Jeffrey translate Turkish
2,626 parallel translation
We did what we came here to do, Jeffrey.
Hayır. Buraya geliş amacımıza ulaştık Jeffrey.
My parents used to live right next to Jeffrey Dahmer in Ohio.
Ailem eskiden Jeffrey Dahmer in Ohio'nun yan komşusuydu.
You can set up a time with my assistant Jeffrey.
Asistanım Jeffrey'den randevunuzu alabilirsiniz.
I bet you Jeffrey Dahmer was left in the crib.
Eminim Jeffrey Dahmer'ı da beşikte bırakmışlardır.
Hi, Jeffrey. [Laughs]
Selam Jeffrey.
It turned out that most of these cars had been involved in crimes, and many had led lives more colorful than Jeffrey Dahmer.
Bu arabaların çoğu suçlara karışmış ve çoğu Jeffrey Dahmer'den daha renkli hayatlara yol göstermiş hale geldi.
Jeffrey.
Jeffrey!
I think the problem, Jeffrey, Is you're taking Steven for granted.
Bence senin sorunun Jeffrey Steven'ı elde var sayman.
I will have you know, Eleanor, that our friend Jeffrey here is a clairvoyant.
Bilgin olsun diye söylüyorum Eleanor dostumuz Jeffrey kâhin bir kişiliktir.
Read her thoughts, Jeffrey.
Aklını oku Jeffrey.
I need you to focus your powers, Jeffrey.
Yeteneğine yoğunlaşmanı istiyorum Jeffrey.
Jeffrey. Dig! Dig!
Jeffrey. derine, derine!
Totally worthless, Jeffrey.
Sende iş yok Jeffrey.
Jeffrey, listen.
Jeffrey, bana bak...
He is an Oscar winner for his role as D'Jeffrey "Lucky" Seeda in the movie Hard to Watch.
O "İzlemesi Güç" filmindeki D'Jeffrey "Şanslı" Seeda rolüyle bir Oscar sahibi.
You are still in character as the verbally abusive D'Jeffrey.
Hala ağzı bozuk D'Jeffrey'nin karakterinde.
- Jeffrey!
- Jeffrey!
Jeffrey's room is right upstairs.
Jeffrey'nin odası üst katta sağ tarafta.
- Jeffrey, this isn't Reno.
Jeffrey, burası Reno değil.
Jeffrey!
Jeffrey.
Jeffrey!
Jeffrey!
You know, my husband Jeffrey is away, and I've got some bruschetta and white wine open.
Biliyor musun, eşim Jeffrey evde yok ve biraz bruschetta yapıp beyaz şarap açmıştım.
Well, he's a suspect in an ongoing investigation, doctor.
Şüphelisi doktor. Adım Jeffrey.
My name's Jeffrey. I don't got a lot of fancy letters behind my name.
Arkamda çok fazla süslü mektup bırakmadım.
Your partner's Jeffrey Gibbs, your drug counselor, isn't it?
Ortağın Jeffrey Gibbs, uyuşturucu danışmanın, değil mi?
Mr. Haynes, tell me who Jeffrey Berkoff is.
Bay Haynes, Jeffrey Berkoff'un kim olduğunu söyler misiniz?
Who Jeffrey Berkoff is?
Jeffrey Berkoff kim mi?
Did you know that Jeffrey Berkoff donated $ 600,000 to your hospital?
Jeffrey Berkoff'un hastanenize 600,000 $ bağışladığını biliyor musunuz?
I haven't, either. As far as we can tell, the doctors didn't know the organ would go to Jeffrey Berkoff, so we don't have that avenue anymore.
Şimdilik şunu söyleyebiliriz ki, hastane karaciğerin Jeffrey Berkoff'a gideceğini bilmiyordu yani artık oradan saldıramayız.
Jeffrey, our time has come.
- Öyleyim, değil mi? Jeffrey, zamanımız geldi.
I have many people I'd like to thank... my rep
Teşekkür etmek istediğim bazı insanlar var, temsilcim Koca Mike ve Jeffrey.
Big Mike, Jeffrey, my parents-ish, and, uh my main man upstairs.
Aileme ve yukarıdaki koca adama.
Let's get this puppy started, shall we, Jeffrey?
Hadi artık başlayalım, olur mu Jeffrey?
Is this about poor Jeffrey over there?
Bu konu oradaki zavallı Jeffrey'le mi ilgili?
Poor Jeffrey?
- Zavallı Jeffrey mi?
Ah, my gosh! Jeffrey, you can walk!
Jeffrey, yürüyebiliyorsun.
Too clever by half, Jeffrey.
Kendini çok zeki sanıyorsun Jeffrey.
Aw, Jeffrey.
Jeffrey.
Oh, Jeffrey!
Jeffrey!
- NOW I REALLY MISS JEFFREY.
Jeffrey'i özledim.
- I WOULD LOVE TO FIND A CLEVELAND JEFFREY.
Cleveland Jeffrey'i bulsam ne güzel olur.
I made it clear that it was Jeffrey or me.
Çok açık ifade etmiştim. Jeffrey ya da ben.
Liam, I'm... I'm not with Jeffrey anymore.
Liam, ben..... artık Jeffrey ile birlikte değilim.
It was Jeffrey.
Arayan Jeffrey'di.
Jeffrey called.
- Jeffrey aradı.
Leave Jeffrey.
Jeffrey'den ayrıl.
No, Jeffrey doesn't have a brain, silly-pants.
Hayır, Jeffrey'in beyni yok ki seni şapşal şey.
Jeffrey, you're not noticing I'm doing something interesting here, buddy?
Jeffrey, burada ilginç bir şey yaptığımın farkında değil misin dostum?
Jeffrey, clear our schedule.
Jeffrey, randevularımızı iptal et.
Jeffrey...
Jeffrey!
Jeffrey, it's your friend the dean.
Jeffrey, ben arkadaşın dekan.