It won't start translate Turkish
251 parallel translation
Yeah, but my battery is run down, it won't start up again.
Evet, ama aküsü azaldı, tekrar çalışmaz ki.
If your plane stalls, if it doesn't start immediately, if you have any trouble of any kind, we won't have time to do anything about it.
Motorlarınız durursa, uçağınız çalışmazsa, ya da herhangi bir sorun çıkarsa bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
You can't start it all over again, Grant. I won't let you.
Her şeyi yeniden başlatmana asla izin vermeyeceğim, Grant.
Let's start our rehearsal or we won't get it done.
Provaya başlamazsak zamanında bitiremeyeceğiz.
Why won't it start?
Neden çalışmıyor?
It won't start.
Bozuk. Çalışmıyor.
Do like I tell you. It won't start.
- O çalıştıramaz.
I won't start it, Vic.
Ben başlatmayacağım Vic.
It won't start.
Stop etti.
It won't be OK if you start speaking dough, guys.
Beyler saçma konuşmaya başladınız. Ben orduda kalmam..
My music has never earned me a cent and it won't start now.
Müzikten bir kuruş kazanmışlığım yok.
It won't start.
Çalışmıyor.
It won't start!
Çalışmıyor!
- It won't start.
- Çalışmıyor.
- It won't start.
- Çalışmayacak.
- Ha-ha. Well, maybe so, but, well, she can start me off and it won't cost much.
Olabilir ama benle başlayabilir ve çok para ödemiyorum.
- You won't be able to start it.
Sen onu çalıştıramazsın.
The car won't start, so we're living in it.
Araba çalışmıyor, biz de içinde yatıp kalkıyoruz.
It doesn't cause any damage, but the car won't start.
Herhangi bir hasara yol açmaz, fakat araba çalışmaz.
It won't make any sense... to start until after dark.
Gece yarısından önce başlamak hiç mantıklı değil...
This truck won't start with us on it?
Biz varken kamyonet çalışmaz mı?
Won't it be funny when they start collapsing on the street?
Sokaklarda birden patlamaya başlamaları çok eğlenceli olmayacak mı sizce de?
It won't start!
- Çalışmıyor.
It won't start.
- Kendi durdu.
I won't earn much, but at least it's a start again.
Parası çok olmasa da hiç olmazsa bir başlangıçtır.
It won't start, it's broken.
Çalışmıyor, bozulmuş.
It won't start.
Start etmiyor.
I'm tired, I wanna go home, I go to my car and it won't start.
Yorgundum, eve gitmek istedim. Arabama bindim ve yine çalışmadı.
It won't start!
Başlamıyor!
It won't start!
Çalışmayacak!
- It still won't start!
- Hala çalışmıyor.
Don't tell me it won't start.
Sakın çalışmıyor deme.
Well, I wish I could, but it won't start.
Şey, bunu ben de isterdim, ama çalışmıyor.
No, it won't start.
Yakıt kesme düğmesi var.
I'm a block north of Franklin, and I may need a tow. The car--it won't start.
Franklin'in bir blok kuzeyindeyim ve bir çekiciye ihtiyacım olabilir.
That sissy mary said : "It's cloudy and my solar car won't start."
Hava bulutluymuş ve güneş panelli arabası çalışmıyormuşmuş.
If we start pointing a finger every time someone gets distracted, it won't be long before outright paranoia starts sweeping the ship.
Eğer her seferinde birileri etki altına girdi diye parmakla göstermeye başlarsak, gemide paranoya başlaması pek uzun sürmez.
What do you mean, it won't start?
Ne demek çalışmıyor?
I need to listen to the engine. I won't be able to start it.
- O zaman aracı durdurursun.
So, I would like to start with a fresh idea that you won't recognize when it bites you on the ass.
Bu yüzden... sizlere ağzınızı açık bırakacak yeni fikirlerimi tanıtmak istiyorum.
We won't start this fight but, by God, we'll finish it.
Savaşı biz başlatmayacağız ama Tanrı'nın da izniyle biz bitireceğiz.
John will start to panic, think the worst then when he finds out, it won't be a shock. - That is- -
John meraklanmaya başlar Zamanla panik olur, en kötüsünü düşünürken en kötüsü olduğunu öğrenir.
Together we can figure this out. But if we start fighting each other there won't be enough pieces left to work it out.
Bu işi birlikte çözebiliriz ama birbirimize düşersek ortada çözülecek bir şey kalmayacak demektir.
- That doesn't mean it won't start again.
- Tekrar başlamayacağı anlamına gelmez.
It won't solve your problems overnight, but it's a start.
Bu sorunlarınız halletmeyecek ama bu bir başlangıç.
It won't go better if you start pissing on them.
Onların üzerine tükürmek hiçbir şey düzeltmez.
No. The guy at Cooper's told Doug that the team has to start winning more or he won't sponsor it.
Hayır, bardaki adam Doug'a takım kazanmaya başlamazsa sponsorluktan çekilirim dedi.
I know it won't work from the start.
Baştan beri işe yaramayacağını biliyordum.
- It won't start.
- Artık hiç çalışmıyor.
It won't start.
Çalışmaz.
I mean, I feel like we got off to a really good start, but then I feel like I kind of fucked things up, so I promise it won't ever happen again.
Ama sonrada her seyi mahvettigimi hissettim. Soz veriyorum bu bir daha olmayacak.
it won't work 371
it won't happen again 518
it won't matter 76
it won't take long 230
it won't last 65
it won't last long 21
it won't hurt you 22
it won't open 58
it won't 497
it won't hurt 56
it won't happen again 518
it won't matter 76
it won't take long 230
it won't last 65
it won't last long 21
it won't hurt you 22
it won't open 58
it won't 497
it won't hurt 56