ten times over if it wasn't for me!
- Hayır, kazandırmıyor. - Kahretsin Oliver! Eğer ben olmasaydım 10 kez ölmüştün şimdiye!
If it wasn't for me throwing demon chum your way, what do you think would've happened?
Eğer önüne şeytanları atmasaydım ne olur sanıyordun?
Everything was so easy for me, my life was so easy. It wasn't true.
Benim için her şey çok kolaydı, hayatım çok kolaydı.
It wasn't sally, And it ain't gonna be me.
Sally değildi benim de olmayacağım kesin.
Like he said I needed to break up with Thea one week after telling me... it wasn't safe to leave her alone.
Aynı zamanda da Thea'dan ayrılmam gerektiğini söylediği gibi. Bunu da onu kendi hâline bırakmamın güvenli olmadığını dedikten 1 hafta sonra söyledi.
If it wasn't for the people who came to save me.
İnsanlar beni kurtarmaya gelmeseydi olabilirdi.
It wasn't me.
Ben başarmadım.
I swear it wasn't me
O ben degildim yemin ederim.
It wasn't me I didn't do it, man
Ben degildim. Ben yapmadim.
I guess I just wanted to make sure it wasn't because of me or my dad.
... seni de gelmekten alıkoyan şey her ne ise umarım benim veya babamın yüzünden olmamıştır.
It wasn't as difficult to track as you led me to believe.
İzlenmesi söylediğiniz kadar zor olmadı.
'And it wasn't just reading a diary that made me realise it.
'Ve bunun farkına sadece günlüğü okuyarak varmadım. Bunu hep biliyordum.
No, no, no, no, that... that wasn't self-pity, that was me trying to make light of it.
Hayır, hayır, hayır, bu kendine acıma değildi,... bu kendimi önemsememe çabaları.
I think you drew me here for a reason and it wasn't for a roll in the hay, Morgan.
Bence beni buraya bir nedenden çektin ve bu samanda yuvarlanmak değildi Morgan.
If it wasn't for me, you'd still be a secretary.
Ben olmasam, hâlâ sekreterlik yapıyor olurdun.
It wasn't me!
- Ben almadım.
It wasn't me who did him.
- Onu ben öldürmedim.
Well, it wasn't me.
- Ben değildim.
It wasn't your call to speak for me, Tasha.
Benim adıma konuşmaya hakkın yok, Tasha.
- It wasn't me, just get out.
- Ben yapmadım, çık şuradan.
Okay, fine, if it wasn't you, tell me who it was.
Tamam o zaman, sen yapmadıysan kimin yaptığını söyle.
Do you think Scottie would even be here if it wasn't for me?
Sence ben olmasaydım Scottie burada olabilir miydi?
Yeah, don't thank me. It wasn't me.
Bana teşekkür etme, ben hiçbir şey yapmadım.
Nick, it wasn't me.
Nick, ben değildim o.
it wasn't meant to be 40
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37
it wasn't enough 48
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37
it wasn't enough 48