Itinerary translate Turkish
509 parallel translation
Now let me suggest a little itinerary.
Küçük bir gezi programı önereyim.
I made you out an itinerary.
Size bir yol çizelgesi hazırladım.
Here is an itinerary that I had prepared at Sir Robert's desire.
Burada, Sör Robert'ın isteği üzerine hazırlamış olduğum seyahat rehberi var.
Itinerary of Miss Webster's journey... from Manchester to Isle of Kiloran, Scotland.
Bayan Webster'ın, Manchester ile Kiloran Adası, İskoçya arasındaki seyahatinin rehberi.
Here's the itinerary for tonight.
Bu akşamın planı.
Some itinerary.
Gezi planınız iyiymiş.
Here is today's itinerary.
İşte bugünün gezi planı.
His itinerary's thrown out of schedule.
Yolculuk programının dışına çıktı.
Well, have you decided on your itinerary yet?
Şey, gezeceğiniz yerlere henüz karar verdiniz mi?
I want to talk to Dr Shannon about our itinerary.
Doktor Shannon ile seyahat programımızı konuşmak istiyorum.
What's that got to do with our itinerary?
Bunun seyahatimizle ne ilgisi var?
There's a change in our itinerary.
Rotamızda ufak bir değişiklik var sadece.
This is my itinerary for the weekend.
Bu hafta sonu için yolculuk planım.
I hope you're referring to your itinerary.
Umarım kendi programından söz ediyorsun.
You will prepare an itinerary and submit it to me.
Gezi planı hazırlayıp bana teslim edeceksin.
He's prepared an itinerary of the sights of the city. I have endorsed it.
Gidilecek yerlerin bir listesini hazırladı.
Which is probably why it's not on the itinerary your government has laid out for us.
Hükümetinizin bizim için hazırladığı güzergahta neden olmadığı anlaşıldı.
Since the institute wasn't on his original itinerary, he felt that it might be better if Langley died on a sightseeing tour.
Enstitü onun orjinal güzergahı üzerinde olmadığından Langley'in bir gezi turunda öldüğünü söylemenin daha iyi olacağını düşünüyor.
Lies in our itinerary An island of bad luck.
Önümüzde uzanıyor Bir kem talih adası.
In conclusion, gentlemen, the special train containing NATO funds will leave tomorrow, July 16 from the Gare du Nord at 18.56 and follow this itinerary to Brussels.
Baylar, buraya gelin. NATO'nun Gizli ödeneklerini taşıyan bu Tren... Yarın, Yani 16 Temmuz Günü, Saat 18 : 56'da "Gare du Nord" istasyonundan hareket edecek.
- Would you like an itinerary?
Dolaşmak ister misin?
- Well, let's look at your itinerary.
- Uğradığınız yerlere bir bakalım :
We want to keep your itinerary a secret
Seyahat planınızı gizli tutacağız.
If you will allow me, this is an itinerary of His Majesty's visit.
Bana izin verirseniz, bu majestelerinin ziyaretinin yol güzergahı.
Change my itinerary.
Seyahat programımı değiştir.
You got a copy of my itinerary?
Gezi yerlerimin bir fotokopisini çıkarttın mı?
I have a very busy itinerary.
Çok yoğun bir gezi programım var.
The girl that came in here to pick up an itinerary.
Gezi programını almak için buraya giren kız.
Well, we were making a number of additions to the itinerary.
Şey, gezi planına bazı eklemeler yapıyorduk.
In our ship of the mind we retrace the itinerary of the two Voyager spacecraft on their journeys to Saturn and beyond.
Hayali gemimizde iki Voyager uzayaracının rotasını yeniden düzenleyerek Saturn ve ötesine gidiyoruz.
Why don't we have a drink after work? I can help you work out a little itinerary.
İşten sonra bir şeyler içelim.
I don't set the itinerary.
Buraya gelmek benim fikrim değildi.
The television screens for example ; all by themselves they created an itinerary that sometimes wound up in unexpected curves.
Televizyon ekranlari söz gelimi tamamen kendi baslarina bir ajanda yaratiyorlardi, kimi zaman beklenmedik egrilerle sarilmis zivanaya...
The great ancestor of the Bijagós archipelago has described for us the itinerary of the dead and how they move from island to island according to a rigorous protocol until they come to the last beach where they wait for the ship that will take them to the other world.
Bijagós takim adalarinin büyük atasi, ölülerin seyir rotasindan tutun da onlari öbür dünyaya götürecek gemiyi bekleyecekleri son kumsala varincaya kadar çok titiz bir protokole uyarak adadan adaya nasil hareket ettiklerini bizim için tarif etti.
Gordy, this is not on our itinerary.
Gordy, bu programımıza dâhil değil.
The Pig in a Poke itinerary is just great.
Çuvaldaki Domuz seyahat planı harika.
Why don't we forget the itinerary and play it by ear?
Neden seyahat planını unutup kafamıza göre gezmiyoruz.
Passport, traveller's cheques, ticket, itinerary.
Pasaport, seyahat çekleri, bilet, yolculuk programı.
We have the complete itinerary for our motoring trip through the U.S.A. in our Chevrolet.
Chevrolet'li Amerika turumuzun programını aldık.
Heres your itinerary, Anthony. Youre...
İşte seyahat programın Anthony.
Without filing your itinerary in triplicate? [CHUCKLES]
Yolculuk planını üç kopya hazırlamadan mı?
I don't recall Montgomery being on the itinerary.
Montgomery'nin seyahat programımızda olduğunu bilmiyordum.
Although the itinerary has not been released... sources tell us the general secretary will meet the president in Washington.
Yolculuk programı daha açıklanmadı ama kaynaklarımız bize Genel Sekreter'in öncelikle Başkan'la tanışmak için. ... Washington'a uçacağını söylüyor.
The final itinerary has been approved by the staffs of both leaders... which puts the arrival of the president and the general secretary... at 0915 hours.
Yolculuk programının son hâli onaylandı. Yani Başkan'la Genel Sekreter sabah 9.15'te burada olacak.
Business notes and itinerary in the blue section.
İş notları ve güzergah mavi bölümde.
Which cities will be in your itinerary?
Hangi şehirler gezi rotanda olacak?
I've got my itinerary all worked out.
Güzergahı bile belirledim.
Your itinerary?
Güzergahı mı?
Itinerary, okay.
Peki.
Throws off my whole itinerary.
Bütün hayatımı boşuna harcıyorlar.
I regret to say that the rigors of his itinerary press hard upon Major Shlessinger who will shortly be departing for Whitehaven.
Söylediğim için pişmanım ancak seyahat programındaki dakiklik Binbaşı Shlessinger üzerinde baskı yaratıyor.