English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It won't be necessary

It won't be necessary translate Turkish

97 parallel translation
If your report itself is loud enough, it won't be necessary.
Vereceğin bilgiler yeterince gürültülü olursa zaten buna gerek kalmamış olacak.
If you think it'll be hurting you, then I'll stay. That won't be necessary, Tom.
Şimdi kefaletle dışarı çıkan erkekler borçlu değildir bunun için önce kale talepleri yapmalıdır.
It won't be necessary, my boy.
Gerek yok.
Perhaps it won't be necessary.
Tahta bu kez onu kurtaramaz.
It won't be necessary.
Beyefendilik, senin doğanda var!
It won't be necessary.
Gerekmeyecek!
- It won't be necessary.
- Gerek yok.
Paul, Stanley, it won't be necessary to tell Randall what he's carrying.
Paul, Stanley... Randall'a ne taşıdığını söylememize gerek yok.
It won't be necessary. I'm not coming.
gerekli olmayacak. gelmiyorum.
You see, I'm afraid it's necessary to tell you... that we won't be able to keep you.
Korkarım bunu söylemeliyim seni burada tutmak mümkün olmaz.
You mustn't do that, it won't be necessary.
Böyle bir şey yapmamalısın, gerekli olmayacak.
- It won't be necessary.
- Buna gerek yok.
It won't be necessary.
Evet, buna gerek yok.
It won't be necessary in this case.
- Bu durumda hiçbir işe yaramaz.
Thanks. I hope it won't be necessary.
Sağol, umarım buna gerek kalmaz.
Well, it won't be necessary for you to take me on to Lordsburg.
Losworth'a kadar bana eşlik etmenize gerek yok.
- It won't be necessary to swear him in.
- Hayır, hayır! Yemin etmesine gerek yok.
I'm sure it won't be necessary.
- Buna gerek olmayacaktır.
No, it won't be necessary.
Hayır, gerekli değil.
It won't be necessary anymore.
Artık buna gerek kalmayacak.
And you'll find it won't be necessary for you to regain control of the unit after it's completed each manoeuver.
Her manevradan sonra ünitenin kontrolünü geri kazanmak zorunda da değilsiniz.
That's generous, but it won't be necessary.
Çok iyisiniz, ama gerek yok.
Well, let's hope it won't be necessary.
Evet. Umarım bu gerekli olmaz.
- It won't be necessary.
- Gerek kalmayacak.
Mr. Denby... I'm thinking it won't be necessary for me to sell my farm after all.
Bay Denby çiftliğimi satmaya gerek kalmayacağını düşünüyorum.
But it won't be necessary, Lieutenant.
Ancak buna gerek olamayacak Komiser.
- Why? It won't be necessary.
Gereksiz bir şey.
It won't be necessary, your honor.
Buna gerek yok Sayın Yargıç. Özür dilerim.
I'm sorry, officer. I have some tea right here on the stove. It won't be necessary.
Affedersiniz memur bey burada çay varmış ben görmemişim.
We can provide a kitchen, but it won't be necessary.
Bir mutfak ayarlayabiliriz, ama buna gerek olmayacaktır.
Well, let's hope it won't be necessary.
Umarım gerek kalmaz.
It won't be necessary to hurt anyone.
Kimseye zarar vermene gerek yok.
Thanks. it won't be necessary.
Sağ olun. Hiç gerek yok.
We didn't want to give the impression that we were police, exactly. We're hoping it won't be necessary to call the police.
Sadece, polis çağırmaya gerek kalmayacağını umuyoruz.
It is necessary to neutralize the druid. This way they won't be able to to prepare the magic potion that makes them invincible.
Onu saf dışı bırakırsak, onları yenilmez yapan iksir de ortadan kalkmış olur.
If it were necessary, but it won't be,... you'd have a good alibi with that woman.
Gerekliyse, ki gerekebilir, o kadını şahit olarak kullanabilirsin.
It won't be necessary.
Bu gerekli değil.
It won't be necessary, Deputy.
Gerekli değil, Şerif yardımcısı.
- It won't be necessary.
Hayır, buna gerek yok.
- But it won't be necessary.
Ama o gerekli değil.
- Look, it won't be necessary.
Tekrar deneyeyim.
It won't be necessary, because in a few hours no one will be left to charge you with anything.
Gerek yok. Çünkü birkaç saat içinde seni suçlayacak hiç kimse kalmayacak.
It won't be necessary, because in a few hours... no one will be left to charge you with anything.
Buna gerek kalmayacak çünkü birkaç saat içinde seni bir şeyle suçlayacak kimse kalmayacak.
Staking it won't be necessary.
Onu kazıklamanıza... gerek olmayabilir.
- It won't be necessary.
Teşekkür ederim, küçük hanım.
It won't be necessary!
Buna gerek kalmayacak!
Well, it won't be necessary.
Gerekli olmayacak.
It won't be necessary anymore.
Artık o kadar önemli değil.
It won't be necessary to start, Eric.
Başlamaya gerek yok Eric.
we're hoping it won't be necessary to call the police.
Sadece polis çağırmaya gerek kalmayacağını umuyoruz.
No.. it won't be necessary
Hayıo.. gereği yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]