It won't open translate Turkish
327 parallel translation
I shan't keep it open. Won't take it.
Bu teklif her zaman geçerli değil.
And I won't providing Mr. Sharp doesn't mind being taken and slung through the mirror every time it's open...
Kapatmayacağım da. Yeter ki barı her açık bulduğumda Bay Sharp dayak yemeyi önemsemesin.
The American star. Open it. It won't hurt your eyes.
Aç şunu, gözlerini yormaz.
If it ain't too much trouble, you could dust it off once in a while, and keep the kitchen door open a little so it won't get cold or damp.
Çok zahmet olmazsa, arada tozunu alıp rutubetten etkilenmemesi için mutfak kapısını açık tutabilir misiniz?
You won't be able to answer a phone or open a door without thinking, "This is it."
Sonum geldi diye düşünmeden ne bir telefona cevap verebileceksin ne de çalan kapıyı açabileceksin.
It won't open!
- Açılmayacak! - Hava boşalıyor!
We won't open it when he gets his spacesuit off!
Biz de uzay giysisini çıkardığında kapıyı açmayacağız zaten!
I won't open it to anyone but you.
Senden başka kimseye açmam.
- Wheel's busted. It won't open.
Açılmıyor!
No, I won't open it.
Hayır açmayacağım.
This will advise the customs officials at the border... that your luggage has been inspected... and you won't have to trouble to open it.
Bunlar sınırdaki gümrük memurlarına bagajlarınızın arandığını gösterecektir. Bunları açmakla uğraşmayacaksınız.
I promise, I won't open the door or answer the phone. Unless it's you.
Söz veriyorum, sen değilsen kapıyı da açmam telefonu da.
It won't open!
Açılmıyor!
Why won't you open it?
Neden açmıyorsun?
It won't be open for hours.
Birkaç saat daha açılmaz.
It won't open.
Açılmıyor.
The reason I won't open it is I'm fully aware what it says.
Açmayacağım çünkü ne dediğini zaten biliyorum.
If he catches you trying to make a run for it with me, you won't have hardly any time to say your prayers before he'll open up your back.
Benimle kaçmaya çalışırken seni yakalarsa, Sana yapacaklarından önce Dua etmeye bile vakit bulamazsın.
Oh, Janet, it won't open.
Oh, Janet, açılmıyor
- It won't open.
Açılmıyor.
If you won't open it is my duty to kick this door in.
Eğer sen açmazsan, kırıp gireceğim.
It won't open.
Açılacak gibi değil.
Well, keep your mind and your heart open. And if you ever meet one of those men you almost never meet... you can keep each other company and it won't be so lonely for you.
AkıIını ve kalbini açık tut ve hiçbir zaman karşılaşamayacağın bir adamla karşılaşırsan onun ortağı ol ve ona tek olmadığını hissettir.
Why don't you just give me an open end order... and I'll fill it personally and then you won't have to come to the show?
Bana boş bir sipariş formu ver... onu ben doldurayım, böylece defileye gelmen gerekmez.
Doug, I can't understand it. The dampers won't stay open.
Kapaklar açık kalmamalıydı.
- It won't open.
- Açılmıyor bu.
Why won't it open?
Neden açılmıyor?
It won't open! - What shall we do?
- Ne yaacağız?
Hi! It won't open.
Açılmıyor!
It won't open! Dad, Dad, I joined the USO.
Baba, baba, ADO'ya katıldım.
Won't you open it?
Açmayacak mısın?
It won't open!
Açılmayacak!
Frank, come here. It won't open.
Frank buraya gel, açılmıyor bu...
SORRY. IT WON'T OPEN.
Kusura bakma, açılmıyor.
I won't open it!
Açmayacağım!
PROMISE YOU WON'T OPEN IT UNTIL CHRISTMAS DAY.
Noel sabahına kadar açmayın.
The captain said if you won't do it, we'll split your chest open.
Komutan, bunu yapmazsan senin derini yüzeceğini söylüyor.
It won't be open for an hour.
Bir saat daha açılmayacak.
We'll keep the drapes open, so it won't get too dark in here.
Perdeler açık kalsın, böylece burası çok karanlık olmaz.
It won't open!
- Açılmıyor!
It won't open, Jim.
Açılmıyor, Jim.
- What is it? - You won't know until you open it.
- Açınca öğreneceksin.
- It won't open.
- Açılmıyor.
But my stinking, putrefied gym clothes I got one of these locks you could put a bullet through it and it won't open.
Ama kokuşmuş, çürüyen spor kıyafetlerim için şu kilitlerden aldım üstüne ateş bile etseniz açılmayanlardan.
- It won " t open :
- Açılmıyor.
It... it won't open!
Açmak imkansız!
It won't open! Oh, you're crazy.
Açılmıyor.
But you won't be able to open it without singing.
Ama sen şarkı söylemeden kapıyı açamayacaksın.
Those won't open it.
Bunlar kapıyı açmaz.
- What do you mean, they won't open it?
- Ne demek bunlar açmaz?
- Why won't they open it?
- Bunlar neden kapıyı açmasın?
it won't work 371
it won't happen again 518
it won't matter 76
it won't take long 230
it won't last 65
it won't last long 21
it won't start 41
it won't hurt you 22
it won't 497
it won't hurt 56
it won't happen again 518
it won't matter 76
it won't take long 230
it won't last 65
it won't last long 21
it won't start 41
it won't hurt you 22
it won't 497
it won't hurt 56