Kaman translate Turkish
332 parallel translation
I have a ton of laundry for you to do.
Yıkaman gereken bir ton çamaşırım var.
Maxine is waiting to wash your faces. Scamper along.
Maxine yüzlerinizi yıkamanız için bekliyor, hadi acele edin.
The most wonderful feature of these, you don't have to launder them.
Bunların en güzel yanı yıkamanıza gerek olmaması.
Wash us?
Bizi yıkaman mı gerek?
You'll have to wash your hair again, several times.
Saçını birkaç kere daha yıkaman gerekiyor.
Here's your dagger.
Bu da sizin kamanız.
We don't even want you for a cook or a dishwasher.
Yemek pişirip bulaşık yıkamanı bile istemiyoruz.
Mr. Palmer would like to have the car washed tonight.
Bay Palmer bu gece arabayı yıkamanı rica ediyor.
- Can I help with your wash?
- Yıkamanıza yardımcı olabilir miyim?
I suggest you to put cotton in your ears! Open this drawer.
Seslerine sinir oluyorsanız kulaklarınıza pamuk tıkamanızı öneririm.
I suggest you stuff cotton in your ears. Please open this drawer.
Seslerine sinir oluyorsanız kulaklarınıza pamuk tıkamanızı öneririm.
The essence of the so-called capitalist world or the communist world is not an evil volition to subject their people by the power of indoctrination or the power of finance but simply the natural ambition of any organization to plan all its actions
Sözümona kapitalist sözcüğünün veya komünist dünyanın özü, ... insanlarını,... beyin yıkamanın veya finansın gücünün.. ... boyunduruğu altına girmesini sağlayan kötü bir iradeden ziyade ;
Oh, Peggy! Yes, you must.
Evet, yıkaman gerekiyor.
There's some hankies in the drawer you can use to gag me.
Çekmecede ağzıma tıkamanız için... mendiller var.
Morning, some water for you to freshen up.
Yüzünü yıkaman için temiz su getirdim!
You know what we're going to have out in front of our car wash?
Oto yıkamanın önünde ne olacak biliyor musun?
He decides the brainwashing has worked, so he sets him free knowing that in his condition he won't care who follows him to the secret reservoir.
Beyin yıkamanın başarılı olduğuna kanaat getiriyor ve onu serbest bırakıyor ve biliyor ki, babun gizli rezerve giderken onu kimin takip ettiğini umursamayacak bir durumda.
Did you receive your dagger?
Kamanı aldın mı?
The brave the evil never exist together
O tuzaklı sopanı ve gizli kamanı kullanarak yiğitleri harcıyorsun!
I'll get some water to wash it for you
Yıkaman için biraz su getireyim
Maybe in 1 0 days'time, or a month at most... you can master it at will I'd rather you stay here... to complete your kung fu... and look for me then
belki 20-30 gün daha sıkı çalışırsan gerçek bir kung fu üstadı olabilirsin! O nedenle senide yanıma almaktansa... burda kamanı ve kendi kendine kung fu'nu geliştirmeni tercih ederim! ... hem zaman kaybetmezsin!
And the nurse is an absolute peach. Anyway, After the explosion,
Artık neredeyse bana, yarasa pisliğiyle başınızı yıkamanın kelliği önlediğini söyleyeceksiniz.
Next you'll be telling me that washing your hair in bats droppings stops you going bald!
Artık neredeyse bana, yarasa pisliğiyle başınızı yıkamanın kelliği önlediğini söyleyeceksiniz.
Oh, now come on honey, I ain't asking you to wash the windows or nothing... I just want a beer.
Aa, yapma tatlım! Senden bulaşıkları yıkamanı falan istiyor değilim sadece bir bira. Hadi ama!
You know, when I offered you a ride home, it wasn't to get you to wash my car.
Seni eve, arabamı yıkaman için bırakmamıştım.
What are you doing washing laundry?
Şimdi çamaşır yıkamanın sırası değil?
- Use your wedge!
- Kamanı kullan!
To bathe her?
- Onu yıkamanızdan mı?
its scepter is a plank with wide holes, called Korê "Kaman" or Wing of the Korê.
"Kore Kanadı" adında ağaçtan oyma bir asası vardır.
You doing the laundry for me.
Benim için çamaşır yıkamanı.
You won't have to wash your hands as much!
O kadar çok elinizi yıkamanız gerekmez!
Is there a special technique to this foot washing?
Bu ayak yıkamanın özel bir tekniği var mı?
Didn't your mama teach you to wash your hands after you pee?
Annen sana işedikten sonra ellerini yıkaman gerektiğini öğretmedi mi?
And it... wouldn't hurt if you washed their feet every once in a while, either.
Ve, uh, arada sırada... sizin de onların ayaklarını yıkamanızdan kimseye zarar gelmez.
I want you to wash it.
Yıkamanı istiyorum.
Give me the tip of your dagger.
Kamanızın ucunu yaklaştırın.
I see he's in the middle of a power wash.
Görüyorum ki önemli bir yıkamanın ortasında.
Now first, we must clean them.
- Olmaz. - Önce yıkamanız gerekiyor.
I've forgotten what a nuisance it is to wssh.
Yıkamanın nasıl bir baş belası olduğunu unutmuşum.
- You have to wash my dress.
- Elbisemi yıkaman lazım. - Tamam.
Who told you to do the dishes? This isn't your house!
Kim sana bulaşıkları yıkamanı söyledi?
- My laundry will be on your doorstep.
Çamaşırlarımı senin yıkaman gerekecek evlat. Neden bu kadar kızdı baba?
You were supposed to wash these!
Bunları yıkaman gerekiyordu!
You must do the washing-up.
Cecilia, bulaşıkları yıkaman gerekiyor.
"You're supposed to wash your hands after using the facility."
"İşini bitirdikten sonra elini yıkaman gerekiyor."
- [Groans] - Dad and all these other people... are obviously the products of mental conditioning.
Babam ve bütün diğer insanlar beyin yıkamanın etkisinde.
You have... underwear and socks to wash.
Yıkaman gereken iç çamaşırları ve çoraplar var.
- What, do you got laundry to do?
- Ne, yıkaman gereken çamaşır mı var?
And we make love right there inside of the car wash!
Ve tam orada, oto yıkamanın içinde seviştik.
Did I ask you to take the robe?
Yıkamanı istedim mi?
He said Wash your hands before you bring him his lunch.
Ona öğle yemeğini götürmeden önce ellerini yıkamanı söyledi.