Kap translate Turkish
126,111 parallel translation
We can't open that door again.
O kapıyı tekrar açamayız.
Get her to open the door!
Kapıyı açmasını sağlayın!
If they open that door right now, all of us are dead.
Şu anda o kapıyı açarlarsa hepimiz öldük.
Why did you slam the door on me?
Neden kapıyı üzerime çarptın?
Could you move away from the door, please?
Kapının önünden çekilebilir misin, lütfen?
And the very second the sun starts shining, there's some kind of euphoria in people.
Ve güneş parlamaya başladığı an insanlar coşkuya kapılırlar.
Think about them, always. And doors will open for you.
Her zaman onları düşünün, önünüzde kapılar açılacaktır.
Oh, my God, look at the doors.
Aman Allah'ın şu kapıya bak.
If my doorman drops out of the rotation, I'll give you a call.
Eğer benim kapıcı işi bırakırsa, seni ararım.
- In all my years here, no one has walked through that door because they were worried how another person was feeling.
- Burada geçirdiğim onca yılda o kapıdan başka birinin hisleri hakkında endişelendiği için giren... kimse olmamıştı.
A lot of shops don't want them walking through the door.
Birçok dükkan onların kapılarından içeri girmesini istemiyor.
You're not walking through that door ever again.
O kapıdan içeri bir daha asla giremezsin.
When the Armageddon comes, the doors will be locked.
Kıyamet olduğunda kapılar kilitli olacak.
I'm at the front gate.
- Ön kapıdayım. Gelsene.
When that music stops, there'll be no chairs left.
Bu müzik sona erdiğinde kapılacak sandalye kalmayacak.
Front gate, sir.
Ön kapı, efendim.
Him and Martha hung it over the door.
O ve Martha kapıya asmıştı.
No gate, no guard, no good.
Kapı yok, bekçi yok, iyi değil.
And what if he comes back to the door now?
Ya şimdi kapıya dayanırsa?
50 yards from the front gate.
Ön kapıdan itibaren 50 yarda.
Keep that gate closed, Jimmy!
Kapıyı kapalı tut, Jimmy!
You open that gate and I shoot you in the head.
O kapıyı açarsan kafanı uçururum senin.
Open the door.
Kapıyı aç.
- Open the door, Vernon.
- Kapıyı aç, Vernon.
Action at the gate.
Kapıda hareket var.
Get the door.
Kapıyı aç.
Still not much for knocking, huh?
Kapıyı yine çalmadın.
Man, don't anybody knock?
Kimse kapı çalmaz mı burada?
Every time she comes, she stands at the door.
Her zaman gelip, kapıda dikilip bekliyor..
You walked through that door alone, and I felt... lighter.
O kapıdan tek başına girdin ve ben daha hafiflemiş hissettim.
Open the door!
Kapıyı aç!
Hey, don't sleep on my steps.
Kapımın önünde uyuma.
Do it now before my friend comes through that door.
- Arkadaşım o kapıdan girmeden önce.
I'll just, uh... leave my baby on a stranger's doorstep and get blackout drunk.
Ben de bebeğimi birinin kapısına bırakıp kendimden geçene kadar içerim.
Door to door, like a perfect gentleman.
Kapıdan kapıya, bir centilmen gibi.
Close the door.
Kapıyı kapa.
Open the gates!
Kapıları açın!
We attack one gate with a substantial army, allowing smaller groups to enter through a second gate, a third gate, even.
Bir kapıyı büyük bir ordu ile saldırıyoruz, Küçük grupların ikinci bir kapıyla, üçüncü bir kapıyla girmesine izin verir.
There is a gate close to the river?
Nehre yakın bir kapısı var mı?
It's called Ludd Gate.
Buna Ludd Kapısı denir.
You will attack the north gate with your own men.
Kuzey kapısına kendi adamlarınızla saldıracaksınız.
[DOOR CLOSES]
[Kapı KAPALI]
Why are all the good ones taken, right?
Niye bütün iyileri kapıyorlar değil mi?
♪ You grab your strap, nigga ♪
Emanetini kap zenci
Watch the door.
Kapıya dikkat et.
We come back from battle to find him with his head smashed in and the door locked from the inside.
Savaştan döndüğümüzde onu kafası ezilmiş olarak bulduk ve kapı içeriden kilitliydi.
Know anything about glyphs and wards?
Sembollerle kapı mührü hakkında ne biliyorsun?
When you gonna open this door?
Bu kapıyı ne zaman açacaksın?
Thank you.
O insanlar için savaşmak kendin için savaşmakla aynı kapıya çıkıyor.
You want the freedom to see other people.
O kapının açık olduğunu farz et.
- Maybe knock next time.
- Bir dahaki sefere kapıyı çalsan.