Juke translate Turkish
137 parallel translation
Man in the moon, Juke, get it?
anladın mı?
Where you goin', Juke?
Juke?
Keep quiet, Juke.
Sakin ol Juke.
Mine's Juke.
Benimki Juke.
Howdy, Juke.
Selam Juke.
Juke, there's a sheriff looking for you somewhere.
seni arayan bir şerif var. Nerede?
I guess that ought to show John Armin you mean business, eh, Cole? I reckon you're right, Juke.
Juke.
Bed'em down, Juke.
Yerine otur Juke.
Ted and Juke are the best drivers in the territory.
bölgedeki en iyi şoförlerdir.
Juke, what in the world are you dressed like that for?
dünyada ne gibi giyinmişsin?
Juke can get all the drivers and we'll still make that run on schedule.
Juke tüm sürücüleri alabilir ve bunu zamanında yapacağız.
Juke, you stay here and help Celia.
burada kal ve Celia'ya yardım et.
You keep quiet, Juke!
Sakin ol Juke!
Sit down, Juke.
Otur Juke.
Hello, Mr. Juke.
Bay Juke.
Juke just bailed you out.
Juke seni kurtarmıştı.
You know, Juke, it don't take a smart man... to figure that my uncle's getting a bear trap ready for me.
zekice bir adam almıyor... Amcamın benim için bir ayı tuzağı hazırladığını anlamak için.
Juke will bring'em through.
Juke bunları getirir.
You understand?
Juke.
Sure, Juke. We understand.
Anlıyoruz.
Good luck, Juke.
İyi şanslar Juke.
Juke, one of your riders has run out.
binicilerinizden biri tükendi.
Get on your wagon, Juke.
Vagonuna bin Juke.
Hey, Juke!
Juke!
Keep going, Juke!
Devam et Juke!
We're obliged to you for the warning, Celia, but I reckon we can handle any trouble that comes along, eh, Juke?
bizden mecburuz Juke?
- This is the Vird boys, Juke and George.
- Bunlar Vird kardeºler, Juke ve George.
Juke, George.
Juke, George.
What's the matter, Juke?
Ne oldu Juke?
Juke!
Juke!
Juke knew.
Juke biliyordu.
If Skull got Juke, they did it to get me.
Juke'u vuran Skulllar ise, amaçlari beni üzmekti.
A wolf pack on one man like they got my brother, Juke.
Tek bir adama saldiran bir kurt sürüsü gibi.
Killed a poor kid like Juke, who never did nothing to nobody.
Juke gibi, kimseye zarari olmayan birini öldürdüler.
Sort of takes care of Juke.
Juke'un intikami alinmiº sayilir.
Fay Dutcher killed Juke Vird the night of the stampede.
O kargaºa sirasinda Juke'u Fay Dutcher öldürdü.
Juke and George.
Juke ve George.
You're going to stay away from men, juke joints, booze and pinball machines.
Erkeklerden, kulüplerden, içkiden, tilt makinelerinden uzak duracaksın.
There are plenty of other juke joints on the highway.
Otoyolda, müzik kutusu olan bir sürü meyhane var.
Let's you and me go juke.
Birlikte gidelim.
That's when you get into a car... which is preferably open in any kind of weather... and then you drink a little bit... and you drive a little bit... and then you stop and you dance a little bit with a juke box.
Tercihen, her tür hava koşulunda üstü açık olan arabana atlarsın sonra biraz içersin araba sürersin biraz sonra müzik kutusu olan bir yerde durup biraz dans edersin.
And then you drink a little bit more... and you drive a little bit more... and you stop and you dance a little more to another juke box.
Sonra biraz daha içersin biraz daha sürersin sonra başka bir müzik kutusunda biraz daha dans edersin.
play the juke.
Müzik koy.
The juke's box, there is no music?
Jukebox, müzik yok mu?
Juke's box.
Jukebox.
Well, I think I'll shove some change in that juke.
Sanırım şu müzik kutusuna biraz bozukluk atacağım.
Take him to the sheriff, Juke.
Juke.
Ah, quiet, Juke.
Juke.
Looks all right, Juke.
Juke.
You'd better go in and keep an eye on him, Mr. Juke.
Bay Juke.
PUTS IT ON THE JUKE.
Ben hayattayken.